Havaların soğuması ile birlikte grip, soğuk algınlığı, farenjit, idrar yolu enfeksiyonları, alt ve üst solunum yolu hastalıkları daha sık görülüyor. Havaların etkisiyle bağışıklık sisteminin de zayıfladığını belirten Dahiliye Uzmanı Dr. Ziya Öztürk, hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için yapılması gerekenler hakkında bilgilendirdi. Öztürk, “Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara karşı koruyan, bakteri, virüs ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin tümüdür. Bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, hastalıklara karşı direnç kazanmak ve soğuk algınlığı, grip ve kanserden etkilenme olasılığını azaltmak için en önemli noktadır. Tekrarlayan hastalıklar ya da kronik enfeksiyonlar sadece bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ortaya çıkar. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açar, enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden olur ve bu da vücut direncini daha da zayıflatır” dedi.
Bağışıklık sisteminin güçlü olmasında yeterli ve dengeli beslenmenin önemine vurgu yapan Öztürk, “Vücudu zararlı maddelere karşı koruyan ve bakterilere karşı savaşan C vitaminin tüketilmesi soğuk havalarda çok önemlidir. Portakal, limon, greyfurt, mandalina gibi C vitamin oranı yüksek olan meyveler vücudun direncinin artmasını sağlar. Ayrıca vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlayacak antioksidanlara da ihtiyaç vardır. Süt, yoğurt, yumurta, patates, kabak, havuç, ıspanak gibi A vitamini özelliği olan yiyeceklerin tüketilmesi gerekir. E vitamini özelliği bulunan mısır, yeşil yapraklı sebzeler, bitkisel sıvı yağlar da bağışıklık sisteminin artmasına yardımcı olur. Düzenli ve dengeli beslenme ile bireylerin dışarıdan ilaç olarak vitamin haplarına ihtiyacı kalmaz. Düzenli beslenmeyle alınan besinlerde vücudun ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineraller alınabilir” şeklinde konuştu.
Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alınması gerektiğine işaret eden Dahiliye Uzmanı Dr. Ziya Öztürk, yeterli sıvı alındığında vücuttaki toksinlerin atıldığını, vücut fonksiyonlarının düzenli çalıştığını, metabolizma dengesinin sağlandığını ve birçok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleştiğini söyledi. Bu nedenle her gün en az 2–2.5 litre su içilmesinin çok önemli olduğuna değinen Öztürk, ayrıca ıhlamur, adaçayı, kuşburnu ya da açık çay gibi içeceklerin de desteklemek amacıyla tüketilmesinin faydalı olacağını sözlerine ekledi. (İHA)