Baş dönmesi ve dengesizlik hissi, tüm dünyada ağrıdan sonra, en sık doktora danışılan ikinci şikayet. Hayatı boyunca başı hiç dönmemiş birisine rastlamak pek kolay değil. Baş dönmesi birkaç saniyelik bir his olabileceği gibi aylarca hatta yıllarca zaman zaman meydana gelen ataklar şeklinde seyredebiliyor. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alev Üneri, önemsiz kabul edilen baş dönmesinin, ciddi hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çekerek, kadınlarda ve 30 - 50 yaş grubunda daha çok görülen bu hastalıkta teşhisin doğru konulabilmesinin, tedavi açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Stres tetikliyor
Doç. Dr. Alev Üneri, baş dönmesinin sebeplerinin 'Periferik' ve 'Santral' olarak ikiye ayrıldığını ifade ederek, "Santral nedenler, santral sinir sistemini oluşturan MS gibi nörolojik hastalıklardan kaynaklanıyor. Periferik nedenler ise baş dönmelerinin yüzde 80'ini oluşturuyor. Periferik baş dönmeleri migren, kronik orta kulak hastalıkları, ameliyat ve travmalara bağlı oluşuyor" diye konuştu. Stresin de baş dönmesinde etken olduğunu kaydeden Doç. Dr. Üneri, "Stres, tek başına baş döndüren bir faktör olmamasına rağmen, mevcut rahatsızlıkların, kendisini daha şiddetli bir şekilde hissettirmesine yol açıyor. Ayrıca baş dönmesi ya da kronik dengesizlik problemi olanlarda bu hastalığın yanında psikosomatik şikayetler de oluşmaya başlıyor. Zamanla stres dengesizliği, dengesizlik de stresi arttırıyor ve tam bir kısır döngü oluşuyor" dedi.
Teşhisi çok zor
Doç. Dr. Alev Üneri, baş dönmesi teşhisinin çok zor konan hastalıklardan biri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Önce hastanın hikayesinden problemin periferik mi, santral mı olduğunu ayırt etmeye çalışıyoruz.
Daha sonra nöro-otolojik muayene yapılır. Muayenenin ardından odyolojik inceleme, ENG ve VNG gibi iç kulak fonksiyonlarını ölçtüğümüz tetkiklere geçilir. Bunların dışında MR, tomografi gibi görüntüleme tekniklerinin de kullanılması gereklidir. Elektronistogmografi (ENG), vestibüler sistemin değerlendirilmesinde "temel" testtir. Yaklaşık 30 yıldan beri baş dönmesi olan hastaların incelenmesinde tüm dünyada kullanılmaktadır."
Stres tetikliyor
Doç. Dr. Alev Üneri, baş dönmesinin sebeplerinin 'Periferik' ve 'Santral' olarak ikiye ayrıldığını ifade ederek, "Santral nedenler, santral sinir sistemini oluşturan MS gibi nörolojik hastalıklardan kaynaklanıyor. Periferik nedenler ise baş dönmelerinin yüzde 80'ini oluşturuyor. Periferik baş dönmeleri migren, kronik orta kulak hastalıkları, ameliyat ve travmalara bağlı oluşuyor" diye konuştu. Stresin de baş dönmesinde etken olduğunu kaydeden Doç. Dr. Üneri, "Stres, tek başına baş döndüren bir faktör olmamasına rağmen, mevcut rahatsızlıkların, kendisini daha şiddetli bir şekilde hissettirmesine yol açıyor. Ayrıca baş dönmesi ya da kronik dengesizlik problemi olanlarda bu hastalığın yanında psikosomatik şikayetler de oluşmaya başlıyor. Zamanla stres dengesizliği, dengesizlik de stresi arttırıyor ve tam bir kısır döngü oluşuyor" dedi.
Teşhisi çok zor
Doç. Dr. Alev Üneri, baş dönmesi teşhisinin çok zor konan hastalıklardan biri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Önce hastanın hikayesinden problemin periferik mi, santral mı olduğunu ayırt etmeye çalışıyoruz.
Daha sonra nöro-otolojik muayene yapılır. Muayenenin ardından odyolojik inceleme, ENG ve VNG gibi iç kulak fonksiyonlarını ölçtüğümüz tetkiklere geçilir. Bunların dışında MR, tomografi gibi görüntüleme tekniklerinin de kullanılması gereklidir. Elektronistogmografi (ENG), vestibüler sistemin değerlendirilmesinde "temel" testtir. Yaklaşık 30 yıldan beri baş dönmesi olan hastaların incelenmesinde tüm dünyada kullanılmaktadır."