logo
25 NİSAN 2024

'Önce vatan' diyen kadro

28.08.2002 00:00:00
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 'Önce Vatan' diyen bir kadroyla yola çıktığını belirterek, "Bizim dönemimiz herkesin akaidini doya doya yaşadığı ve fakat devletini en üstte tuttuğu dönem olacaktır. Millet, birbiriyle, devletiyle savaşmayacak, tek bilek, tek yürek olacaktır" diye konuştu

Bağımsız Türkiye Partisi MYK üyeleri ve il başkanları, 3 Kasım seçim çalışmalarını değerlendirmek için topladı. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın başkanlığında Gaziantep'te Tuğcan otelde gerçekleştirilen toplantıda, seçmen listelerinin durumu, sandık müşahitleri, aday adayları ile, BTP'nin, Türkiye'yi kısa zamanda bir kainat devletine dönüştürecek emsalsiz projelerinin vatandaşlarımıza anlatılması metotları üzerinde çalışma yapıldı. Ayrıca yeni başkanlık divanı oluşturuldu.

"Önce vatan" diyen kadroBu milleti ifsad etmek, birbirine düşürmek için ne mümkünse hepsinin yapıldığını, bu oyunların kesilmediğini, devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bütün problemlerin çözümünün, oyunların akamete uğramasının BTP iktidarından geçtiğini belirttiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

"Dini, dindarlık seviyesinde Allah için yaşayan, devletinin hukukunu sonuna kadar koruyan, hiçbir kesime zerre kadar zarar vermeyen, bir Bağımsız Türkiye kadrosu bu işleri halledecektir. Biz, sonuna kadar dindarız, ama fundamentalist değiliz. Bizim dönemimiz herkesin akaidini doya doya yaşadığı ve fakat devletini en üstte tuttuğu dönem olacaktır. Millet, birbiriyle, devletiyle savaşmayacak, tek bilek, tek yürek olacaktır. BTP, 7'sinden 70'ine herkesin huzur, saadet, mutluluk yaşayacağı bir zenginlik mekanını bu yüce milletimize emanet edecektir. Bunun için uyumadan, yatmadan, yemeden, gecemizi gündüzümüze katarak 24 saat çalışacağız. "Önce vatan, önce vatan" diyerek bu aziz milleti layık olduğu yere çıkartacağız."

Lozan delindi, Sevr hortlatıldıBTP'nin MYK üyeleri ve il başkanlarına hitaben yaptığı konuşmada BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tabloyu, BTP'nin kuruluş gerekçelerini, nasıl bir misyonu üstlendiğini anlattı. Çözüm paketleri hakkında bilgiler sundu. Ülkemizde hiç kimsenin tahmin edemediği nispette tahribatın var olduğunu, coğrafyamızın bile tartışma konusu yapıldığını, Lozan'ın delindiğini, Sevr'in hortlatılmaya çalışıldığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye artık yılanın ağzına düşmüştür. 'AB'ye gireceğiz' düşüncesi bu işi hızlandırmaktadır. İnsanımızın gözüne adeta mil çekmişler ve bu gerçeği göremez hale getirmişlerdir. İşte bu vaziyet karşısında bu vatanın evlatları bizlerin bigane kalması mümkün olamazdı. Onun için ülkemizi evvela bu badireden kurtarmak için seferber olduk" dedi.

BTP şart olduBu seferberlikten önce Türkiye'yi idare eden siyasileri ayıktırmak için Kuvay-ı Milliye mitingleri yaptıklarını, ülkenin sürüklendiği badireyi gözler önüne serdiklerini, çıkış yollarını gösterdiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:

"Ermeni soykırımı iddiası ile ortaya çıkanlar, Avrupa'da bunu hukukî statüye kavuşturuyorlar, ABD'de aynısını yapıyorlar, bu adımın arkası ülkemizin parçalanma, bölünme sürecine sokulmasıdır, dedik. Artı, 'Ekonomiyi düzeltemediniz. Düzeltmek için projelerimiz var. Bunları size takdim edelim. Karşılığında hiçbir şey istemiyoruz. Tek isteğimiz bu milletin selamete çıkmasıdır' dedik. Fakat hiçbir cevap alamadık. Vahim manzara gün geçtikçe, memleketimizin aleyhinde, bağımsızlığımızı tamamen yok edecek noktaya doğru devam etti. Bunun üzerine de biz, milletimizin arzusu, isteği, desteği ile 9 ay evvel BTP'yi kurduk. Milletimiz, Türk-İslam dünyası için, dünya için hayırlı olsun, mübarek olsun!"

