logo
23 NİSAN 2024

İşşize iş, aşsıza aş

23.02.2009 00:00:00
Giresun'un Görele İlçesi'nde konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "İnşaallah sizin işsizinize iş, aşı olmayana aş olmaya geliyoruz" dedi. BTP Lideri Ev hanımlarına 500 lira vereceğini de ifade eden

 

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yerel seçim çalışmaları kapsamında Görele'nin Kırıklı beldesini ziyaret etti. BTP Genel Başkanı, burada yaptığı konuşmada, "Siyasetçinin vazifesi ülkesini tanıması, insanını bilmesi, geçim sıkıntılarını görmesi, onun için de Türkiye'yi adım adım dolaşması, kimin neye ihtiyacı var bilerek bir proje, bir plan, bir tez ortaya koymasıdır. Siyasetçinin vazifesi budur" dedi.

Kırıklı'nın sorunları Ankara'dan çözülmezYıllarca Ankara'da bir masanın başında oturup Kırıklı'nın meselesinin konuşulduğunu oysa buradaki insanların yaşadıklarını, çektiklerini, geçimini, derdini bilmek gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "O halde böyle projeler hiçbir işe yaramaz. Çünkü afakidir, çünkü dolmadır ve de sokma akıl yedi adım gider hesabıdır" dedi. "Beldeyi yakinen görebilmek ve burada nelerin olabileceğini teknik adamlarımla değerlendirmek için aranızdayım" diyen BTP Genel Başkanı, şu anda Türkiye'nin 5 büyük partisinden biri olduklarını ifade ededek, şöyle konuştu: "Benim gördüğüm ve bildiğim bu memlekete ve millete 5. sıradaki  parti layıkıyla hizmet edemez. Bu parti mutlaka ilk 3 parti arasına yerleşmesi lazım ki bu ülkeye hizmet edebilsin. Eğer bu gerçekleşmezse şu ana kadar neler çektinizse, bu devam eder. Çünkü şu güne kadar bizi idare eden partilerimizin diğerlerinden farkı yok. Eğer ben dediklerimi yerine getirmezsem, yakamı tutar, hesabı sorabilirsiniz. Ben sizin içinizden biriyim."

Dışarıdan medet bekliyorlarProf. Dr. Haydar Baş, "Türkiye tarihinde bir ilim adamı çıkıp da adını yazdığı teze vurup dünyada kendisini tanıtabilmiş mi? Hepsi İMF'nin kuyruğunda, hepsi Amerika'nın kuyruğunda, hepsi Avrupa Birliği'nin kuyruğunda sıraya girmişler, hazır ol vaziyetinde emir bekliyorlar" şeklinde konuştu. Fındık konusuna da değinen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "2007'de ben, siz Karadenizli kardeşlerime fındığınıza tam 10 Türk Lirası vereceğim. Benden 10 TL duyunca bunlar sizlere, 'biz de 7 lira veriyoruz' diyecekler ama bu 7 lirayı sizlere vermeleri mümkün değil. Size verseler verseler 5 lira verirler, onu da fındığı satıp 1-2 yıl sonra parasını alırsınız. Şimdi soruyorum: ben o gün konuştum, doğru mu konuştum? "Evet Hocam doğru ve de noksansız konuştun" dediniz. Şimdi fındık 2 - 2.5 liraya düştü. Onu da satamıyorsunuz. O gün beni dinlemediniz. Eskiler derler ki, "Sakalım olsa sözüm dinlenirdi". Beninim sakalım da vardı. Niye benim sözümü dinlemediniz?"

