Kuvay-ı Milliye kadrosunun Karadeniz bölgesinde sürdürdüğü çalışmalarda uğrak yerlerden biri de Ordu oldu. Bine yakın Ordulunun bağrına bastığı kadronun çilekeş neferleri, Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tablo ve bu tabloyu aydınlığa dönüştürecek çözümler hakkında bilgiler sundu. Kadronun sunduğu bu bilgi ve çözüm yolları ayakta alkışlandı. Türkiye'nin geleceğine olan ve kaybolmaya yüztutmuş güven yeniden tesis edildi. Ordulular bu güven tesisinden dolayı Kuvay-ı Milliye kadrosuna ve onun mimarı Prof. Dr. Haydar Baş'a şükranlarını arz ettiler. Prof. Dr. Haydar Baş'ın vereceği konferansa daha kalabalık bir kadro ile iştirak edeceklerini belirttiler. Hem de memleket meselelerine derin vukufiyetini gördükleri kadroyu bir dahaki sefere ülkenin yönetiminde söz sahibi olmuş, mimarı Prof. Dr. Baş'ı da başbakan olarak ağırlamak istediklerini ifade ettiler.
Deli gömleği çıkarılacak
Ordu'nun girişinde, otantik bir ortamda gerçekleştirilen Kuvay-ı Milliye-Ordulu buluşmasında bir konuşma yapan Tıbbiyeliler Cemiyeti Başkanı Dr. Abdullah Terzi, bu milletin, kendisine giydirilen deli gömleğini Kuvay-ı Milliye kadrosunun önderliğinde mutlaka çıkaracağını, Atlantik ötesinden değil, milletin bizzat kendisinden icazet alanlarla problemlerini tek tek çözeceği müjdesini verdi.
Ülke çürümeye terkedildi
Yeni Mesaj Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Koç, ülkemizde ilk dört ayda adli vak'a sayısının 102 bine ulaştığı örneğini vererek her alanda çürümüşlüğe dikkat çekti. Bu çürümüşlükten dolayı ülkenin vakit kaybetmeye tahammülü olmadığını söyleyen Koç, yeni yetme siyasilere, "kamçı yemeden IMF politikalarını uygulayacağız" diyenlere aldanılmaması gerektiğini ifade ederek, "Gerçek çözüm için yeniden esmeye başlayan Kuvay-ı Milliye rüzgarına kulak verin, destek verin" çağrısında bulundu.
Yahudi lobilerini ağlama duvarına çevirdiler
Gazetemiz Yeni Mesaj'ın Yazıişleri Müdürü İbrahim Berk, Türkiye'nin "Biz Amerika'ya daha iyi Derviş oluruz" diyen, Yahudi lobilerini ağlama duvarına çeviren, milletin servetini hortumlayan medyada bir yalan ve yaban rüzgarı estiren fırdöndü siyasetçilere değil, bu ülkeyi bir büyük Türkiye yapacak olan devlet adamlarına ihtiyacının olduğunu söyledi. Berk, "O devlet adamı 'ben milletin kendisiyim' diyen ve kırılan vazoyu onarabilecek tek insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır" dedi.
İstiklal Marşı'nı çokca okumalıyız
Yargıtay eski hakimi gazeteci-yazar Ahmet Erimhan, İstiklal Marşımızı bol bol okumamız gereken günlerden geçtiğimizi ifade eden bir Türkiye fotoğrafı çekti. Bu fotoğrafın oluşmasına neden olanların şimdi de Türkiye'ye Hıristiyanlığı dayattıkları, bunun için yıpranmış, misyonunu tüketmiş kadrolar yerine yeni kadroların ileri sürüldüğü bilgisini aktaran Erimhan, "Önümüze konulanlar aynı tava'nın balıklarıdır. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım" uyarısında bulundu.
Gazeteci-yazar Muharrem Bayraktar, IMF'nin dayattığı politikalarla fabrikalarını kapatan, üretimi durduran, bir konuma geldiğimi söyleyerek, "Dünyanın herhangi bir yerinde fabrikasını kapatarak, üretimini durdurarak kalkınan bir ülke var mı?" diye sordu. IMF'nin Türkiye'yi kalkındırmak değil batırmak için programlar dayattığını, Türkiye'ye dayatılan politikaların ABD Başkanı Bush'un önüne koyulması halinde ABD'nin bile 30 günde batacağı tahlilinde bulunan Bayraktar, "Kuvay-ı Milliye kadrosu bütün bunlara dur demek için yola çıktı. Bu kadroya duanızla, bileğinizle, yüreğinizle, nasıl vereceksiniz verin, destek verin ki Türkiye kurtulsun" dedi.
Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, emsalsiz yeraltı ve yerüstü kaynaklarına rağmen Türkiye'nin nasıl batma noktasına getirildiğini anlattı. Ülke insanının bu acı tabloyu ve sebep olanları gördüğünü ve gerçek adrese yöneldiğini söylen Dr. Kepekçi; şöyle dedi: "Fakat memleket üzerinde hesabı olanlar ülkenin önüne yeni bir taş koymaya çalışıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında bir oluşuma milleti icbar ediyorlar. Medya ile bunu körüklüyorlar. Dün "minareler süngü" diyerek milletini devletine karşı kışkırtan, bugün ise memleketin, düzgün sakallı, iyi Kur'an okuyanlara değil iyi yöneticilere ihtiyacı vardır, diyen; dün Hıristiyan kulübü olarak nitelediği AB'ye bugün evet diyen; Apo'dan özür dileyen bu kadro ülkeyi kurtaramaz. Onun için estirilen bu yenilikçi rüzgarına kanmayalım. Ülkenin geleceğini heba etmeyelim."
