Alelacele alınan seçim kararından ve seçim tarihinin belirlenmesinden sonra şimdi de yüzde on barajının aşağı çekilmesi için sesler yükselmeye başladı.
En son YTP Genel Başkanı İsmail Cem "Yüzde on barajının indirilmesi için girişimler olacaktır" derken; Meclis Başkanı böyle bir uygulamanın istikrarsızlık doğurabileceğini söyledi.
Diğer yandan seçimin erteletilmesi yönünde girişimler de söz konusu. Bütün bunlar hükümet ortakları başta olmak üzere eski-yeni bütün partilerin yaşadığı baraj ve sandık korkusunun işaretidir.
Bu korku haksız değildir. Her sabah yeni bir zam haberiyle uyanan vatandaşın açlık sınırı 389 milyona, yoksulluk sınırı ise 1 milyar 104 milyona kadar çıkmış durumda. Bu rakamlara göre açlık sınırının da altında yaşayan insanlarımızın sayısı tam olarak belli değildir. İşsizlik ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Karadeniz bölgemizde geçimini fındıktan sağlayan çok sayıda vatandaşımız fındık taban fiyatları açıklanmadığı için zor durumdadır. IMF'nin isteği üzerine çıkarılan fındık, tütün, şeker, mısır, pamuk gibi yasalar çiftçimize ağır bir darbe indirmiştir. Karadeniz'de fındık pazara indi. Ancak taban fiyat henüz açıklanmadı.
Giresun Esnaf Odaları Birliği'nin ifadesiyle "Çaresiz durumda bırakılan bu insanlar, bunun sorumlularına sandıkta gereken cevabı fazlasıyla verecektir".
Memur kesimi de farklı bir durumda değil. Hükümetin önerdiği 75 milyon liralık zammı sendikalar tarafından kabul edilmemesi üzerine kamu çalışanları iş yavaşlatma kararı aldı. KESK üyeleri, Bedaş Genel Müdürlüğü ve bağlı belediyelerde, vergi dairelerinde, Telekom'da, Köy Hizmetlerinde, Karayolları'nda ve diğer kamu işyerlerinde işi bıraktı. İstanbul'da eylem yapan kamu çalışanları "IMF uşağı hükümet istifa" sloganlarıyla Kadıköy meydanını doldurdu.
Bu manzaradan sorumlu olanların seçimi erteletmeye, barajı düşürmeye çalışmaları boşuna değil. Miting meydanlarına inememelerini de doğal karşılamak gerekir.
Miting alanlarında insanımızla kucaklaşan, milyonlar tarafından coşkuyla, heyecanla karşılanan tek partinin BTP olduğu açık ve net olarak görünüyor. Millet; gücünü sadece milletten alarak hizmet için yola çıkmış Kuva-yı Milliye kadrolarını yurdun dört yanında bağrına basıyor.
Dedik ya; iktidarıyla, muhalefetiyle mevcut partileri seçim ve baraj korkusunun sardığı bir dönemden geçiyoruz. Fakat korkunun ecele faydası yok.
En son YTP Genel Başkanı İsmail Cem "Yüzde on barajının indirilmesi için girişimler olacaktır" derken; Meclis Başkanı böyle bir uygulamanın istikrarsızlık doğurabileceğini söyledi.
Diğer yandan seçimin erteletilmesi yönünde girişimler de söz konusu. Bütün bunlar hükümet ortakları başta olmak üzere eski-yeni bütün partilerin yaşadığı baraj ve sandık korkusunun işaretidir.
Bu korku haksız değildir. Her sabah yeni bir zam haberiyle uyanan vatandaşın açlık sınırı 389 milyona, yoksulluk sınırı ise 1 milyar 104 milyona kadar çıkmış durumda. Bu rakamlara göre açlık sınırının da altında yaşayan insanlarımızın sayısı tam olarak belli değildir. İşsizlik ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Karadeniz bölgemizde geçimini fındıktan sağlayan çok sayıda vatandaşımız fındık taban fiyatları açıklanmadığı için zor durumdadır. IMF'nin isteği üzerine çıkarılan fındık, tütün, şeker, mısır, pamuk gibi yasalar çiftçimize ağır bir darbe indirmiştir. Karadeniz'de fındık pazara indi. Ancak taban fiyat henüz açıklanmadı.
Giresun Esnaf Odaları Birliği'nin ifadesiyle "Çaresiz durumda bırakılan bu insanlar, bunun sorumlularına sandıkta gereken cevabı fazlasıyla verecektir".
Memur kesimi de farklı bir durumda değil. Hükümetin önerdiği 75 milyon liralık zammı sendikalar tarafından kabul edilmemesi üzerine kamu çalışanları iş yavaşlatma kararı aldı. KESK üyeleri, Bedaş Genel Müdürlüğü ve bağlı belediyelerde, vergi dairelerinde, Telekom'da, Köy Hizmetlerinde, Karayolları'nda ve diğer kamu işyerlerinde işi bıraktı. İstanbul'da eylem yapan kamu çalışanları "IMF uşağı hükümet istifa" sloganlarıyla Kadıköy meydanını doldurdu.
Bu manzaradan sorumlu olanların seçimi erteletmeye, barajı düşürmeye çalışmaları boşuna değil. Miting meydanlarına inememelerini de doğal karşılamak gerekir.
Miting alanlarında insanımızla kucaklaşan, milyonlar tarafından coşkuyla, heyecanla karşılanan tek partinin BTP olduğu açık ve net olarak görünüyor. Millet; gücünü sadece milletten alarak hizmet için yola çıkmış Kuva-yı Milliye kadrolarını yurdun dört yanında bağrına basıyor.
Dedik ya; iktidarıyla, muhalefetiyle mevcut partileri seçim ve baraj korkusunun sardığı bir dönemden geçiyoruz. Fakat korkunun ecele faydası yok.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011