Twitter'da bir 'hashtag' açmışlar yani sohbet konusu; #KürtlerTehcirEdilmeli diye? Alenen provokasyon.
Türkiye'nin, kutuplaşmalar neticesinde nereye doğru gittiğini görüyorsunuz değil mi!..
Sanki Kürtler bu ülkenin evladı değil.
Sanki Kürtler PKK terörüne kurban vermiyor.
Sanki gelen şehit cenazelerinde Kürtler yok.
Terörden en büyük zararı Kürtler görmüyor sanki.
Evlerinden barklarından, işlerinden güçlerinden oldular. Adamın çocuğunu kaçırıp dağa kaldırdılar. Bir ana babaya bundan daha büyük kötülük yapılabilir mi?
Bakın Nusaybin'e, bir tane vatandaş yaşamıyor şimdi orada, hepsi yerinden yurdundan göç etti. Şehir, tanınmayacak hale geldi. Televizyonlardan izlediğimiz Suriye, Libya, Irak görüntülerinin aynısı yaşanıyor oralarda.
Bakın Sur'a. Sokağa çıkma yasağının kalktığı bazı sokaklarda evlerine dönmek isteyen vatandaşlar yıllarca oturdukları yeri tanıyamadılar. Adam gözyaşları içerisinde evinin ne hale geldiğini anlattı.
Bakın Şırnak'a, bakın Yüksekova'ya?
Buralar şu an tanınmayacak halde. 500 bin vatandaşın göç ettiği söyleniyor. Birileri de kalkmış "Kürtler tehcir edilmelidir" diyebiliyor! Asıl bu tür provokatörler tehcir edilmeli ve bu ülkeden gönderilmelidirler.
Size bu tür provokatörlerin yaşam şansı bulamayacakları bir çözüm önerisinde bulunayım mı?
"Prof. Dr. Haydar Baş"
Bu ismi duyunca provokatörler acayip rahatsız olurlar. Sizin anlayacağınız, birisi Prof. Dr. Haydar Baş'ı size kötülüyorsa bilin ki o ya provokatördür veya onların etkisinde kalmış bir zavallı.
Neden mi?
Çünkü Sayın Haydar Baş; "Benim bir kolumu kesseniz Türk kanı, diğer kolumu kesseniz Kürt kanı akar" diyerek, oynanan oyunları bozabilmektedir. E tabi haliyle adamlar da bundan rahatsız oluyorlar.
Sayın Haydar Baş işi burada bırakmıyor. Yani sadece slogan üretmiyor. Hücrelerine kadar bunu hissediyor ve terörü ancak ben çözerim diyor.
Pazar günü partisinin kongresinde konuşan Sayın Haydar Baş bu işi nasıl çözeceğini de anlattı:
"? Şimdi onlara da bir çift sözüm var. Onların da hakkını ben koruyorum, bunu iyi bilsinler, vallahi diğerleri tiyatro oynuyor. Onlara kanmasınlar, benim sağ kolum, sol kolum olsunlar ve bu işi bitirelim. Biz iktidar olduğumuzda dağda bir tane PKK'lı kalırsa namerdim. Cebren değil rızayla gelecekler. 'Hocam Allah senden razı olsun, sırtımızı giydirdin, karnımızı doyurdun' diyecekler. Annenin bin 500 lira maaşı olacak. Baba 5 bin lira asgari ücret alacak. Oğlu öyle, kızı öyle? bir eve 15-16 bin lira para girecek. O zaman bu çocuklar dağa çıkar mı arkadaşlar. Bunu biz yaparız. Onlar bu memleketin kaynaklarını ecnebi şirketlere verdi. Onların elinden bu kaynakları alacağım, geriye dön marş marş diyeceğim ve bu kaynakları milletime vereceğim." (Yeni Mesaj Gazetesi 24.05.2016)
İşte bu yüzden provokatörler Sayın Haydar Baş'ı sevmezler, onun ismini duyunca 'salavat görmüş şeytan gibi' kaçarlar.
Şimdiye kadar dikkatlerden kaçırılmaya çalışılan Sayın Haydar Baş, artık gizlenemez, saklanamaz hale geldi. Haydar Baş güneşi insanlığı aydınlatmak için doğdu, her yana ışık saçıyor.
Bu güneşten istifade etmek herkesin hakkı, yeter ki üzerinize çekilen perdeleri yırtıp atın. Aksi halde karanlığı seven yarasalar başınıza daha çok dert açacak.
