Yiğit ihale için ortak arıyordu
İşadamı Kamuran Çörtük'ün TBMM Türkbank Soruşturma Komisyonu'nda verdiği ifadenin tutanaklarında, Korkmaz Yiğit ile ilişkisini şöyle anlattı: "Jefi Kamhi, Korkmaz Yiğit'in Türkbank ihalesi için bir ortak aradığı, beraber girip giremeyeceğimizi sordu. Ben kabul etmedim. Ondan sonraki aşamalarında Korkmaz Yiğit beni bir vesileyle arayarak ortaklık teklif etti, 'bu işe beraber girelim' dedi. Ben de kendisine böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi söyledim. Flash TV'yi almaya çalışıyoruz dedim. Bir de Raks Grubu'nun elindeki Genç TV'yi, yani daha sonra BRT olan televizyonun satışı sözkonusuydu. 'Ben o TV'yi aldım' dedi. 'Benim ama Kanal 6'yı alma niyetim var, Kanal 6'yı alırsam bunu satacağım' dedi. 'Satarsan, eğer biz de Flash ile anlaşamazsak, böyle bir şeyi alırız' gibi bir konuşmamızdan öte bir başka şeyimiz, söylentimiz olmadı. Daha sonra kendisi bana Kanal 6'yı aldığını bu televizyonu satacağını söyledi. Biz de bu televizyonun kendisinin aldığı koşullardan daha iyi koşullardan satın aldık. Şöyle söyleyeyim rakam aynıdır, çok saptırılmıştır, tartışılmıştır. 41 milyon 200 bir dolara aldık biz bu televizyonu, kendisi de bu fiyata almıştı. Aynı ay içinde almıştı, yani temmuzun başında o aldı, temmuzun ortasında biz aldık. Kendisi 24 milyon peşin ödeyerek aldı, biz 29 milyon peşin ödeyerek aldık. Yani öyle bir farklılık var."
Yiğit-Çakıcı ilişkisi
Çörtük'ün ifadesinde ihale sürecinde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ve Korkmaz Yiğit ile ilişkileri ise tutanaklara şöyle yansıdı: "Daha sonra birlikte bir yemek yedik. İş aleminde Korkmaz Bey vasıtasıyla bazı baskılar yapıldığı söyleniyordu. Somut şeyler yoktu ama bunlar konuşuluyordu maalesef. Kendisine dedim ki 'bu tip söylentiler var bunlardan dolayı inşallah sıkıntı olmaz.' İnkar etti 'Benim böyle bir ilişkim yok, ben hiç kimseyle böyle bir konuda baskı yapmıyorum' dedi. İhale sürecinde Mesut Yılmaz ile görüştük. Ama bu Pakistan'daki işlerim ile ilgiliydi. Sayın Mesut Yılmaz bir defasında 'Korkmaz Yiğit-Alaattin Çakıcı ilişkisine yönelik söylentiler var. İnşallah doğru değildir. Yoksa başı belaya girecek' dedi.
Yiğit'ten tehdit
Kendisi sadece işi kaybetme aşamasında bir gün beni arayarak 'Ben çok zor durumdayım, aldığım işi kaybediyorum, işte bana gidip Başbakan nezninde görüşerek yardımcı olur musun' dedi. Dedim ki, 'Vallahi niye böyle sıkıntıya düştün, ne oldu da bu hale düştün?' O da 'Benim ilişkilerimi tespit ettiler, belli gruplarla ilişkilerimi tespit ettiler, herhalde ihaleyi iptal edecekler, ederlerse ben mahvolurum' dedi. Ben de kendisine eğer böyle bir şey yaptıysan, zaten sen bunun bedelini ödersin dedim. Arada kendisine yardımcı olma konusunda baskı yaptı. 'Git benim adıma görüş, benimle kimse görüşmüyor' dedi. Ben de 'senin adına kimseyle görüşmem' dedim. Orada söylediği önemli bir laf vardır, 'Ben yok oluyorum, ben herkesi yok edeceğim' dedi. Sayın Başbakan ile yaptığımız bir görüşme sırasında tekrar aynı konu gündeme geldi. Yılmaz 'O kadar çeşitli söylentiler var, bu adam için çok iyi işadamı diyenler de var, farklı diyenler de var' dedi. 'Ben gördüm, bana geldiler' dedi. 'İyi bir adama benziyor' dedi. Bir kez de Pakistan için gittiğimde 'Yahu bu konu son derece rahatsız edici bir noktaya geldi. Çeşitli söylemler var ama elde hiçbir belge yok gibi' dedi.