DP Bursa Milletvekili Adayı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de bugün tarımın ve hayvancılığın bittiğine işaret ederek, "AKP bekleneni veremedi. Vatandaşlarımız da, 'Bunun yapabileceği bir şey yok. Bunun planı, projesi, programı yok' demeye başladı. Program ve tez bizde" şeklinde konuştu
Neden Milli Mutabakat?
İttifaka neden 'Milli Mutabakat' dendiği konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Milli Mutabakat denmesinin ana nedeni şudur: dikkat ederseniz 'milli' kelimesi lugatımızdan çıkartıldı, adeta yabancı bir unsur haline getirildi. Yani her konuda biz taklit etmekten dolayı kendimizden uzaklaştık. Bu kendimize dönmenin, kendimizle beraber olmanın; milletin tarımıyla, milletin ormancılığıyla, milletin madenciliğiyle, milletin millet olma davasıyla, devlet olma davasıyla kısaca millet olmasıyla alakalı bir ittifak olduğu, onun üzerinde tehdit unsurlarının devam ettiği ve bu unsurları kaldırmak için de böyle bir oluşun olması gerektiği inancından buna 'Milli Mutabakat İttifakı' denmiş ve bu hepimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştır."
DP Bursa Milletvekili Adayı Prof. Dr. Haydar Baş, 7'den 70'e Türk milletinin Bağımsız Türkiye Partisi ile Demokrat Parti'nin kurduğu Milli Mutabakat İttifakını beklediğine işaret ederek, bu ittifakın gerçekleşmesinin milletin gönlüne su serptiğini, aradığını bulduğunu vurguladı. Gündemle ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, bu ittifakın hayırlı olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Demokrat Parti'nin kıymetli yöneticileri, bilhassa Genel Başkanımız Sayın Namık Kemal Zebek beyin özel gayreti, arkadaşlarının hakikaten bu konuda deneyimli ve tecrübeli olması, bizim ve arkadaşlarımızın gönlüne girdi, çok uyumlu bir beraberlik oluştu. İnşaallah bu beraberlik bizi Meclise taşıyacak, ondan sonra da çok kıymetli Genel Başkanımızı biz Başbakan yapacağız. Türkiye'yi idare edecek kıymetli kadroları yüce milletimize arz edeceğiz. Beklenilen kalkınma mutlaka tahakkuk edecektir, hiç kimsenin bunda kuşkusu olmasın. Zira bunu yapabilecek bizde model var, tez var. Bu modeli dünya kabul etmiştir. İnşaallah bunu uygulamakta Demokrat Parti iktidarına, Namık Bey'in Başbakanlığında oluşacak olan kabineye nasip olacaktır."
Neden DP?Vatandaşın 12 Haziran'daki seçimlerde DP'yi tercih etmesi için yüzlerce gerekçe olduğuna işaret eden DP Bursa Milletvekili Adayı Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda şöyle konuştu: "2002 seçimlerinde vatandaşlarımızın yüzde 80'i kendi partisine olan güvenini kaybetmişti. Adeta o günlerde vatandaşlarımız bir parti ve bir lider arayışı içerisine girmişti. Biliyorsunuz Türk milleti liderine bağlı bir millettir. Ataerkil aile dediğimiz oluşumun devlet çapındaki temsilidir bu. Böyle bir tanıtımla Sayın Tayyip Bey iktidara sürüklendi ki, Tayyip Bey hakikaten kendi kendine sordu acaba bu adam ben miyim diye, neden? Öyle bir Tayyip Bey oluştu ki, elinde bir sihirli değnek var; uzatıyor yollar yapılıyor, bir başka değnek var uzatıyor apartmanlar dikiliyor, fabrikalar dikiliyor, insanlar iş buluyor, uzatıyor cebiniz para doluyor yani bir kişilik oluşturuldu ki, bu hayali kişiliğe herkes aşık oldu. Ben de o günlerde BTP'nin Genel Başkanı olarak dedim ki, 'hadi böyle bir adam olsa bizim siyaset yapmamıza gerek olmaz.' Ama ne bileyim ki bu insandır diye arkadaşlarıma tereddütlerimi söylemiştim. Zaman içinde gördük ki, Tayyip Bey beklenilen bu insan konumunda olamadı. Niye? Türkiye'nin bugün tarımı bitmiştir, hayvancılığı bitmiştir, madenciliği ecnebi şirketlere devredilmiştir, iç politikamızda faraza bir kanun çıkartılacak, AB evet demeden bu kararı çıkartamıyorsunuz. Harici politikalarda ABD'nin dedikleri dışında bir şey yapamıyorsunuz. Ekonomide IMF'ye sormadan bir adım atamıyorsunuz. Yani bağımsızlık sanki tartışılır bir noktaya geldi. Uygulamaya bakıyorsunuz, böyle bir noktaya taşındı. O bakımdan AKP bekleneni veremedi, yeni beklentilere vesile olmaya başlandı. Bunu gördükleri için de 2007 seçimlerinde bu sefer milletin önüne iyi bir Müslüman lider çıkacak, Cumhurbaşkanı olacak, Köşk'e taşınacak. Bununla beraber yeni bir ümit oluşuyla "bu orada olursa imzadan geriye birşey dönmeyecek, Tayyip Bey'in istediği gibi önü açılacak" derken bununla da şartlandırılan vatandaşlarımız ikinci adımı da AKP'nin lehine ve de Tayyip Bey'in menfaatine attı. Şimdi gelinen noktada görüldü ki, "Biz Cumhurbaşkanlığı verdik olmadı, Başbakanlık verdik olmadı, hatta ona devletin bazı kurum ve kuruluşları mani olur diye ona da göz yumduk yine olmadı, o halde bunun yapabileceği bir şey yok. Bunun planı yok, projesi yok, programı yok" diyerek, şimdi vatandaşlarımız tam bir arayış içerisine girdi. İşte tam bu noktada da partilerin hiç biri bekleneni veremeyeceği için mesela biz programı, tezi olan bir partiyiz. Ama insanımız; "Güzel de siz barajı aşamazsınız, ittifak yaparsanız, biz mutlaka sizinle birlikte oluruz" diye bize çok teklifler geldi. "Niçin ittifak yapmıyorsunuz, görmüyor musunuz?" diye de uyarıldık. İşte tam da bu sırada DP'nin kıymetli kadroları Genel Başkanımız Namık Kemal Zeybek Beyler elini uzattı, baktık ki bu el sağlam el. Namık Kemal Bey benim gençlik yıllarımdan beri tanıdığım düzgün karakterli sağlam bir insan vede inançlı bir kardeşimizdir. Türk kültür ve medeniyetini, siyasetini hazmetmiş ve bu konuda da ciddi hizmetleri olmuştur. Türk dünyasına gidenler onu çok iyi bilirler. Şimdi böyle bir arkadaş size elini uzatıyor, "Hayır ben bunu kabul etmiyorum" diyemezsiniz. Böyle bir lüksünüz olamaz. Biz de bu uzatılan ele el verdik. Şimdi hakikaten çok güzel verimli bir süreç başladı."