Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin hazine üzerinde oturmuş dilenciden daha fazla çöktüğünü belirterek, "Bu ülke 10 misli Türk milletini bakar. Şimdi bütün bu kabiliyetlerden, bu yeraltı ve yerüstü rezervlerden haberi yok" dedi.

 

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, gündemdeki iktisadi gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. "Para basarsanız enflasyon olur" tezinin kapitalistlerin görüşü olduğunu dile getiren BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: "Kapitalistlerin bu görüşü tutmamış olsaydı, dünyanın hiç bir ülkesine para satamayacaklardı. Kapitalistler parayı satmak için, 'sakın ha paranızı basmayın, bizden borç alın, faizini ödeyin, bunun enflasyonu olmaz, faizle aldığın para gül gibi herkesi geçindirir; ancak kendi değerleriniz ve kazancınız karşılığında para basarsanız enflasyon olur' tezini işlediler.""IMF'den faiziyle borç para alınca enflasyon olmaz ama sen kendi milli gelirin mukabilinde para basarsan enflasyon olur" tezinin kapitalizmin bir sömürü taktiği olduğunu ifade eden Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Siz kimden yanasınız?" diye sorrarak, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakanımız bu konuda yanılıyor. Siz şimdi plastik parayla vatandaşın cebinden 136 milyar TL toplayan bankalara 'evet' diyorsunuz, bankaya vermesine 'evet' diyorsunuz ama vatandaşın cebine 500 TL girmesine 'hayır' diyorsunuz. Başbakana sormak lazım: Sen milletten yana mısın, bankalardan yana mısın? Tavrını çok iyi belirlemesi lazım."

Türkiye'nin altı da, üstü de kaynakBaşbakan Erdoğan'ın 'vatandaşlık maaşı için kaynak nerede?' sorusuna da cevap veren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: "Hazine üzerinde oturmuş dilenciden daha fazla çökmüş. Bu ülke 10 misli Türk milletini bakar. Şimdi bütün bu kabiliyetlerden, bu yeraltı ve yerüstü rezervlerden haberi yok; nasıl yapacak? Hepsi öyle diyordu ama başta Saadet Partisi olmak üzere hepsi projelerimizi kapışmaya başladı. Meseleleri milletin elindeki kaynakları devreye koyup, milleti zengin etmek değil. Avrupa Birliği ne diyor? Tarım kesimindeki nüfus yüzde 30'dan yüzde 10'a inecek. Avrupa batıyor, bizimkiler onları 'al gülüm, ver gülüm' el üstünde tutuyor. Bu kafa olursa, Başbakan'ın dediği gibi 500 TL değil 500 Kuruş bile veremez. Olay budur. Bu kafa hiç birşey yapamaz. Bunlara kimse itibar etmeyecek. Kendi gözüyle kendi kaynaklarını görecek ve bunları işletecek. O zaman ben size 500 TL değil 1000 TL vereceğim. Peki niye vereceğim? Çünkü Türk vatandaşısınız."

Rusya uyguluyorProf. Dr. Baş, 7 ayrı uluslararası kongreyle tüm dünyaya ilan ettikleri Milli Ekonomi Modeli'nin  bugün birçok ülkede çeşitli yönleriyle uygulandığına işaret ederek, bu doğrultuda Rusya örneğini verdi. Rusya'nın modeli '3 yıllık kalkınma planına alıp birçok projeyi hayata geçirdiğini' belirten Prof. Dr. Baş, "Biz taviz veren, eğilip bükülen gruplardan değiliz" dedi. BTP Lideri, şunları söyledi: "Biz hiç kimsenin medeniyetine tabi olan, kendi hayat felsefesinden taviz veren gruptan değiliz. Herkesi kendi medeniyetimize, hayat felsefemize tabi kılan bir anlayışın, bir kültürün, bir medeniyetin eseriyiz. Biz hodri meydan diyoruz. Dün Batı kulübüdür diyerek, yüzde 100 karşısına çıktığın kurum ve kuruluşların sadık bir dervişi olmanın izahını ben şahsen yapamıyorum."

Farklı siyaset gerekMilli Ekonomi Modeli'nde ortaya koydukları projelerin hepsinin bir altyapısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baş, bunların tam olarak devreye girdiğinde 'devlet -millet, asker - sivil' kaynaşmasının sağlanacağını, ülkede birlik ve beraberliğin olacağını vurguladı. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Benim her düşüncemin bir felsefi altyapısı vardır. Bu bir medeniyet projesidir. Millet birbirine düşmüş, devletine düşman, ordusuna düşman. Bir sürü haline geldik! Devlet Babanın beslediği evlat, el kaldırabilir mi ona? Güneydoğu meselesini böyle çözeceğiz? Eğer sen Güneydoğu meselesini halletmek istiyorsan tek çözüm yolu var: İş, aş, Haydar Baş! Olay budur. Kültürümüz bir, dinimiz bir, medeniyetimiz bir, örfümüz bir, geleneklerimiz bir. Şu işe bakın! Bu kadar birlikteliği olan insanlar kedi - köpek gibi olacaklar... 'O zaman bu anada da, babada da iş yok' derler adama. Ya bu siyasetlerde iş yok!"