Hamilelik psikolojiyi de etkiliyor
Meltem Hastanesi Psikoloğu Nilüfer Şişman, gebeliğin fizyolojik bir olay olduğunu ancak bu fizyolojik işleyişler sırasında kadının sadece gebeliğinin oluştuğu bölgenin değil tüm vücut sisteminin ve psikolojisinin de etkilendiğini söyledi
31.05.2012 00:00:00
Gebeliğin fizyolojik bir olay olduğunu ancak bu fizyolojik işleyişler sırasında kadının sadece gebeliğinin oluştuğu bölgenin değil tüm vücut sisteminin ve psikolojisinin de etkilendiğini söyleyen Meltem Hastanesi Psikoloğu Nilüfer Şişman şunları söyledi: “Gebeliğin oluştuğu andan itibaren annelik hormonları salgılanmaya, vücut değişmeye başlar. Gebelerin büyük bir kısmında üç ayda baş gösteren depresif duygu hali, depresyon ile karıştırılabilir. İlk 3 aydan sonra devam eden olumsuz duygu yaşantısı bu durumdan farklıdır. Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri beyindeki depresyon ve anksiyete ile ilişkili kimyasal maddeleri etkileyebilir.
Bununla birlikte bahar döneminin gelmesiyle vücudun kendini yenileme ve arınma ihtiyacı anne adayının kendini daha çıkmazda hissetmesine yol açar. Özellikle havaların ısınması ile birlikte kıyafetlerdeki değişiklik ve kışa oranla hatların daha belli olması hamile kadının dış görünüşü ile ilgili bir kaygı içine girmesine neden olur.Yakın çevresine ve arkadaşlarına ‘Çok mu kilo aldım? Nasıl görünüyorum? Hiçbir şeyin içine giremiyorum, eskiden şu kiloydum çocuk beni ne hale getirdi' gibi olumsuzluk içeren ifadelerde bulunur.
Birçok anne adayı havaların ısınması ile birlikte evden çıkabilecekleri ve hamilelikten öncesi gibi günlerinin büyük bir kısmını dışarıda geçirebilecekleri konusunda umutludurlar. Ancak bebeğin büyümeye başlaması ile birlikte anne artık hem kendini hem de farklı bir canı taşıyıcı hale gelmiştir. Dolayısı ile hamilelik öncesi kadar hareketli olamayabilir. Tüm bu faktörlerde anne adayını olumsuz yönde etkileyebilir. İlk defa anne olacak olma, beklenmedik kayıplar (deprem, ölüm) gibi olumsuz yaşantılarda anne adayının bahar depresyonuna girmesini daha çok tetikleyebilir.”
Hamilelik depresyonunun bebeğe etkileri var mıdır?
“Tedavi edilmeyen hamilelik depresyonu hem anne hem bebek açısından, psikolojik ve fiziksel sıkıntılara yol açabilir” diyen Nilüfer Şişman, “Bu gibi durumlarda anne hem kendisine hem de bebeğine bakamaz. Kendinde psikolojik olarak bu yeterliliği görmez. Dolayısı ile bu durum bebeğe direkt olarak yansır. Bebek anne karnındayken psikolojik gelişimine başlar ve ilgi görmek ister.
Hamilelik döneminde bebeği ile yeterli iletişim kuramayan annelerin bebeklerinde doğumdan sonra bağlanma bozuklukları ve davranış sorunları görülebilmektedir. Ayrıca annenin bebeği ile tam bağ kuramaması bebeğin yetişkinlik yaşamındaki ikili ilişkilerine, arkadaşlık ilişkilerine, iş ilişkilerine, problem çözme yöntemlerine, stresle başa çıkma derecesine ve en önemlisi kendine güvenine olumsuz olarak yansıyacaktır. Ayrıca alkol ve sigara kullanımı, beslenme ve uyku bozuklukları, intihar eğilimi, erken doğum, prematüre doğum, gelişimsel problemli bebekler ve kaygılı bebekler gibi sorunlar ortaya çıkabilecektir” diye konuştu. (www.meltemhastanesi.com)
Ne tür önlemler alınmalı?
Depresyon, bahar depresyonu, hamilelik depresyonu birbirine benzer şikayetler içerdiğinden bahar aylarında hamilelerde görülen depresyonu teşhis etmek oldukça güçtür. İlk üç ayda anne adaylarında görülen hormonal değişimlerle hamilelik depresyonu karıştırılmamalıdır. Bu durumun teşhisi zor olsa da, kendindeki değişimin ne olduğunu idrak edecek kişi yine anne adayıdır. Ancak anne bunu fark edemeyecek kadar kötü bir ruh hali içindeyse, eş ve yakın çevre çok dikkatli olmalıdır çünkü anne böyle bir durumdayken kendine ya da bebeğe zarar verebilir.
1- Psikoterapi: Anne adayını rahatsız eden duygular bir uzman eşliğinde ortadan kaldırılabilir. Birçok rahatlama ve gevşeme egzersizi sorunların çözümünde kişiye yardımcı olmaktadır.
2- Eş-çevre desteği: En önemli faktörlerden birisidir. Sevgi, ilgi en iyi ilaçtır. Eşin ve yakın çevrenin anne adayına onun yanında olduklarını göstermeleri, korkmadan duygularını ifade etmesini sağlamaları anne adayı için oldukça rahatlatıcı olacaktır.
3- Grup terapisi: Ülkemizde çok yaygın olmasa da birçok ülkede kullanılan bu yöntem anne adaylarının bir sinerji içinde duygu paylaşımı yaşamalarını sağlamaktadır. Sorunu sadece kendisinin yaşamadığını gören anne diğer annelerle empati kurarak iyileşme için adım atar.
Tüm önlemlerle birlikte aslında en önemli destek kişinin kendisine olan inancıdır. Bu dönemin geçici olduğunu bilmek, elinden geldiği kadar kendini motive etmeye çalışmak, bir şeylerle meşgul olup kendini dinlememek anne adayı için yolun yarısını yürümüş olmak demektir.
http://www.meltemhastanesi.com/