logo
25 NİSAN 2024

Küreselleşmenin tek panzehiri

02.12.2005 00:00:00
 Dünyada diğer iktisadi görüşlerin devrinin bittiğini, Milli Ekonomi Modeli devrinin başladığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bu modelin milli devletin olmazsa olmazı, küreselleşmenin tek panzehiri, Türk'ün tarihine sahip çıkışının adı olduğunu belirtti Milli Ekonomi Modeli tezinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Sarayı ile  Grand Cevahir Hotel ve Uluslararası Kongre Merkezi'nde 26-27 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen kongrede yaptığı kapanış konuşmasının bugün yayınlayacağımız son bölümünde modelinin "döviz", "kur", "dış ticaret rejimi" gibi konularda hangi kendine özgü uygulamaları dikkatlere sunduğunu açıkladı. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: Konvertibilitede mütekabiliyet esası "Milli Ekonomi Modeli'nde ülkelerin uygulaması gereken kur politikaları da ele alınmakta ve yeniden düzenlenmektedir. Bugün dünyanın değişik yerlerinde FEX piyasalarında ulusal paranın alım ve satımı yapılmaktadır. Londra, New York, Paris, Tokyo gibi piyasalarda belli başlı ülkelerin paraları alınıp satılmaktadır.Türk Lirası ile bu piyasalarda Dolar veya Euro almamız mümkün değildir. Başka bir ifade ile TL konvertibl değildir. Ulusal paramız, dünyanın herhangi bir yerinde Dolar ile değiştirilemez iken; kendi topraklarımızda hem halkın arasında, hem de bankalar arası piyasalarda başta Dolar olmak üzere 'hart körinsi'ler işlem görebilmektedir.Tezimize göre madem ki ulusal paramız, FEX piyasalarında işlem görmemektedir; öyleyse, kendi topraklarımızda da bu paraların konvertibl olmasına müsaade etmemizin bir izahı olamaz." "Dolar cinsinden rezerv tutan ülkeler, şayet bu rezervlerini sahibine geri götürseler, karşılığını bulamayacaklardır. Bu açıdan bakıldığında; zengin kabul edilen birçok ülke, gerçekte sadece 'değersiz kâğıt parçaları'na sahiptir. Son dönemlerde Asya'da ve Meksika'da çıkan krizler incelendiğinde; bunların ülkemizde çıkan krizlerle aynı yapıda oldukları görülecektir. Ekonomi büyüyor gözükür iken ve enflasyon düşme eğiliminde iken, bir anda kriz patlamaktadır. Bu ülkelerin tamamında kriz öncesi 'büyük portföy akışı'nın olması dikkat çekicidir. İster sabit, ister dalgalı kur olsun; yabancı paranın değeri serbest piyasada belirlendiğinde, bu piyasalara hâkim olan global sermaye sahipleri bir anda ellerindeki ulusal veya yabancı parayı satarak veya alarak piyasaları darmadağın etmektedirler. Nitekim her şey yolunda iken, cari açık, yabancı para ile finanse edilmekte, arkasından bir anda piyasalardan çekilen global sermaye bomba etkisi yapmaktadır."Döviz değerini Merkez Bankası belirleyecek"Milli Ekonomi Modeli'nde 'Kambiyo Sistemi', ithalat ve ihracata dayalı sabit kur sistemidir. İthalat ve ihracata dayalı bir sistemde, yabancı paranın değerini global sermaye sahipleri değil, ülkelerin Merkez bankaları belirleyecektir. Böylece kontrol, devletin elinde olacağı gibi, yabancı paranın fiyatı gerçek değerinde ve ülkelerin çıkarlarına uygun bir fiyat düzeyinde ayarlanacaktır. Ünlü spekülatör Soros'un İngiltere Merkez Bankasına bile devalüasyon yaptırdığı düşünüldüğünde; devletlerin kendi kontrollerinde olmayan bir kambiyo sisteminin, mutlaka piyasalarda büyük tahribatlara neden olacağı görülecektir. Yabancı paranın ithalat ve ihracata bağlı olarak değerini bulması ve 'sabit bir değişken' olarak Merkez Bankası tarafından belirlenmesi; dövizi bir yatırım aracı olmaktan çıkarır. Bu durumun, ülke ekonomilerine iki önemli katkısı vardır. Birincisi, 'milli gelirin küresel güçlere transferi' engellenir. İkincisi, 'yabancılar, ülke ekonomisi üzerindeki etkileri'ni yitirirler. Yani Serbest Piyasa ekonomisinde piyasalar, gelişmiş ülkelerin ve global tefecilerin kontrolüne geçmekte iken; tezimizde getirilen, halkın yararına devlet kontrolündeki piyasa anlayışı ile tefecilerin yerini 'milletin kendisi' almaktadır."Dalgalı kur sistemine son"Şu anda ülkemizde uygulanan dalgalı