Depresyon kadınlar arasında daha yaygın
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. İpek Sönmez, majör depresyonun yaşam boyu yaygınlığının, kadınlar için yüzde 10-25, erkekler için yüzde 5-12 olarak bulunduğunu ve depresyonun altı aylıktan yaşamın son noktasına kadar yaşamın herhangi bir döneminde başlayabileceğini söyledi
16.08.2016 00:00:00
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. İpek Sönmez, duygu durum bozukluğu olan depresyonun, kadın ve erkekteki yaygınlığı, belirtileri ve depresyon tipleri ile ilgili bilgi verdi.
"Depresyon bir duygudurum bozukluğudur. Duygudurum ise, içsel olarak yaşantılanan, kişinin davranışları ve dünyayı algılamasını değiştiren hakim ve sürekli duygu tonudur" diyen Doç. Dr. İpek Sönmez, "Mutsuzluk, olumsuz gelişmelere karşı insanların verdiği olağan tepkilerin bir parçasıdır. Mutsuzluk beklenenden uzun sürerse, koşulların zorluğuyla orantısızsa ya da kişinin kontrolünün ötesindeyse, çökkün duyguduruma ilişkin bir semptom olabilir. Yas ise sevilen bir kişinin kaybından sonra gelişen bir süreçtir. Yasın belirtileri; üzüntü, kendini kötü hissetme, ölene karşı öfke, suçluluk ve kendini eleştirme, anksiyete, yalnızlık, yardımsızlık, halsizlik hissi, şok, özlem, özgürlük, rahatlama ve duygusal küntlük şeklinde olabilir. Yas sürecinin temel işlev dönemlerinin birinde takılma olması, şiddet ve süre bakımından farklılık göstermesi yasın komplike bir şekil aldığını gösterir" açıklamalarında bulundu.
Majör depresyonun yaşam boyu yaygınlığının, kadınlar için yüzde 10-25, erkekler için yüzde 5-12 olarak bulunduğunu ve depresyonun altı aylıktan yaşamın son noktasına kadar yaşamın herhangi bir döneminde başlayabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Sönmez, "Depresyonda çökkün duygulanım, enerji azlığı ve ilginin ya da alınan zevkin kaybı çekirdek özelliklerdir. Konsantrasyon azlığı, özgüven azalması, suçluluk duyguları, karamsarlık, kendine zarar verme ya da özkıyım düşünceleri, uyku düzeninde bozulma, iştah değişiklikleri ve libido azalması diğer sık görülen belirtilerdir. Sosyal ve mesleki işlev bozulur. Depresyon tanısı koyulması için tablo en az iki hafta sürmelidir. Her depresyon atağı farklı şiddette olabilir. Hafif, orta ve şiddetli olarak üç gruba ayrılabilir" ifadelerini kullandı.
"Depresyon bir duygudurum bozukluğudur. Duygudurum ise, içsel olarak yaşantılanan, kişinin davranışları ve dünyayı algılamasını değiştiren hakim ve sürekli duygu tonudur" diyen Doç. Dr. İpek Sönmez, "Mutsuzluk, olumsuz gelişmelere karşı insanların verdiği olağan tepkilerin bir parçasıdır. Mutsuzluk beklenenden uzun sürerse, koşulların zorluğuyla orantısızsa ya da kişinin kontrolünün ötesindeyse, çökkün duyguduruma ilişkin bir semptom olabilir. Yas ise sevilen bir kişinin kaybından sonra gelişen bir süreçtir. Yasın belirtileri; üzüntü, kendini kötü hissetme, ölene karşı öfke, suçluluk ve kendini eleştirme, anksiyete, yalnızlık, yardımsızlık, halsizlik hissi, şok, özlem, özgürlük, rahatlama ve duygusal küntlük şeklinde olabilir. Yas sürecinin temel işlev dönemlerinin birinde takılma olması, şiddet ve süre bakımından farklılık göstermesi yasın komplike bir şekil aldığını gösterir" açıklamalarında bulundu.
Majör depresyonun yaşam boyu yaygınlığının, kadınlar için yüzde 10-25, erkekler için yüzde 5-12 olarak bulunduğunu ve depresyonun altı aylıktan yaşamın son noktasına kadar yaşamın herhangi bir döneminde başlayabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Sönmez, "Depresyonda çökkün duygulanım, enerji azlığı ve ilginin ya da alınan zevkin kaybı çekirdek özelliklerdir. Konsantrasyon azlığı, özgüven azalması, suçluluk duyguları, karamsarlık, kendine zarar verme ya da özkıyım düşünceleri, uyku düzeninde bozulma, iştah değişiklikleri ve libido azalması diğer sık görülen belirtilerdir. Sosyal ve mesleki işlev bozulur. Depresyon tanısı koyulması için tablo en az iki hafta sürmelidir. Her depresyon atağı farklı şiddette olabilir. Hafif, orta ve şiddetli olarak üç gruba ayrılabilir" ifadelerini kullandı.