Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na 14 sayfalık dilekçe veren Ölmez, çeşitli iddialarda bulundu.
Ölmez, 1990'da askerken hayatının tamamen değiştiğini, usta birliğinde kendisini keşfeden kod adı "Çerkez Ali" olan kişinin, askerliğini sonlandırarak kendisini çok özel bir birimin içine aldığını iddia ederek, asıl adı "Atakurtlar" olan birlikteki istihbarat ve silahlı kanatta yetiştirildiğini, "İstanbul Avrupa yakası ve tüm Trakya'nın başkanı" olduğunu öne sürdü.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun da hayatını kaybettiği helikopter kazasının "sabotaj" olduğunu savunan Erol Ölmez, bunun üstünün örtülüp faili meçhul bırakılacağını iddia ederek, şunları ileri sürdü:
"Bunun kaza değil de sabotaj olduğunu bilmekteyim. Birçok konunun şahidi olarak artık susmayacağımı, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasının zamanı geldiğini söylemek isterim. Nedeni ise cezaevine girdiğim günden beri beni yalnız bıraktılar. Kimse sahip çıkmadı. Zaten ilk şart, 'Başına bir hal gelirse kendinle başbaşasın' denildi. Bu konuları ciddiye almanızı isterim. Muhsin Yazıcıoğlu'nun susturulmasını isteyen kişi, şu an bir siyasi partide siyasi kimliğe sahip olan, aynı zamanda milletvekilidir. Yazıcıoğlu'nun ölümüne sebep olan kişi, aynı zamanda MİT'e çalışan Amerikan destekli kişidir. Bunları size anlatmamdaki sebebim, vicdanımın rahatsız oluşudur."