Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı'nın kendisine sunulan her yasayı imzalamak zorunda olmadığını, ancak Cumhurbaşkanı'nın tütün yasasına itirazlarının hukuksal değil, siyasal içerikli olduğunu savundu.
Tütün yasasını geri göndereceğiz
Bakanlar Kurulu'nun sunduğu bir yasayı geri yollamanın Cumhurbaşkanı'nın hakkı olduğunu, geri yollanan yasada direnmenin de Bakanlar Kurulu'nun hakkı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hükümet bu konuda da direnirse o zaman Sayın Cumhurbaşkanı yasayı imzalamak zorundadır. Tütün Yasası da öyle bir işlem görecektir. TBMM gerek görürse Sayın Cumhurbaşkanı'nın önerileri doğrultusunda konuyu yeniden görüşecektir veya gerek görmezse yasada direnecektir. Cumhurbaşkanı'nın Tütün Yasası'na itirazları bence hukuksal değil, siyasal içeriklidir. Siyasal açıdan Tütün Yasası'nı belirlemek de Bakanlar Kurulu'nun görevidir. Sayın Cumhurbaşkanı kendi siyasal anlayışına göre yasaları geri çevirmeye devam ederse partiler üstü bir parti konumuna gelmiş olur. Ancak bu konuyu tartışmak IMF'in değil hükümetin, partilerin, tüm kamuoyunun işlevidir. Sayın Cumhurbaşkanı Tütün Yasası'nın, tütün ekicisini mağdur edeceğini sanıyor. Yasaya göre verimli ve karlı tütün üretimi yapılamayan bölgelerde hükümetimiz tütün üreticilerine daha karlı üretim imkanları sunacaktır. Yerine göre bunlar arasında mısır, fasulye ve soya üretimi, besicilik veya meracılık teşvik edilebilir. Dünya Bankası'nın tarıma vaat ettiği imkanların büyük bölümü de bu amaçla değerlendirilecektir. Yani artık Dünya Bankası'nın bu konuda yardımda bulunamayacağı sanısı, gerçekle bağdaşmayacaktır."
Başbakan Ecevit, 2000 yılında 50 bin ton tütün üretim fazlasının olduğunu bunun parasal değerinin yaklaşık 80 trilyon lira düzeyinde olduğunu belirterek, 80 trilyon lira ile tütün üreticisinin daha verimli ve karlı alanlara yönelmesine yardımcı olunabileceğini bildirdi.
IMF'nin itirazları var
Mektubunda Sayın Köhler IMF'nin parasal desteğinin sona erdirilmeyeceğini özellikle vurguladığını iddia eden Ecevit, şunları söyledi: "Ancak bu desteğin devam ettirilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesini yineliyor. Bu koşullardan biri Telekom yönetimiyle ilgilidir, fakat Köhler'in öne sürdüğü iddiaların gerçekle ilgisi olmadığını biraz önce dile getirdim. Buna rağmen Sayın Köhler, haksız iddiasından geri dönmüyor. Emlakbank sorununun çözüldüğünü kabul ediyor ancak bu konuda Sayın Köhler'in, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamındaki bankalar konusunda bazı endişeleri de bulunuyor. Fakat ben herşeye rağmen IMF ile ilişkilerimizin kısa sürede normalleşeceğine inanıyorum. Bu konudabiz elimizden geleni yapıyoruz. Fakat hiçbir devlet IMF ile ilişkilerinde Türkiye kadar koşullarına özenli davranmış değildir. Köhler'in mektubu da şu açıdan önemlidir. Sayın Köhler Türkiye ile ilişkilerini sürdürmekte IMF'in kararlı olduğunu özellikle vurguladı."
Tütün yasasını geri göndereceğiz
Bakanlar Kurulu'nun sunduğu bir yasayı geri yollamanın Cumhurbaşkanı'nın hakkı olduğunu, geri yollanan yasada direnmenin de Bakanlar Kurulu'nun hakkı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hükümet bu konuda da direnirse o zaman Sayın Cumhurbaşkanı yasayı imzalamak zorundadır. Tütün Yasası da öyle bir işlem görecektir. TBMM gerek görürse Sayın Cumhurbaşkanı'nın önerileri doğrultusunda konuyu yeniden görüşecektir veya gerek görmezse yasada direnecektir. Cumhurbaşkanı'nın Tütün Yasası'na itirazları bence hukuksal değil, siyasal içeriklidir. Siyasal açıdan Tütün Yasası'nı belirlemek de Bakanlar Kurulu'nun görevidir. Sayın Cumhurbaşkanı kendi siyasal anlayışına göre yasaları geri çevirmeye devam ederse partiler üstü bir parti konumuna gelmiş olur. Ancak bu konuyu tartışmak IMF'in değil hükümetin, partilerin, tüm kamuoyunun işlevidir. Sayın Cumhurbaşkanı Tütün Yasası'nın, tütün ekicisini mağdur edeceğini sanıyor. Yasaya göre verimli ve karlı tütün üretimi yapılamayan bölgelerde hükümetimiz tütün üreticilerine daha karlı üretim imkanları sunacaktır. Yerine göre bunlar arasında mısır, fasulye ve soya üretimi, besicilik veya meracılık teşvik edilebilir. Dünya Bankası'nın tarıma vaat ettiği imkanların büyük bölümü de bu amaçla değerlendirilecektir. Yani artık Dünya Bankası'nın bu konuda yardımda bulunamayacağı sanısı, gerçekle bağdaşmayacaktır."
Başbakan Ecevit, 2000 yılında 50 bin ton tütün üretim fazlasının olduğunu bunun parasal değerinin yaklaşık 80 trilyon lira düzeyinde olduğunu belirterek, 80 trilyon lira ile tütün üreticisinin daha verimli ve karlı alanlara yönelmesine yardımcı olunabileceğini bildirdi.
IMF'nin itirazları var
Mektubunda Sayın Köhler IMF'nin parasal desteğinin sona erdirilmeyeceğini özellikle vurguladığını iddia eden Ecevit, şunları söyledi: "Ancak bu desteğin devam ettirilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesini yineliyor. Bu koşullardan biri Telekom yönetimiyle ilgilidir, fakat Köhler'in öne sürdüğü iddiaların gerçekle ilgisi olmadığını biraz önce dile getirdim. Buna rağmen Sayın Köhler, haksız iddiasından geri dönmüyor. Emlakbank sorununun çözüldüğünü kabul ediyor ancak bu konuda Sayın Köhler'in, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamındaki bankalar konusunda bazı endişeleri de bulunuyor. Fakat ben herşeye rağmen IMF ile ilişkilerimizin kısa sürede normalleşeceğine inanıyorum. Bu konudabiz elimizden geleni yapıyoruz. Fakat hiçbir devlet IMF ile ilişkilerinde Türkiye kadar koşullarına özenli davranmış değildir. Köhler'in mektubu da şu açıdan önemlidir. Sayın Köhler Türkiye ile ilişkilerini sürdürmekte IMF'in kararlı olduğunu özellikle vurguladı."