HABER MERKEZİ Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, yaptığı açıklamada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı 19 Mayıs 1919 ile BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Rusya Parlamentosu Duma'da Milli Ekonomi Modeli'ni Rus siyasetçilere ve bilim dünyasına anlattığı 27 Şubat 2013 tarihleri arasında dikkat çeken bir bağ kurdu. Dönemin gazetelerinin 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıktığı gün, "Atatürk Samsun'a çıktı, Kurtuluş Mücadelesi başladı" diye yazmadığını hatırlatan Prof. Dr. Eyercioğlu, şunları söyledi: "O gün sıradan bir olaymış gibi geçiştiriliyordu. Yazılan şuydu: İkinci Damat Ferit Hükümeti'nin İstanbul'da kurulduğu tarih 19 Mayıs 1919'dur. Ama aradan geçen zaman gösterdi ki, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının sessizce çıktığı Samsun, ebediyete kadar Türk'ün kurtuluş mücadelesinin başladığı gün olarak yazılacak." 27 Şubat sıradan bir gün değil Türkiye'de Prof. Dr. Baş'ın Duma'da Milli Ekonomi Modeli'ni anlattığı 27 Şubat 2013 tarihinin de sıradan bir tarih gibi geçiştirildiğine dikkatleri çeken BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, şu çarpıcı analizi yaptı: "Göreceğiz ki, 27 Şubat 2013 Prof. Dr. Haydar Baş'ın Duma'da kapitalizmi tarihe gömdüğü gün olarak geçecek. Tarih bu günü böyle anacak. Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'ni Duma'da anlatırken, 'görmedim, inanmadım veya bugüne kadar siyasileri gördüm de, onların vaatlerine uydum da, Prof. Dr. Haydar Baş'ı onlar gibi zannettim ve O'na destek olmadım' diyenler yanılacak. Bak Rusya, 2005'te bu modeli uygulamaya başladı, sadece yaptığı alıntılarla yıkılan ve dağılan Sovyetler Birliği'nden bir süper güç ortaya çıktı. Laboratuarda uygulanmış onlarca model var, artık bu yapılanlarla birlikte 2005'ten 2013'e gelen Türkiye'yi, 2005'ten 2013'e gelen Rusya'yı kıyasla ve buna göre hareket et... Prof. Dr. Haydar Baş'ı diğer liderlerle, diğer parti başkanlarıyla karıştırma. O önce ispatını yaptı, altına imzasını attı, şimdi karşında. Bugün ona destek olma zamanı." İki kritik seçenek Türk halkının önünde iki seçenek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Eyercioğlu, "Dün Damat Ferit'in yanında duranlar, tarihin sayfalarında gömüldü gitti; ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında olanlar saygı ile anılıyor; şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında duranlar izzete, refaha, huzura kavuşuyor. Karşısında duranları bekleyen tek sonuç ise zillettir. Zilletten kurtulmanın yolu BTP'yi iktidar etmektir" dedi. Eyercioğlu, Anadolu'da bir tane kültür olduğunu, bu kültürün Türk kültürü olduğunu, bu kültürün içinde "Türk, Laz, Çerkez, Arap, Kürt" bulunduğunu sözlerine ekledi. Rizeli hikayesinden alınacak büyük ders! BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, Başbakan Erdoğan'ın "milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum" çıkışını dikkat çeken bir Rize hikâyesiyle eleştirdi: Rizelinin biri Rize Dağları'nın eteklerinde doğmuş, orada büyümüş, hep kafasını kaldırıp büyüdüğü toprakların zirvesi olan Kaçkar'a bakarak, 'bir gün ben de bu zirveye çıkacağım' diye hayal kurarmış. Hikâye bu ya, bir gün akbabanın bir bu Rizeliyi almış, getirmiş Kaçkar'ın tepesine indirmiş. Bizim Rizeli başlamış: Ey Kaçkar, ayağımın altına aldım seni çiğniyorum. Sen benim ayağımın altındasın. Ama bir zelzele kopmuş, bizim Rizeli 4 bin metreden aşağıya yuvarlanmaya başlamış. Görmüş ki, Kaçkar'ın bir çakıl taşı bile onun boyundan büyük! Şimdi birileri diyor ki, 'Türk milliyetçiliği ayaklarımın altında.' Sen ayağını ancak boyun kadar kaldırırsın. Sen Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alamazsın. Bu sözü söyledikten sonra, bir de şunu ifade etti: Din milliyetçiliği de ayaklarımın altında. Bizim literatürümüze göre, din milliyetçiliği 'din kardeşliği'dir. Resülüllah Efendimizin övdüğü  kardeşliktir.