Ekonomik hastalığın sebebiParti kurmak için kurulan bir parti olmadıklarını, verdikleri mesajlarla, ortaya koydukları açık ve net tarihi projelerle, programlarla bunu ispat ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin yakalandığı ekonomik hastalığın sebebinin finans sıkıntısı olduğunu belirterek, bu konudaki çözümün ne olduğu, buna rağmen ise hangi çıkmaz sokağa girildiği hakkında şu bilgileri aktardı:

"Bu mali kaynaklar, geri kalmış ülkeler için bellidir. Esas olan o milletlerin, devletlerin, insanın emeğinin devreye konulmasıdır. İktisat tarihinde borç ile kalkınan hiçbir ülke yoktur. Kalkınan ülkeler, emisyon hacmini genişleterek emeği devreye koymuşlar, üretmişlerdir. "Her malın mutlaka bir alıcısı vardır" diyerek de ürettiklerine içte ve dışta pazar bulmuşlardır. Dünya bunu böyle yaparken biz ne yapıyoruz? Dünyada global güçler var. Global sermayenin tefecileri var. Bu tefeciler, "Eğer siz emisyonu genişletirseniz, işçinin, çiftçinin, emeğini devreye koyarsanız enflasyon artar" dedi. Sayın Derviş bu vaazı yaptı. Bizim Dervişler de bu vaaza inandı. Biz, bu global tefecilerden borç almayı tercih ettik. Hem de öyle bir tercih yaptık ki, dünyada, döviz cinsinden, % 3-4'ün üstünde faizle borçlanan hiçbir kimse yoktur. Ama bizim Derviş % 14 ile borçlandı. Olur da bu kadarı olmaz. Bu iç ve dış borçlanmanın faturası 49 katrilyon tutuyor. Buna bir de bankacıların hortumladığı para 90-100 katrilyona ulaşıyor. İşin enteresan tarafı, Türkiye'de idarecilik yapmış bir lider, 'Bu, sistemin gereğidir' diyor. Yani çalmak, hırsızlık, sistemin gereği imiş. Bu laf büyük bir cinayet değil de nedir? Kaldı ki bunlar birbirlerini çalmıyorlar. Benim çiftçimi, köylümü, manavımı, otelcimi, bakkalımı, kısaca beni çalıyorlar. Bu faiz borcunu ödemek için ise vergi üstüne vergi, zam üstüne zam geliyor. Pahalılık aldı başını gidiyor. Benzinde, mazotta yıllık enflasyon % 175, ekmekte % 120 oldu. Ama bizim idarecilerimiz % 75 enflasyondan bahsediyorlar. Allah sizleri bildiği gibi yapsın ki kurtulalım yoksa bunların elinden kurtulmak mümkün olmayacak. Mevcut uygulamalar her bir insanımızın sırtını 1,5-2 milyar TL civarında borç yükü getirdi. 5 kişilik bir aile 4,5-8 milyar hava parası verecek, onun üstünde kazandığı ile geçimini temin edecek demektir, bu. Bu, mümkün müdür? Değildir. Bu mantıkla dünyada hiçbir ülke kalkınamamıştır."

Küresel tefecileri tanıyalımGlobal güçlerden borç alma tercihi yapılınca, tek yol olarak bu yol gösterilince, bize borç verenlerin, 'nasıl olsa bize ihtiyacı var' anlayışıyla şartlar dayattıklarını, tahkim ve tahdit yasalarını bu espriden kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, global güçlerin borç vermesi neyin aracı olarak kullandığını, borç aldığımız bu güçlerin nasıl bir karakteristik yapı arzettiğini, borç alış-verişinin neticesinde bizi nelerin beklediğini şöyle dile getirdi:

"Küresel dediğimiz güç, dün, ülkeleri savaşla işgal ederdi. Savaşla işgal pahalı gelmeye başlayınca soğuk harp dönemini başlattı. Her ülkede kendi adamı gibi insanlar yetiştirdiler. Bu insanlara da gelip, Türkiye'de Alman'ın, İngiliz'in, Amerika'nın propagandasını yaptılar. Yapıyorlar. Bir ara biliyorsunuz, Rusya'nın, Çin'in propagandasını yapıyorlardı. Türklerin sanki hiçbir şeyi yokmuş gibi davranıyorlardı. Halbuki Oğuz Kaan, "Gökkubbe çadırımız, güneş bayrağımızdır" diyordu. Şu azamete bakın. Nerede bu millet, nerede bu zillet?"

