Almanya'daki tarihi kongrede tebliğ sunan AB ülkelerinin üst düzey iktisat hocaları, Avrupa ekonomisinin çöktüğünü ve tek çıkış yolunun da MEM olduğunu tüm dünyaya deklare ettiler Estonya'dan kongreye iştirak eden Prof. Dr. Aare.Maldus Uustalu'nun tebliği özetle şöyle: "Ekonominin globalleşmesı endüstrileşmiş ülkeler için vazgeçilmez unsurlardan biri olmuştur. Globalleşmiş ekonomi logistik kurumların plan ve projeleri ile adeta dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmaktadır. Bu logistik kurumlar, planlarını Amerika, Çin ve İngiltere gibi ülkelerin politik ve ticari önceliklerine göre yapmakta ve aynı zamanda onlarla çalışan insanların kültür ve dillerini de etkileri altına almaktadırlar. Coğrafi şartlar ve ekonomi sahasındaki global hareketliliğin küçük ve korumasız ekonomiler üzerinde çok büyük tesirleri olmaktadır. Şöyle ki, hızlı para giriş-çıkışı, hızlı teknoloji transferleri ve çalışma durumları şeklinde özetlenebilir.Estonyo, Litvanya ve Letonya gibi baltık ülkelerinde coğrafi şartlarından dolayı rekabete dayalı bir logistik sistem oluşmuştur. Bu coğrafi şartaları şu şekilde sıralayabiliriz: Uluslarası transport yollarının doğu-batı, kuzey-güney kesişim noktasında bulunması ve çok sayıda doğal limanlara sahip olması. Bu coğrafi şartlar sadece bunun için bir önşart oluştururken bu coğrafi avantajları sistematik bir şekilde faydalanarak rekabet avantajına dönüştürmek gerekiyor. Karadeniz ve baltık denizlerinin ikisi de Avrupa'nın iç denizidir. Bundan dolayı baltık ülkelerinin, Türkiye'nin ve diğer Karadeniz bölgelerinin logistik, transpor ticaret yolu problemleri benzerlik arzetmektedir. Özellikle petrol ve dogalgazın çıkarılması, işlenmesi ve ticaretinde bu durum kendini daha da bariz bir şekilde göstermektedir. Baltık ülkelerinin küçük ve korumasız ekonomileri iç ve dış dalgalanmalara karşı çok hassastırlar. Beklenen ekonomik büyüme iç talebin artması neticesınde daha çok ithalat lehine gerçekleşmektedir. Bu sebepten dolayı bu ülkelerin ekonomileri hızlı bir şekilde büyümesıne rağmen 2000 yılından bu yana dış ticaret açığı günbegün artmaktadır. Transport sektorü daha çok geçiş taşımacılığından ibarettir. Tren yolu ile gerçekleşen transportun büyük bir kısmı petrol ve petrol ürünlerinin baltık limanlarına taşınmasını içermektedir. Doğalgaz transportundan Rusya'nın izlediği politikadan dolayı baltık ülkeleri yeterince istifade edememektedirler. Baltık ülkelerindeki taşımacılık daha çok tren taşımacılığı lehine gelişmektedir. Baltık ülkeleri ticaret, transport ve transit geçiş konularında daha ziyade Rusya ve Beyaz Rusya ile problem yaşamaktadır.Bu problemlerin asıl nedeni siyasi olduğu için çözümleri AB ve Rusya arasındaki anlaşmalara bağlıdır. AB baltık ülkelerinin en önemli ticari partneridir. Estonya daha çok kuzey ülkelerine oryante olmuştur. Letonya'nın ihracat konusundaki en önemli partneri Almanya, ingiltere ve İsveç, ithalat konusundaki partneri ise Almanya, Rusya, Litvanya ve Estonya'dır. Litvanya'nın ihracat konusundaki en önemli partnerleri İsviçre, Almanya,Rusya ve Letonya'dır. Rusya ve Almanya ithalatta %40 lık bir pay almaktadır.Gereksiz bürokratik işlemler, Rüşvet ve finans problemleri Baltık ülkeleri ile ticareti zorlaştıran en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Baltık ülkelerinde yürütülen reform programlarından dolayı yabancı sermayenin endüstrinin yeniden düzenlenmesi