Türkiye'nin, kutuplaşmalar neticesinde nereye doğru gittiğini görüyorsunuz değil mi!..
Sanki Kürtler bu ülkenin evladı değil.
Sanki Kürtler PKK terörüne kurban vermiyor.
Sanki gelen şehit cenazelerinde Kürtler yok.
Terörden en büyük zararı Kürtler görmüyor sanki.
Evlerinden barklarından, işlerinden güçlerinden oldular. Adamın çocuğunu kaçırıp dağa kaldırdılar. Bir ana babaya bundan daha büyük kötülük yapılabilir mi?
Bakın Nusaybin'e, bir tane vatandaş yaşamıyor şimdi orada, hepsi yerinden yurdundan göç etti. Şehir, tanınmayacak hale geldi. Televizyonlardan izlediğimiz Suriye, Libya, Irak görüntülerinin aynısı yaşanıyor oralarda.
Bakın Sur'a. Sokağa çıkma yasağının kalktığı bazı sokaklarda evlerine dönmek isteyen vatandaşlar yıllarca oturdukları yeri tanıyamadılar. Adam gözyaşları içerisinde evinin ne hale geldiğini anlattı.
Bakın Şırnak'a, bakın Yüksekova'ya?
Buralar şu an tanınmayacak halde. 500 bin vatandaşın göç ettiği söyleniyor. Birileri de kalkmış "Kürtler tehcir edilmelidir" diyebiliyor! Asıl bu tür provokatörler tehcir edilmeli ve bu ülkeden gönderilmelidirler.
Size bu tür provokatörlerin yaşam şansı bulamayacakları bir çözüm önerisinde bulunayım mı?
"Prof. Dr. Haydar Baş"
Bu ismi duyunca provokatörler acayip rahatsız olurlar. Sizin anlayacağınız, birisi Prof. Dr. Haydar Baş'ı size kötülüyorsa bilin ki o ya provokatördür veya onların etkisinde kalmış bir zavallı.
Neden mi?
Çünkü Sayın Haydar Baş; "Benim bir kolumu kesseniz Türk kanı, diğer kolumu kesseniz Kürt kanı akar" diyerek, oynanan oyunları bozabilmektedir. E tabi haliyle adamlar da bundan rahatsız oluyorlar.
Sayın Haydar Baş işi burada bırakmıyor. Yani sadece slogan üretmiyor. Hücrelerine kadar bunu hissediyor ve terörü ancak ben çözerim diyor.
Pazar günü partisinin kongresinde konuşan Sayın Haydar Baş bu işi nasıl çözeceğini de anlattı:
"? Şimdi onlara da bir çift sözüm var. Onların da hakkını ben koruyorum, bunu iyi bilsinler, vallahi diğerleri tiyatro oynuyor. Onlara kanmasınlar, benim sağ kolum, sol kolum olsunlar ve bu işi bitirelim. Biz iktidar olduğumuzda dağda bir tane PKK'lı kalırsa namerdim. Cebren değil rızayla gelecekler. 'Hocam Allah senden razı olsun, sırtımızı giydirdin, karnımızı doyurdun' diyecekler. Annenin bin 500 lira maaşı olacak. Baba 5 bin lira asgari ücret alacak. Oğlu öyle, kızı öyle? bir eve 15-16 bin lira para girecek. O zaman bu çocuklar dağa çıkar mı arkadaşlar. Bunu biz yaparız. Onlar bu memleketin kaynaklarını ecnebi şirketlere verdi. Onların elinden bu kaynakları alacağım, geriye dön marş marş diyeceğim ve bu kaynakları milletime vereceğim." (Yeni Mesaj Gazetesi 24.05.2016)
İşte bu yüzden provokatörler Sayın Haydar Baş'ı sevmezler, onun ismini duyunca 'salavat görmüş şeytan gibi' kaçarlar.
Şimdiye kadar dikkatlerden kaçırılmaya çalışılan Sayın Haydar Baş, artık gizlenemez, saklanamaz hale geldi. Haydar Baş güneşi insanlığı aydınlatmak için doğdu, her yana ışık saçıyor.
Bu güneşten istifade etmek herkesin hakkı, yeter ki üzerinize çekilen perdeleri yırtıp atın. Aksi halde karanlığı seven yarasalar başınıza daha çok dert açacak.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022