Karadeniz'e çikolata sanayi kurulacakDiğer partilerin fındığı 1 liraya bile alamayacağını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kendisinin fındığa nasıl 10 TL vereceğini şöyle anlattı: "Olay şudur: Oturup dedikodu, fitne üretirsen, hiçbir şey yapamazsın. Biz devamlı araştırıyoruz. Benim kadrom çok teknik bir kadrodur. Bilen insanlar, olayları görerek tesbit eden insanlar. Yani biz ezbere konuşmayız. Biz diyoruz ki; Kırıklı'da madem ki fındık var, Kırıklı beldesi madem ki bu fındıkla geçiniyor, bizim yapmamız gereken bu fındığı pahalıya satmak. Bunun da iki yolu var: Bu fındığı Türkiye'de kendi yerinde, iyi değerlendirip iç piyasaya sürmek. Dahası bunu güzel paketleyip dışa ihraç etmek. Biz, Allah nasip ederse iki yolu da devreye koyacağız. Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon bölgelerine devasa çikolata sanayi kuracağız. Kırıklı beldesinin halkı sadece fındık toplamayacak, fındığın dibini ayıklamayacak. Topladığı fındığı gidecek bu çikolata fabrikasında işleyecek, orada işçi olacak. İki türlü geliriniz olacak: Fındığı yetiştirdiğiniz için fındığın sahibi pozisyonunda para kazanacaksınız , ilaveten çalıştığınız fabrikada işçi olacaksınız. O zaman geliriniz iki olacak. Peki güzel de hocam sen bunu nasıl 10 liraya alırım diyorsun? Onlar 5 liraya alamıyor da sen 10 lira nasıl veriyorsun? Ha benim farkım da bu ya zaten. Eğer fındığı sade haliyle paketler satarsak bunu biz ancak 10 liraya satabiliriz. Ben 10 liraya alıp 10 liraya satsam ne kazanacağım? Dolayısı ile karsız ticaret yapılmaz. Devlet babanın yapacağı bir iş var. Benim bu yaptığım fındığın katma değerini artıracak. Alacak bunu çikolatanın içerisine koyacak.1 kilo çikolatada bizim fındığımızın değeri asgari 50 TL, azami olarak 90 lira. Soruyorum şimdi, ben sizden 10 liraya aldım. Tüccara verdim. Tüccar bunu çikolatasında kullandı, 50 liraya sattı. 50 liraya satıp kar eden, benden o fındığı 10 liradan alır mı, almaz mı? 90 liraya satan, bu fındığı benden 15 liraya alır mı,almaz mı? Yetmedi... İkinci olarak fındığı preslerde ezip, katkı maddeleriyle kilosu 7 liraya mal edilecek olan bu ürünü de toptan 20 Türk lirasına satacağız. Ben senden fındığını alıp bu iki işlemi yapacağım ve hem içerde müşteri bulacağız hem de dış piyasada işlenmiş olarak ihraç etme imkanını elde edeceğiz. Onun için ben o günün şartlarında size tam 10 lira vereceğim dedim. Sakın başkalarının dedikodusuna, fitnesine, yalanına aldanıp da elinizle bu adamlara reyinizi vermeyin. Vallahi aç kalırsınız dedim. Aç kaldınız mı, kalmadınız mı?"

Siyaset anlayışı değişecekTürkiye'yi idare edenlerin bugüne kadar hizmet etmek için değil, milletin sırtından geçinmek için bunu yaptıklarını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Şimdi dostlar. Gelin el ele verelim şu çilenin sonunu getirelim. Bunu bir devlet politikası haline getiren siyasilere eğer biz sandıkta bir daha destek verirsek, yeminle konuşuyorum Allah belamızı tam verir. O zaman gidecek yer de bulamazsınız. Şehre gitsek orda ne yapacağız. Hangi işte çalışacağız? Sanayi mi var? Ticaret mi var? Pazarlama mı var? Ne var? Aç susuz kalacağız. IMF'ye kafasını takıp, AB'yi gönlünde padişah yapanların işi değil bu hizmet. Bu iş Haydar Baş'ın işi,sizin işiniz. El ele vereceğiz ve bu işi yapacağız."