"Lozan'da, merhum İnönü, Lord Curzon'un hiçbir dediğine "evet" demiyordu. Çünkü Atatürk'le devamlı irtibat halindedir. Atatürk, telgrafla, İnönü'ye, "Bağımsızlıktan bir karış taviz veremezsin" diyor. Bu tavır karşısında Lord Curzon, "Şu anda istediklerimizi alamadık. Ama onları cebimize koyduk. Bir gün paraya ihtiyacınız olacak. O zaman bunları yine önünüze koyacağız" diyor. İşte şimdi AB adı altında önümüze gelen Lord Curzon'un istedikleridir. Bunlar bilinmelidir. Tarihini bilmeyen insandan bir şey olmaz. Tarih bir milletin hafızasıdır. Bu hafızayı kaybettiniz mi kimliğinizi kaybedersiniz. Biz, biz olalım, hafızamızı kaybetmeyelim. Bu insanların Hindistan'da 40 bin dokumacının kolunu kestiğini unutmayalım. Hindistan'da ipek dokumacılığı en ileri noktada idi. Tekstil sektöründe dünyada bir numara idi. Onların pazarını ele geçirmek için 40 bin insanın kolunu kestiler. Bir vahşi hayvanın hile ve desisesinden sakınmak mümkündür, ama bunlarınkinden sakınmak mümkün değildir. Hayvan sana bir defa saldırır. Postu bir defa kurtardın mı, tamamdır. Fakat, bunların nasıl, nereden saldıracakları belli değildir."

Hicaz'daki oyun Anadolu'da devredeGlobal güçlerin, İngilizler'in, Hicaz bölgesinde oynadığı müthiş oyuna dikkat çeken, on binlerce misyonerin bu bölgeyi Osmanlı'dan koparmak için görevlendirildiğine dikkat çeken, siyasi alanda Hüseyin bin Ali'yi, dini alanda Abdülvehhab'ı nasıl kullandığına işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, aynı oyunun bugün de oynandığını, tarihten ders alınmazsa tekerrür edeceğini söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, "Hüseyin bin Ali'de, Abdülvehhab da devrede" diyerek şöyle devam etti:

"Birileri çıktı. 'Türk milletine dini doruk noktada yaşatacağım" dedi. Sonra bir de baktık ki, 11 Eylül'den sonra, Avrupa'da, imamın sağına-soluna birer papaz koydu ve dua ettiler. Her dinin kendine has kuralları vardır. Bu kuralları kimse istediği gibi değiştiremez. Bir diğeri, "Sevr'e karşı olmak ancak bize attir" demeye başladı. Ama, AB'yi savunan da sensin. AB'nin şartlarının başında ise Sevr geliyor. Peki sen hangi isteğinde samimisin? AB'ci isen Sevr'e karşı olman mümkün değildir. Sevr'i reddediyorsan AB'ci olman mümkün değildir. Bu bir tarafa şimdi 4 hak dinden bahsetmeye başladı bu nasıl iştir?"

Ülkücülerin de, halkçıların da asıl yeriBTP'nin Atatürkçü tek parti olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, ülkücü ruh taşıyanların da, gerçek halkçıların da yerinin BTP safları olduğunu söylediği konuşmasında konuya şöyle açıklık getirdi:

"Ülkü ruhunu taşıyan bütün arkadaşlarımızın da yeri burasıdır. Bu ocakta en mümtaz yerleri vardır. Onlar, ben demek, ben, onlar demektir. Bizi zarurî haller bu işin içine itti. Benim siyasi hayatım çok uzun olmaz. Yakınlarım bunu çok iyi bilirler. Onun için istiyorum ki, içimizden, bu bayrağı taşıyacak erler, yiğitler çıksınlar.

"Sol" denilen akıma gelince; Amerika'dan bir adam getirdiler. Bu adam global güçler için geldi. Liberalizmin mümessili olarak bankacılardan başka kimseyi düşünmeyen bu adam birden halkçı oluverdi. 40 yıllık yani bir anda kâni oldu. Sayın Derviş'in şu hareketle, işçinin, çiftçinin esnafın, sürünen insanın yanında olduğunu söyleyebilir misin? CHP'li kardeşlerime sesleniyorum. Sen, körün, sağırın yanındasın. Elsizin, dilsizin, işsizin yanındasın. Çiftçinin, çöpçünün yanındasın. Esnafın, halkın yanındasın. Yani sen benimle berabersin var mısın?"
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor
24.04.2024 15:30:00
Fahri Fatih Özcan
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de evrim geçiriyor. Uzmanlar, 2024 yılında özellikle dikkat edilmesi gereken yeni dolandırıcılık senaryolarına ve bu tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulunuyor.


Yeni dolandırıcılık yöntemleri


1. Büyükanne ve Büyükbaba Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar, kişisel ilişkileri hedef alarak ve değer verdikleri biri gibi davranarak insanların duygularıyla oynamakta. Teknolojinin yardımıyla ses kayıtlarını taklit ederek yaşlı bireyleri acil durumda olan bir aile üyesiymiş gibi kandırabilir.

2. Yapay Zeka ile Deepfake Dolandırıcılığı: Yapay zeka araçları, dolandırıcıların gerçeğe çok yakın sahte görüntüler ve videolar oluşturmasına olanak tanıyor. Bu yöntemle, kullanıcılar sahte kişilikler veya olaylarla kandırılabiliyor.