sürecinde en önemli faktörü teşkil ettikleri düşünülmüştür. Bu yabancı sermaye özellikle her alana yayılan özelleştirmede kullanılmıştır. Çözüm Baş'ın modeliBaltık ülkelerine yapılan direkt yabancı yatırımların(FDI) çoğu gözönüne alındığında bunların çokuluslu şirketlere ait oldukları görülür. Bu şirketler uluslararası emperyalist avantajları kullanarak faaliyetlerinin bu pazarlara yaymaktadırlar. Böylelikle tüketicinin yakınında olma avantajını ucuz kalifiye işçilik ve ucuz maliyet avantajlarını ellerinde tutmuş oluyorlar. Kredi veren bankalar son yıllarda hızlı bir değişim süreci ile birlikte piyasadaki yerlerini sağlamlaştırdılar. Özellikle kuzey ve alman kökenli bankalar piyasada oldukça etkin konumdadırlar. Özetlemek gerekirse Prof. Dr. Haydar Baş kapitalist ekonomi modellerinin küçük ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için verimsiz olduğunu ifade ediyor, ki bu tezinde haklıdır. Baltık ülkelerinin herşeyden önce tarafsız bir MEM ne ve onun logistik programlarına ihtiyaçları vardır. Aynı zamanda tek taraflı düşünen yabancı bilirkişi ve kurumlar devredışı bırakılmalıdır." Ekososyal gelecek için kademeli bir milli projeAvusturya'dan katılan Prof. Dr. Hans Peter Aubauer tebliğinde şunları söyledi: "Milli devletlerin ve fakir halkların kapitalist ekonomi modellerı tarafından hangi yöntemlerle sömürüldüğü konusu MEM de oldukça detaylı bir şekilde anlatılmış. Global sömürünün engellenmesı için MEM de ortaya konan kur politikası ve dış ticaret politikalarını çok önemli buluyorum. Kaynaklardan adil bir şekilde istifadenın sağlanması , MEM de de belirtildiği gibi sırf parasal tedbirlerle sağlanamaz. MEM de ifade edilen yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklarının devlet kontrolunde, devlet-millet ortaklığı şeklinde işletilerek halkın istifadesıne sunulması fikrini oldukça önemli buluyorum. Global sömürü odakları tarafından hazine üzerinde oturan dilenci konumuna düşürülen milletler böylelikle üzerinde oturduğu hazineden istifade etmesı sağlanmış olacaktır. Tese katkı sağlayacak şahsı görüşlerimizi tebliğin ilerleyen dönemlerinde dile getireceğim.MEM çözüm'ün adresiProf. Dr. Rovshan Guliyev: MEM bir anti globalizm modelidir. Günümüzde globalleşme süreci bir ulusun diğeri tarafından sömürülmesi anlamına gelmektedir. Bu teori belirli bir millet veya belirli bir durum için yazılmamıştır. Ünlü bir sosyolog ve Nobel ödülü sahibi olan J.Buchanan 'günümüzün sosyal ekonomik ve ahlaki sorunlarının analizinde modern ve demokratik toplumların yavaş yavaş ısrarlı bir şekilde felakete doğru yol aldıklarını ifade ediyor.Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi bu yıkıcı gidişatı sona erdirecek bir nitelik taşıyor.Sömürüyü engelleyecek yegane modelAvusturya'dan katılan Prof. Dr. Hans Peter Aubauer: "Milli devletlerin ve fakir halkların kapitalist ekonomi modelleri tarafından hangi yöntemlerle sömürüldüğü konusu MEM'de oldukça detaylı bir şekilde anlatılmış. Global sömürünün engellenmesi için MEM'de ortaya konan kur politikası ve dış ticaret politikalarını çok önemli buluyorum. Kaynaklardan adil bir şekilde istifadenin sağlanması, MEM'de de belirtildiği gibi sırf parasal tedbirlerle sağlanamaz. MEM de ifade edilen yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklarının devlet kontrolünde, devlet-millet ortaklığı şeklinde işletilerek halkın istifadesıne sunulması fikrini oldukça önemli buluyorum.