Ev hanımlarına özel maaşEv hanımlarına 500 lira vereceğini de ifade eden BTP Lideri Prof. Baş, "Ben konuşuyorum, bana gülüyor vatandaş. Allah Allah, acaba yanlış bir şey mi yaptım diyorum. Diyorlar sen nerden bulup da vereceksin? Bu milletin akıllısı sen misin? Bir de çıktım suçlu. Ben para vereceğim sana diyorum. Onlar beni suçlu ilan ettiler. Öyle değil mi? Nerden bulup da vereceksin, nasıl vereceksin? Allahu Ekber! Ama Allah o kadar büyük ki, bir bela verdi dünyaya. O dünya da bu çileden kurtulmak için döndü dolaştı, geldi benim dükkanıma. Haydar Hoca'nın dükkanına. Dün bize bir satır yer vermeyen ABD, Rusya, Venezuella, Brezilya, Fransa, İtalya, Almanya, Hollanda Portekiz şu anda dünyada tam 42 ülkesi benim size vereceğim vatandaşlık maaşını kendi vatandaşına vermeye başladılar. Siz bana dün rey verseydiniz, bu maaşı vallahi de o gün alacaktınız, billahi de alacaktınız. Fitneleri dinledik, yalanları dinledik, yapamaz dedik, gittik oyumuzu boşa attık, yok ettik gittik. Bundan sonra bu yanlışa bir daha düşmeyelim" dedi.  Avrupa peşinde koşanların hiç bir şey bilmediklerini de söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "O Avrupa dediğimiz dünya altın plaket de olmak üzere bana 30 tane ödül verdi. Ama ben dirseğimi ona çevirdim. 'Sen kim oluyorsun' dedim. Ama ne yapayım ki,adama vurmuşlar ah arkam demiş, önüne vurmuşlar ah arkam demiş, sağına vurmuşlar ah arkam demiş. Benim arkam da sizsiniz. Şimdi benim arkam olmaya söz veriyor musunuz? Vallahi ben buraya hizmet getireceğim. Şurasını örnek bir yer yapacağım. Hepsi çatlayacak, patlayacak. Ben size 500 lira verseydim, ne olurdu biliyor musunuz? Türkiye'de bir para yılda 15 el değiştirir. O zaman 500x15 ne eder 7 bin 500 TL. Devlet bundan yüzde 30 kar alsa 540 lira eder. 500 lira verdim yerine 540 lira olarak döndü. Ben size para vermedim, siz bana verdiniz. Hesap adamı olmak budur, devlet adamı olmak budur."

İş ve aş getireceğizBTP dışında hiçbir siyasi partide olmayan Dar Bölge Kalkınma Modeli sahibi olduklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Ali Kırca kardeşimi Kırıklı Belediye Başkan Adayı olarak size tevdi ediyorum. 29 Mart akşamı sizden başkan alacağım. İnşallah bize vereceği raporlara göre buraya hizmet getireceğiz. İnşaallah sizin işsizinize iş, aşı olmayana aş olmaya geliyoruz" dedi.
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?

İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı

Fatih Camii'nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
23.04.2024 19:27:00 / Güncelleme: 23.04.2024 19:35:11
İhlas Haber Ajansı
İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı
İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı
İstanbul'da hayatını kaybeden İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç, son yolculuğuna uğurlandı.

Fatih Camii'nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.



Mahmud Efendi'nin vefatı üzerine İsmailağa Cemaati'nin başına geçen Hasan Kılıç, dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.

94 yaşında hayatını kaybeden Hasan Kılıç için Fatih Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.



Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Valisi Davut Gül, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Kılıç'ın çok sayıda yakını katıldı.



Hasan Kılıç'ın naaşı Sakızağacı Şehitliği'nde toprağa verildi.

Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun

İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu; deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu, 'Baza altlarını dolduralım, toz solumamaya dikkat edelim, gaz patlaması ihtimaline karşı aydınlatma için çakmak kullanmayalım' dedi.
23.04.2024 11:50:00
İhlas Haber Ajansı
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; deprem öncesi alınması gereken tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar ve sonrasında da uyulması gereken kurallar hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu.

