Beyin tümörleri ışınla yok ediliyor
Dr. Tufan, Gamma Knife'nin, "Gamma Bıçağı" anlamına geldiğini ancak, kesinlikle bıçak kullanılmadığını vurgulayarak, "Bunun yerine kafatası içindeki hastalıklı bölgeye çok sayıdaki odaktan radyasyon ışını demetleri yönlendirilir. Cihazın teknik özelliği sayesinde radyasyon sadece hastalıklı bölgede yoğunlaştırılır, beynin diğer bölgeleri bundan etkilenmez" dedi.
Tek seferde yapılan tedavi
Bu tedavinin tek seferde yapılan, hemen hemen hiçbir yan etkisi bulunmayan, odaksal ışın tedavisi olduğunu belirten Tufan, şunları söyledi: "Gamma Knife tedavisi klasik radyoterapiden tamamen farklı bir tekniktir. Sadece tümörlü dokuya odaklanan ışın normal beyin dokusunu etkilemez. Böylece saç dökülmesi, ciltte yanma, halsizlik gibi yan etkileri yoktur. Üstelik daha önce tüm beyin radyoterapi alan hastalar dahi güvenli bir şekilde uygulanabilen yüksek teknolojili bir tedavi yöntemidir"
"Beyin tümörlerinin tedavisinde uygulanan Radyocerrahi Teknolojisi'' olan Gamma knife tedavisinin, stereotaktik radyocerrahi adı verilen bir teknik kullanarak uygulandığına dikkati çeken Tufan, şunları söyledi: "Gamma knife, koordinatları belirlenmiş hastalıklı beyin dokusunun, gamma ışınları ile yok edilmesini sağlayan bir tedavi sistemidir. Sistem, temel olarak her biri kendi başına normal beyin dokusunu zedelemeyecek enerjiye sahip 201 adet küresel yerleşimli ve ayrı kaynaktan gelen ışınların sadece hastalıklı beyin dokusunda birleşerek çok yüksek bir enerjiyi bu dokuya aktarması ve böylece bu dokuyu ortadan kaldırması prensibine dayanır."
Dr. Kadir Tufan, tedavinin tek seansta tamamlandığını, günümüzde artık binlerce hastanın bu yöntemle tümörlerinden kurtulduğunu ifade etti.
Adım adım uygulama
Yard. Doç. Dr. Tufan, uygulamanın her adımını detaylarıyla anlatarak, şunları kaydetti:
"Uygulama, hastanın başına hastalıklı beyin dokusunun yerinin tam olarak tespitini sağlayan ve tedavi sırasında başı hareketsiz kılarak tedavinin doğru olarak uygulanmasını sağlayan ve 'frame' adı verilen metalden yapılmış aletin yerleştirilmesiyle başlar.
Bu işlem sırasında lokal anestezi uygulanarak hastanın ağrı duyması engellenir. Bu çerçevenin hastanın kafatasına dışarıdan yerleştirilmesi işlemi lokal anestezi altında 5-10 dakika içerisinde tamamlanır. Bu çerçevenin takılmasının amacı radyasyonun hassas ve doğru bir şekilde istenilen bölgeye yöneltilmesini sağlamaktır."
Dr. Tufan, uygulamanın ikinci adımında ışının verileceği hedef alanı belirlemek için hastanın MR diye bilinen manyetik rezonans çekildiğini belirterek, şunları kaydetti: "Bu işlem ortalama 20 dakika sürer. Üçüncü adım olan ışın verme işlemi sırasında da hasta yine uyanıktır. Tedavinin uygulandığı İsviçre yapımı cihaz MR cihazına benzer. Hasta bir masaya yatırılır. Başı boyun hizasına kadar tedavi veren kısma girer. Bu sırada radyasyona ait herhangi bir ses veya ışık hissedilmez ve tamamen ağrısızdır. Bu işlem tümörün yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak 15 dakika ile 1-2 saat arasında sürebilir."
Yard. Doç. Dr. Tufan, işlemin sonunda hastanın kafa tasına dışarıdan takılan aletin çıkarılıp, hastanın aynı gün taburcu edildiğini belirterek, "Bu işlem sonrasında hastalarımıza sinemaya gidebileceklerini, istediği herhangi bir sosyal aktiviteye katılabileceklerini ya da çalışıyorlarsa işlerine dönebileceklerini öneriyoruz" diye konuştu. Gamma knife sisteminin, beyin patolojilerinde stereotaktik radyocerrahinin "altın standardı" olarak kabul edildiğini belirten Yard.Doç. Dr. Tufan, bu sistemin hem iyi hem de kötü huylu beyin tümörlerinde uygulandığını ancak, her bir tümör çapının 3,5 santimetreyi geçmemesi gerektiğini ifade etti.
Dr. Tufan, sistemin, beyin metastazlarında da kullanıldığını belirterek, "En sık beyin metastazı yapan tümörler akciğer kanseri, meme kanseri ve böbrek kanseridir. Bunların dışında tiroid kanserleri ve melanomalar da beyin metastazı yapar. Bunlar ve diğer tümörlerin metastazlarında gamma knife kullanımından son derece olumlu sonuçlar alıyoruz" dedi.
Bu tedaviyi sadece beyin tümörlerinde uygulayabildiklerini belirten Dr. Tufan, "Çünkü, bu tedavi için sabit bir organ gerekiyor. Mesela, akciğerlerde uygulanamıyor çünkü nefes alıp vermede hareket ediyor. Cihazı sabitleştirmek için hareket etmeyen organa gerek var" diye konuştu.