BTP Genel Başkan Yardımcısı Gedik, "50 yıldan beri konuşulanları, iddiaları, vaatleri, önyargıları bir bir hatırlamaya çalışın. Değişen veya düzelen ne var?" diye sordu. BTP Genel Başkan Yardımcısı Ali Gedik, ülkemizin hiçbir meselesine çözüm getirilmediğine işaret ederek, "Çok partili dönemle Cumhuriyetin ardından demokrasiye geçtiğimizi her firsatta ifade ederiz ancak bugün yaşanan tehlikelere bakıldığında Cumhuriyet öncesi Kurtuluş Savaşı gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz" dedi. Demokrasi adına bir taraftan birbirimizin boğazını sıktığımıza dikkatleri çeken Gedik, öte yandan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapısının bozulmaya çalışıldığını hatırlattı. Gedik, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bir türlü çözüme kavuşturulamayan Din ve Vicdan Hürriyeti, laiklik, hukukun üstünlüğü, eşitlik, temel hak ve hürriyetler, eğitim, sağlık, ulaşım, yerleşim, kılık-kıyafet ve daha nice temel konular siyasetçiler için seçimden seçime, birileri içinde lüzumu anında kullanılmak için birer malzeme olarak hep yedekte tutulmaktadır. Bugün toplumu, devletin en üst kademelerini geren sözlere, olaylara ve gelişmelere bakın şunu göreceksiniz ki, yukarıda zikrettiğimiz kavramlar en azından 50 yıldan beri ısıtılıp ısıtılıp ortaya konuyor."50 yıldır süregelen tartışmalar aynı"Bunlar gerçekten çözülemeyecek meseleler midir? Yoksa bugüne kadar gelen siyasiler, bürokratlar ve aydınlar bu meseleleri çözecek güç ve kabiliyette değiller miydiler?" diye soran Gedik, "Yoksa bu meseleleri şahsi emel ve ihtirasları için kullanmaktan başka bir gayeleri mi yoktu" dedi. Elbette hiç bir şahsa karşı önyargılı olmamak gerektiğini vurgulayan BTP Genel Başkan Yardımcısı Gedik, zira insanların yanlış da, doğru da yapacağını bildirdi. Gedik, şu görüşleri öne çıkardı: "Onun için bir kaç olayla insanları bütünüyle değerlendirmek her zaman sağlıklı netice vermeyebilir. Ama ülkemizin yıllardan beri hiç değişmeden - düzelmeden-çözülmeden günümüze intikal eden binlerce olayı var. Millet ve Devlet gerçeğine bu kadar ters ve zararlı olaylardan sonra insan, milleti ve devleti adına endişelenmesinin, çözmesi gereken ilgili ve yetkililerin kuşku duymaması da mümkün değil... Hemen hemen herkesimin 50 yıldan beri yaşadığı ve şahit olduğu olaylara bakın... 50 yıldan beri konuşulanları, iddiaları, vaatleri, önyargıları bir bir hatırlamaya çalışın. Değişen veya düzelen ne var?"Siyaset de, bürokrasi kendi kritiğini yapmalıGedik, bu değişmeyen tablonun bu aziz milletin tablosu olmaması gerektiğine işaret ederek, birileri bu durumun hem cevabını, hem de hesabını vermesi gerektiğinin altını çizdi. Gedik, açıklamasını şu vurgularla bitirdi: "Bu milletten reyini istedin, reyini verdi. Vergi istedin, vergisini verdi. Evladını istedin, evladını verdi. Canını istedin, canını verdi. Niçin verdi? Devleti, vatanı, dini ve namusu için verdi. Bunun aksini iddia edecek bir fert, bir kurum var mıdır? Peki ey siyaset ve devlet adamı, ey bürokrat-teknokrat... Ve ey aydın, sen evet sen ne verdin bu millete, bu devlete ve bu vatana. Aziz Milletim... Artık bu kadar tecrübe, bu kadar deneme, bu kadar çile yeter demenin zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Çiftçinin, köylünün, dar gelirlinin, esnafın, topyekun halkımızın durumu ortadadır. Problem yanlış siyasetçilerde ve yanlış yönetimlerdedir. Bu ülkenin hiç bir meselesi çözümsüz değildir. Ve çözüm tamamiyle, Aziz Milletimizin kendi ellerindedir. Milletimiz yaşadığı binlerce sıkıntı, yokluk, kıtlık, terk edilmişlik, talan ve yağmalamadan, ayrımcılıktan-gayrımcılıktan sonra, bütün bunları elinin tersi ile iterek, dünyaya güneş gibi doğan, planı, projesi, kadrosu olan, her bir meselenin çözümünü sunan Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) tanımak, anlamak, desteklemek, bir ve beraber olmak artık kaçınılmaz bir zarurettir. Kimse kimseyi aldatmasın. Bu memleket aldatan ve aldananlar ülkesi olmak yerine, devlet-millet, sivil-asker, 70 milyon tek bilek, tek yürek olma zamanıdır. Bunu da başaracak olan Prof.Dr. Haydar Baş'tır."