kur sisteminin yararımıza olmadığı ortadadır. Zira, arka arkaya bu kadar yüksek cari açık vermemize rağmen, döviz fiyatlarının düşüklüğü bunun göstergesidir. Normalde cari açık olan ülkelerde, döviz talebinden dolayı döviz fiyatlarını yükselmesi gerekir iken; ülkemizde düşmektedir. Global sermayedarlar, getirdikleri dövizi ülkemizde ulusal paraya çevirip satmak suretiyle, hem faizden, hem de düşük kurdan iki kere kazanmaktadırlar. Bir ülkenin parasının değerini, o ülkenin ihraç mallarına olan talebin belirlemesi gerekir iken; bugün Serbest Piyasa adı altında, bu değer, global güçler tarafından belirlenmektedir. Ancak devletin kontrolündeki bir kambiyo sisteminde yabancı para gerçek değerini bulacaktır. Modelimiz, döviz piyasalarını, 'ülke ekonomilerini kontrol altında tutmakta kullanılan bir araç' olmaktan çıkarmaktadır."  Milli Ekonomi Modeli'nde dış ticaret anlayışı "Milli Ekonomi Modeli'nin temel politikalarından biri de Dış Ticaret anlayışına getirdiği yeni düzenlemelerdir. Bilindiği gibi dış ticarette devletler için asıl olan, 'mal ve hizmetin satımı değil'dir. Asıl hedef, devletin 'kendi mal ve hizmetine olan talepten yola çıkarak milli paralarının geçerli olduğu alanı büyütmek ve bu milli paralarını dış topraklarda konvertibl yapmak'tır. Bu nedenle ülkeler, ihracat yaparken karşılığında kendi paralarını isterler. Oysa başta ülkemiz olmak üzere, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ihracat yapılırken, kendi paraları yerine 'hart körinsi' kabul edilmektedir. Bu durumun adına artık ticaret değil, yerli kaynakların başka ülkelere aktarılması denir. Anlattıklarımız örneklersek; ABD'nin bizden buğday talep ettiğini kabul edelim. Eğer bunun karşılığında YTL istersek, ABD bu YTL'yi temin etmek için cari fiyatlarla bize mal satmak zorundadır. Bu mal, mesela bilgisayar olsun. Bilgisayar karşılığında 1000 YTL alan ABD, bu 1000 YTL'yi bize vererek bir ton buğdayı alır. Sonuçta Türkiye bilgisayarını elde ederken, ABD de buğdayı alır. ABD'nin buğday karşılığında bize 1000 dolar verdiğini kabul edelim. Biz de bu parayı Merkez Bankası'nın kasasında veya emisyon olarak piyasada tuttuğumuz varsayalım. O zaman ABD, kendisine 'baskı masrafı dışında hiçbir maliyeti olmayan kağıt' ile buğdayımızı elde ederken; gelirimizi, kendisine transfer edecektir. Ülkemizde yaşanan durum budur. ABD'nin yılda 600 milyar dolar açık vermesine rağmen, halen ayakta kalmasının sebebi ithalatını kendi parası ile yapmasıdır." "Bir ülke, ihraç ettiği mallarının karşılığında kendi milli parasını talep etmez, örneğin Dolar alırsa ve o Dolar emisyon olarak iç piyasada dolaşırsa; o taktirde verilen ürünün karşılığında gerçekte ABD'nin karşılıksız Doları alınmış demektir. Ki, bunun adı da olsa olsa sömürgeciliktir. Milli Ekonomi Modeli'nde dış ticaret, bir sömürü yöntemi olmaktan çıkarılacak, alış-veriş kurallarına göre yürütülecektir. İhracat, yerli paranın etki alanlarının oluşturulması için kullanılacaktır. Üretilen ürünlerin pazar bulduğu alanlar, aynı zamanda yerli paranın da kullanım alanı olacaktır."MİLLİ DEVLETİN OLMAZSA OLMAZI"Milli Ekonomi Modeli bir 'milli devletin olmazsa olmazı'dır. Ve küreselleşmenin tek panzehiridir. Yıllarca 'bize ait olmayan kültürlerin mahsulü' olan ekonomi politikalarının uygulanması, bizi içinde bulunduğumuz noktaya taşımıştır. Kalkınamayan, kalkınmak için çırpındıkça global bataklıkta dibe vuran topluluklara müjdeler olsun!.. Milli Ekonomi Modeli ile Ulusal Sosyal Devlet  projesini ortaya atan, zayıf devleti değil, her işte halkı ile eşit şartlarda el ele güçlü bir devleti, yani "baba devlet"i tanıtan ve takdim eden bu tez  kurtuluşunuza kaynak olacaktır. Şunu asla unutmayınız; bu model ekonomide bir alternatif model değildir. Dünyada diğer iktisadi görüşlerin devri bitmiş, Milli Ekonomi Modelinin devri başlamıştır. Milli Ekonomi Modeli Türk'ün tarihine sahip çıkmasıdır. Aziz milletimize ve bütün insanlığa  hayırlı olsun.
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.