Osmanoğlu; 'Öncelikle başımızı darbelere karşı korumak için sağlam yapıların yanına saklanmamız gerekiyor. Mesela işte sandalye destekli sağlam masaların altı olabilir. Veya geniş hacimli koltukların dibi olabilir. Kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. İş yerimizde başımızı ve ensemizi kapatarak, koruyarak elimizle veya işte elimizdeki kapalı veya bir yastıkta da başımızı koruyarak bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Bu yaşam üçgeni içerisinde diz çökerek, kapanarak ve çöp kapan tekniğiyle yerden de tutunarak düşmemek için bu şekilde bir kendimize yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Kapı ve pencerelerden kesinlikle uzak durmamız gerekiyor. Deprem anında paniğe kapılıp kaçmaya çalışmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Merdivende özellikle asansörü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor. Merdivenleri kullanmamamız gerekiyor. Yaşanan Maraş depreminde yani mesela dikkat çekiliyor. Evlerimizdeki bazaların, koltukların altlarının mesela dolu olması önemlidir. Bir tavan çöktüğü anda zamanla bazaların altındaki boşluk kapanana kadar çökebiliyor. Orada bir yaşam üçgeni kaybolabiliyor. O yüzden bazaların ve koltukların altlarına destekli malzemeler koymamız önem arz ediyor. Onun dışında avize varsa avizelerin altından kesinlikle kurmamamız gerekiyor. Üzerimize devrilebilecek raflar, dolaplar, bu tarz duvara sabit olmayan eşyalardan da yine uzak durmamız gerekiyor. Dediğimiz gibi deprem alanında kesinlikle eğer bina içinde yani yere yakın değilsek, kaçmaya müsait bir yer değilse bina içerisinde kalmamız ve kendimize bu yaşam üçgenini oluşturmamız önem arz etmektedir' dedi.

'Enkaz altında toz yutmamaya özen gösterin'

Enkaz altındaki yaşam üçgeninde de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, 'Olası bir enkaz altında alma durumunda çok fazla hareket etmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Çünkü hava açısından sıkıntılı bir ortam olabilir. Hareket ettiğimizde de toz kalkabilir. O tozları mümkün olduğunca az solumaya dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızı mendil benzeri bir şey varsa veya elbisemizle, kıyafetimizle ağzımızı kapatarak nefes almamız gerekiyor. Yardım isterken duvarlara veya borulara vurarak yerimizi belli etmeye çalışmalıyız. Bağırmak yine çok fazla toz yutmamıza neden olacağından bağırmak yerine ıslık daha avantajlı olabilir' diye konuştu.

'Enkaz altında çakmak yakmak faciaya neden olabilir'

Dediğimiz gibi en enkaz altında kalma durumunda öyle bir durum varsa kesinlikle çakmak gibi ateşten uzak durmalıyız. Kesinlikle yakmamalıyız. Yine elektrik düğmesini açma, kapama işlemlerini kesinlikle yapmamanız. Herhangi bir patlama riskine karşı uzak durmamız gerekiyor. Yine sarsıntı geçtikten sonra fırın gibi böyle yangın tehlikesi bulunan eşyaları kapatmamız gerekiyor. Sonrasında güvenli bir şekilde dışarıya çıkmamız gerekiyor' dedi.

Bina çıkışlarında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Osmanoğlu, 'Binaları terk ederken de dışarıya çıktığımızda binadan malzemeler düşebilir. Taş düşme riski olan yerler olabilir. Binayı tahliye ederken yine başımızı koruyarak hızlı bir şekilde binayı terk etmemiz gerekiyor' diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04
Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Arapça sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu. Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde ise iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti kapsamında Bağdat'ta bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serkan Kayalar, TİKA tarafından restore edilen Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam Külliyesi'ni ziyaret etti.

Bağdat'ta bulunan Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi Kürt şahsiyetlerin İslam'a hizmetleri hakkındaki sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu.



Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesindeki özgeçmişinde "İyi derecede Arapça ve Fransızca bilmektedir" ifadeleri yer alıyor.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.