Gelişinde bayraklarla karşılanan Kuvay-ı Milliye kadrosu, toplantı sonrasında da yine bayraklar ve marşlarla uğurlandı.
Deli gömleği çıkarılacak
Ordu'nun girişinde, otantik bir ortamda gerçekleştirilen Kuvay-ı Milliye-Ordulu buluşmasında bir konuşma yapan Tıbbiyeliler Cemiyeti Başkanı Dr. Abdullah Terzi, bu milletin, kendisine giydirilen deli gömleğini Kuvay-ı Milliye kadrosunun önderliğinde mutlaka çıkaracağını, Atlantik ötesinden değil, milletin bizzat kendisinden icazet alanlarla problemlerini tek tek çözeceği müjdesini verdi.
Ülke çürümeye terkedildi
Yeni Mesaj Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Koç, ülkemizde ilk dört ayda adli vak'a sayısının 102 bine ulaştığı örneğini vererek her alanda çürümüşlüğe dikkat çekti. Bu çürümüşlükten dolayı ülkenin vakit kaybetmeye tahammülü olmadığını söyleyen Koç, yeni yetme siyasilere, "kamçı yemeden IMF politikalarını uygulayacağız" diyenlere aldanılmaması gerektiğini ifade ederek, "Gerçek çözüm için yeniden esmeye başlayan Kuvay-ı Milliye rüzgarına kulak verin, destek verin" çağrısında bulundu.
Yahudi lobilerini ağlama duvarına çevirdiler
Gazetemiz Yeni Mesaj'ın Yazıişleri Müdürü İbrahim Berk, Türkiye'nin "Biz Amerika'ya daha iyi Derviş oluruz" diyen, Yahudi lobilerini ağlama duvarına çeviren, milletin servetini hortumlayan medyada bir yalan ve yaban rüzgarı estiren fırdöndü siyasetçilere değil, bu ülkeyi bir büyük Türkiye yapacak olan devlet adamlarına ihtiyacının olduğunu söyledi. Berk, "O devlet adamı 'ben milletin kendisiyim' diyen ve kırılan vazoyu onarabilecek tek insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır" dedi.
İstiklal Marşı'nı çokca okumalıyız
Yargıtay eski hakimi gazeteci-yazar Ahmet Erimhan, İstiklal Marşımızı bol bol okumamız gereken günlerden geçtiğimizi ifade eden bir Türkiye fotoğrafı çekti. Bu fotoğrafın oluşmasına neden olanların şimdi de Türkiye'ye Hıristiyanlığı dayattıkları, bunun için yıpranmış, misyonunu tüketmiş kadrolar yerine yeni kadroların ileri sürüldüğü bilgisini aktaran Erimhan, "Önümüze konulanlar aynı tava'nın balıklarıdır. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım" uyarısında bulundu.
Gazeteci-yazar Muharrem Bayraktar, IMF'nin dayattığı politikalarla fabrikalarını kapatan, üretimi durduran, bir konuma geldiğimi söyleyerek, "Dünyanın herhangi bir yerinde fabrikasını kapatarak, üretimini durdurarak kalkınan bir ülke var mı?" diye sordu. IMF'nin Türkiye'yi kalkındırmak değil batırmak için programlar dayattığını, Türkiye'ye dayatılan politikaların ABD Başkanı Bush'un önüne koyulması halinde ABD'nin bile 30 günde batacağı tahlilinde bulunan Bayraktar, "Kuvay-ı Milliye kadrosu bütün bunlara dur demek için yola çıktı. Bu kadroya duanızla, bileğinizle, yüreğinizle, nasıl vereceksiniz verin, destek verin ki Türkiye kurtulsun" dedi.
Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, emsalsiz yeraltı ve yerüstü kaynaklarına rağmen Türkiye'nin nasıl batma noktasına getirildiğini anlattı. Ülke insanının bu acı tabloyu ve sebep olanları gördüğünü ve gerçek adrese yöneldiğini söylen Dr. Kepekçi; şöyle dedi: "Fakat memleket üzerinde hesabı olanlar ülkenin önüne yeni bir taş koymaya çalışıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında bir oluşuma milleti icbar ediyorlar. Medya ile bunu körüklüyorlar. Dün "minareler süngü" diyerek milletini devletine karşı kışkırtan, bugün ise memleketin, düzgün sakallı, iyi Kur'an okuyanlara değil iyi yöneticilere ihtiyacı vardır, diyen; dün Hıristiyan kulübü olarak nitelediği AB'ye bugün evet diyen; Apo'dan özür dileyen bu kadro ülkeyi kurtaramaz. Onun için estirilen bu yenilikçi rüzgarına kanmayalım. Ülkenin geleceğini heba etmeyelim."
Gelişinde bayraklarla karşılanan Kuvay-ı Milliye kadrosu, toplantı sonrasında da yine bayraklar ve marşlarla uğurlandı.