7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonlarında 23 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
25.04.2024 08:15:00
İhlas Haber Ajansı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonları düzenlendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince Çanakkale, Hatay, Konya, Sakarya, Tekirdağ, Yalova ve Yozgat olmak üzere 7 ilde düzenlenen operasyonlar sonucu DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten, Hatay'da 10, Yalova'da 5, Konya'da 1, Yozgat'ta 3, Çanakkale'de 1, Sakarya'da ise 2 şüpheli yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz' ifadelerini kullanırken 1 Haziran 2023 - 22 Nisan 2024 tarihleri arasında 10 aylık süre içinde DEAŞ terör örgütüne yönelik toplam bin 422 operasyon düzenlendiğini açıkladı.

Operasyonlarda 2 bin 991 şüpheli yakalanırken bunlardan 718'i tutuklandı. 566'sı hakkında ise adli kontrol kararı verildi.

23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı

Taksim'deki 23 Nisan töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanına gelerek saygı duruşunda bulunan 8 yaşındaki çocuğun adının Efe Ercan olduğu ve İstanbul doğumlu bir Türk olduğu ortaya çıktı.
25.04.2024 07:33:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:40:22
Gazete Pencere
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ile birlikte, 104'üncü 23 Nisan kutlamaları kapsamında Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen resmi törene katıldı.

15 farklı ülkeden gelen çocuklarla anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu'nun yanında bir çocuk dikkat çekti.

Sosyal medyada hızla paylaşıma giren o anlar ise; İmamoğlu'na kurulan "siyahi çocuk" kumpası olarak lanse edildi.


Gerçekte ise Türk olan Efe Ercan törene ailesi ile katıldı. Annesi Gineli Safiatou Diallo ve babası Malatyalı Emre Ercan'ın oğlu olan Efe, "siyahi çocuğu getiren Alman ajanı" olarak tanıtılan kadın ise, Efe'nin babaannesi çıktı.



Malatyalı olan babası Emre Ercan, 11 yıl önce bir iş gezisinde tanıştığı Gine vatandaşı Safiatou Diallo'ya aşık olarak evlendi. Çift Türkiye'de yaşamaya başlayarak Efe adında bir çocuğu oldu.



Efe ile babaannesi dün Taksim'deki 23 Nisan töreninde dikkat çekerek sosyal medyada "Siyahi çocuğu İmamoğlu'nun yanına getiren Alman ajanı" olarak yansıtıldı. O kadının Efe'nin babaannesi olduğu kendisinin bir Türk kadını olduğu ortaya çıktı.



Öte yandan Gine Cumhuriyeti'nden 11 yıl önce Türkiye'ye gelin gelen ve Türk vatandaşı olan Safiatou Diallo Ercan, 2024 yerel seçimleri için İstanbul'da oy kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.