BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "350 tane yabancı firma Türkiye'de iş görüyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor. Memleketin balını, kaymağını onlar yiyor" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin gidişatını tahlil etti. Ülke kaynaklarının bu ülke menfaatleri yerine global sermaye sahiplerinin hizmetine sunulduğunu ifade eden BTP Genel Başkanı, şöyle konuştu: "Dünyada yeraltı kaynaklarını üstüne çıkarmadan kalkınan bana bir tane ülke gösteremezsiniz. Sanayiyi devreye koymayan bir ülkenin iki yakası bir araya gelmez. 350 tane yabancı firma Türkiye'de iş görüyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor, ufak tefek işleri de bizlere yaptırıyorlar ki demesinler bu Türk milleti hiç bir şeyle uğraşmıyor diye. 350 tane yabancı firma Türkiye'de iş görüyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor. Memleketin balını, kaymağını onlar yiyor. Biz de 'mısırı bilirsiniz, mısırı onlar yiyor; koçanı da biz yiyoruz' . Bizim yaptığımız iş bu."
Eğitim olmadan olmazMaden konusundaki bu durumun tüm sektörler içinde geçerli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baş, sorunun kaynağının bu ülkenin insan yetiştirme yönteminde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti ve eğitim sistemine dikkat çekti: "İnsanın iç tabiatında güçler var. Bu güçler bazen onu kendi sufli arzularının esiri yaparak; hırsız, katil, yalancı, üç kağıtçı, cani yapabiliyor. Yani o insanın içinde öyle fırtınalar var ki, bunlar onu o toplum içinde gördüğümüz bütün olayları yapabilecek hali ve karakteri ona yaşatıyor. İşte eğitim dediğimiz onu bu bütün zararlı duygulardan tecrit ederek güzel ahlak sahibi yapmak, önce kendi menfaatine sonra da toplumun menfaatine kazanmaktır."
İnsanımız milli bilince sahip yetiştirilmeliBTP Lideri, milli bilince sahip insan yetiştirme konusunda devletin birinci derecede sorumlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu nesli vatanın, milletin, devletin bütün kutsal değerlerinin ve menfaatlerinin yararına kazanacak, ondan sonra da böyle mükemmel insanı yükleyeceksin. Hamal yapacaksın. Ne hamalı yapacaksın? Bilginin hamalı. Bu hangi bilgi olacak? Mesela hukuk bilgini, savcı, hakim, avukat olacak. Doktor olacak, mühendis olacak. O bilgiler onun taşıdığı sıfatları olacak. İşte bu neslin elinde o insanlar, bu neslin elinde o kaynaklar hepimizin yararına iş görür mü görmez mi arkadaşlar? Görür.""Bireyleri önce iyi birer insan olarak yetiştirip o iyi insana da mesleki eğitim vermeliyiz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu dikkat çekici açıklamaları yaptı: "Kendimize benzeyeceğiz, kendimiz gibi olacağız. Thomas Carley diye şu an hatırıma geldi bir adam var, şarkiyatçı. İslam toplumunu araştıran, kurallarını tespit edip gündeme getiren bilim insanı. Bu adam diyor ki; 'İslam'ı yaşayan dünyada bir köy olsa, o köyü gören dünya cennete döner.' İşte buna bir alkış gerekir. Türk - İslam hakikatiyle karşı karşıya kalan insanların bu milletin gerçeklerine teslim olmaması asla mümkün değildir."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin gidişatını tahlil etti. Ülke kaynaklarının bu ülke menfaatleri yerine global sermaye sahiplerinin hizmetine sunulduğunu ifade eden BTP Genel Başkanı, şöyle konuştu: "Dünyada yeraltı kaynaklarını üstüne çıkarmadan kalkınan bana bir tane ülke gösteremezsiniz. Sanayiyi devreye koymayan bir ülkenin iki yakası bir araya gelmez. 350 tane yabancı firma Türkiye'de iş görüyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor, ufak tefek işleri de bizlere yaptırıyorlar ki demesinler bu Türk milleti hiç bir şeyle uğraşmıyor diye. 350 tane yabancı firma Türkiye'de iş görüyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor. Memleketin balını, kaymağını onlar yiyor. Biz de 'mısırı bilirsiniz, mısırı onlar yiyor; koçanı da biz yiyoruz' . Bizim yaptığımız iş bu."
Eğitim olmadan olmazMaden konusundaki bu durumun tüm sektörler içinde geçerli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baş, sorunun kaynağının bu ülkenin insan yetiştirme yönteminde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti ve eğitim sistemine dikkat çekti: "İnsanın iç tabiatında güçler var. Bu güçler bazen onu kendi sufli arzularının esiri yaparak; hırsız, katil, yalancı, üç kağıtçı, cani yapabiliyor. Yani o insanın içinde öyle fırtınalar var ki, bunlar onu o toplum içinde gördüğümüz bütün olayları yapabilecek hali ve karakteri ona yaşatıyor. İşte eğitim dediğimiz onu bu bütün zararlı duygulardan tecrit ederek güzel ahlak sahibi yapmak, önce kendi menfaatine sonra da toplumun menfaatine kazanmaktır."
İnsanımız milli bilince sahip yetiştirilmeliBTP Lideri, milli bilince sahip insan yetiştirme konusunda devletin birinci derecede sorumlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu nesli vatanın, milletin, devletin bütün kutsal değerlerinin ve menfaatlerinin yararına kazanacak, ondan sonra da böyle mükemmel insanı yükleyeceksin. Hamal yapacaksın. Ne hamalı yapacaksın? Bilginin hamalı. Bu hangi bilgi olacak? Mesela hukuk bilgini, savcı, hakim, avukat olacak. Doktor olacak, mühendis olacak. O bilgiler onun taşıdığı sıfatları olacak. İşte bu neslin elinde o insanlar, bu neslin elinde o kaynaklar hepimizin yararına iş görür mü görmez mi arkadaşlar? Görür.""Bireyleri önce iyi birer insan olarak yetiştirip o iyi insana da mesleki eğitim vermeliyiz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu dikkat çekici açıklamaları yaptı: "Kendimize benzeyeceğiz, kendimiz gibi olacağız. Thomas Carley diye şu an hatırıma geldi bir adam var, şarkiyatçı. İslam toplumunu araştıran, kurallarını tespit edip gündeme getiren bilim insanı. Bu adam diyor ki; 'İslam'ı yaşayan dünyada bir köy olsa, o köyü gören dünya cennete döner.' İşte buna bir alkış gerekir. Türk - İslam hakikatiyle karşı karşıya kalan insanların bu milletin gerçeklerine teslim olmaması asla mümkün değildir."