3. Spear Phishing ve Tapjacking: E-posta veya sosyal medya hesaplarını hedef alan bu saldırılar, kullanıcıları istenmeyen tıklamalar yapmaya veya zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışıyor.

4. Quishing: Sahte QR kodlar kullanarak kullanıcıları zararlı web sitelerine yönlendirme yöntemi. Bu kodlar, gerçek gibi görünen ancak kötü amaçlı yazılımlar içeren sitelere bağlantı sağlayabilir.


Uzmanların önerileri


FINRA Yatırımcı Eğitim Vakfı'na göre, insanlar belirli bir dolandırıcılık yöntemi hakkında bilgi sahibi olduklarında, onunla etkileşime girme olasılıkları yüzde 80 daha düşük.

Uzmanlar, özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Kullanıcıların, tanımadıkları kişilerden gelen taleplere karşı tetikte olmaları ve kişisel bilgilerini paylaşmamaları önem taşıyor.

Uzmanlar ayrıca dolandırıcılık meydana geldiğinde bunu resmi makamlara bildirmenin önemini vurguluyor.

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor. Tüketicilerin, kendilerini korumak için sürekli olarak güncel bilgilerle donanmış olmaları ve şüpheli durumlarda resmi makamlara başvurmaları gerekiyor.

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün sabah meydana gelen aksaklık 50 saati aşkın süredir giderilemezken, sabah mesaisine gitmek isteyen vatandaşlar yoğunlukla karşılaştı.
24.04.2024 09:42:00 / Güncelleme: 24.04.2024 09:47:47
Anadolu Ajansı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün saat 06.00 itibarıyla başlayan aksaklık sürüyor.

Metro İstanbul'un önce "teknik arıza" olarak açıkladığı, sonrasında "zorunlu bakım çalışması" şeklinde nitelendirdiği, dün ise "işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması"ndan kaynaklandığını bildirdiği problem nedeniyle seferler Altunizade İstasyonu'nda aktarmalı olarak sürdürülüyor.

Altunize'de durağından metro hattına geçen vatandaşlara turnikelerden geçtikleri sırada "Gideceğiniz yönün tam tersine gidin" uyarısı yapılıyor.

Hattın bulunduğu kata inildiğinde ise yön tabelaların önünde bekleyen görevliler megafonla duyurular yaparak vatandaşları gidecekleri tarafa yönlendiriyor.

Duraktaki süreli ekran tabelaları çalışmazken vatandaşlar arasında megafonla dolaşan bir görevli seferlerin 15 dakika aralıklarla yapıldığı bilgisini veriyor.

Sefer aralıklarının uzamasıyla birlikte duraktaki yoğunluk artıyor, bazı vatandaşlar işe geç kalmaktan endişe duyduklarını yüksek sesle dile getiriyor.

Metroyu bekleyen bir vatandaş "Açıklama yapan yok mu' Bu metroları kapatın o zaman. Böyle saçma bir şey olur mu' İnsan haklarına aykırı değil mi bu' Evimize, işimize gidemiyoruz. Hani her şey güzel olacaktı bu nasıl vaziyet' Yazıklar olsun." diye tepki gösterirken, etrafındaki diğer vatandaşlar da destek verdi.

Aksaklık, duraktaki merkezi sistemden "zorunlu bakım çalışması" şeklinde duyurulurken, arıza öncesi Üsküdar'dan Samandıra yönüne yoğun saatlerde 4 dakika aralıklarla düzenlenen tren seferlerinin 15 dakikada bir yapılması nedeniyle neredeyse tamamı dolan durakta hareket edecek alan kalmıyor.

Metroyu beklemek istemeyenler vatandaşlara 6 numaralı çıkıştan kalkan ücretsiz İETT otobüslerine binerek Üsküdar yönüne gidebilecekleri bildiriliyor.

Otobüs durağında ise önünde "görevli" yazan otobüsler belirli aralıklarla Üsküdar'a ring atıyor. 

İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul'da terör örgütü FETÖ'ye yönelik operasyonda eski askeri öğrenci oldukları belirlenen 13 zanlı gözaltına alındı.
24.04.2024 09:42:00
Anadolu Ajansı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca terör örgütü FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturmada, örgütün askeri yapılanmasında faaliyet gösteren bazı şüphelilerin ankesörlü hatlardan periyodik ve ardışık arandığı tespit edildi.

Soruşturma kapsamında, ayrıca askeri okullara girişteki mülakat sınavlarında aday numaraları üzerinden kodlama yapılarak örgüt mensuplarına öncelik sağlandığı belirlendi.

Savcılık, eski askeri öğrenci olduklarını belirlediği 15 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.

Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15 adrese düzenlediği eş zamanlı operasyonda 13 şüpheliyi yakaladı.

Operasyon kapsamında 2 şüpheliyi arama çalışmaları sürüyor.
 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.