Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptığı açıklamada BTP iktidarında sağlık hizmetlerinin nasıl olacağını dile getirdi. Bağımsız Türkiye Partisi olarak ortaya koyacakları sağlık hizmetlerinin Batı dünyasının bile ulaşamadığı seviyelerde olacağına işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "istisnasız her vatandaşın sağlık hizmeti alabilmesi devletin garantisi altında olmalıdır" diye konuştu. Konuşmasında hükümetin işçiye, memura çok görüp vermediği paraları eşkıyaya verdiğine dikkatleri çeken BTP Genel Başkanı, "Ben 500 TL vatandaşlık maaşı verelim dediğimde bıyık altı gülenler şimdi eşkıyaya 5000 lira verip onu milletin arasına patlayacak bir dinamit olarak sokacak" diye konuştu.
Devlet milletin emniyeti için varTürkiye'deki sağlık hizmetleri batı ülkelerinin bile ulaşamadığı seviyelere taşımak istediklerini söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Vatandaşların can emniyeti, mal emniyeti, din ve vicdan emniyeti devlet tarafından garanti altına alınmalıdır" dedi. BTP Genel Başkanı şunları söyledi: "Batı dünyasını da araştırarak oralarda bile olmayan bir programı hayata geçirmek istiyoruz. Bizim programımızı okursanız orada bunu görürsünüz. Ama öz olarak şunu söyleyeyim; Bir defa vatandaşların can emniyeti, mal emniyeti, din ve vicdan emniyeti devlet tarafından garanti altına alınmalıdır. Devletin varlığı bunun içindir. Eğer devleti idare eden irade bunu yapamıyorsa onun bu vazifede kalması da doğru değildir. Bizim hareket mantığımız bu. Binaenaleyh sağlık can emniyetine girdiğinden dolayı bunu teferruatıyla değerlendirdik ve özet olarak şu hususu kural altına aldık: Her ailenin bir hekimi olacak. Mahallelerde hekimlere ait sağlık ocakları olacak. Her mahalleye ne kadar hekim yeterse o kadar hekim olacak. Hekimlerin vazifesi tedavi merkezleri olan hastanelere hastaları nakledip ilgili branşlarda tedavilerini başlatmaktır. Mesela hasta olduğunuzda mahallenin hekimini çağıracaksınız. Eğer onun tedavi edebileceği bir rahatsızlıksa o tedavi edecek. Hayır değilse sizin adınıza ilgili kurumdan randevu alacak. Siz de hiç beklemeden ilgili kuruma gideceksiniz ve o kurum sizden bir tek kuruş almadan tedavinizi yapacak ve sizi sapa sağlam evinize gönderecek. Bizim sağlık politikamızın özü budur.
Devlet babaysa evladına bakacakBağımsız Türkiye Partisi'nin sağlık politikalarında vatandaşların şu kartlı bu kartlı diye farklı muameleye tabi tutulmayacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "devlet vatandaşlarının sağlığını korumak mecburiyetindedir" dedi. BTP Genel Başkanı şunları söyledi: "Devlet baba babaysa evladını bakacak. Anlayışımız bu. Yok, yeşil karlıymış yok sarı kartlıymış, sağlık işinde yeşili sarısı olmaz. Herkesin sağlığını devletin koruma mecburiyeti vardır. Eşkıyasına da evliyasına da? Yani bizim dönemimizde Türkiye cennete dönecek ve herkes kardeş olacak buna hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama öyle insanlar var ki tabiatı kardeş olmaya müsait değil. Orman çakalsız da olmaz o da olacak bunlar istisnadır."
Baba devlette asgari ücret 2000 lira olacakBTP döneminde fakirliğin ortadan kaldırılacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş Türkiye'nin yaşadığı ekonomik sorunlara da konuşmasında değindi. Gelirin adil olarak paylaşılmasını sağlayabilmek için asgari ücretin BTP döneminde 2000 lira seviyesinde olacağını açıkladıklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bu gelir seviyesini sağlayacak devlet nerede? diye soranlara, "Haydar Hocanın dönemindeki devlet" diye cevap verdi. BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Adil paylaşım için 2000 TL barajını koyduk. Ondan altında gelirde kimse kalmayacak. Ama bunu sağlayacak devlet nerede? Haydar Hocanın döneminde anlaşıldı mı? Arkadaşlar benim konuştuklarımı kendi aralarında, "nasıl yapsak da şu haydar hocanın dediklerini hayta geçirelim" diye konuşurlar. Size gelince de "nasıl yapacaksınız?" derler. Bunları dinlemeyin. Bunları dinlediğimiz için bu hale geldik. Cebimizde harçlığımız kalmadı. Okula gönderiyoruz çocuğumuzu nasıl okutacağız, ayakkabısı eskiyor nasıl alacağız? Yahu bunlar bu asırda bizim için mesele olmamalı. 3 katrilyon dolarlık yeraltında kaynağın var, sen üstünde oturdun elini açtın dileniyorsun. Yazıklar olsun sana. Ama bu hata bizim. Niye? Gerçeği görmüyoruz çünkü. Millet vazifesini yapmıyor."