BBC televizyonunun Panorama programı, İngiltere'de özellikle okullarda kablosuz internet teknolojisi kullanılmasının sağlık açısından tehlike yarattığı iddiasını tartışmaya açtı.
Panorama adlı programda, bir elektronik mühendisinden bir okulda ölçüm yapması isteniyor. Araştırma sonucunda okulda, yakınlardaki bir baz istasyonundan üç kat daha fazla radyasyon belirleniyor. İngiltere'deki ilk öğretim okullarının yaklaşık yarısında ve ortaokulların da yüzde 70'inde kablosuz internet kullanılıyor ve bu oranların ileriki yıllarda daha da artması bekleniyor. Ancak insan sağlığına olası etkileri konusu Panorama programına göre kamuoyunda yeterince bilinmiyor ve tartışılmıyor.
Kamu sağlığından sorumlu Health Protection Agency adlı kurumun başkanı Sir William Stewart, kablosuz internetin sağlığa zararlarının derhal değerlendirilmesini istediğini söylüyor. Sir William Stewart, bu teknolojinin giderek yaygınlaşmasına rağmen, sağlığa olası zararlarının yeterince bilinemediğine dikkat çekiyor ve baz istasyonları için alınan koruyucu önlemlerin, kablosuz internet kullanılan ortamlarda da uygulanması gerektiğini savunuyor.
HAKLI BİR ENDİŞE Mİ, TEMELSİZ BİR KORKU MU?Bununla beraber Panorama'nın bulguları, Guardian gazetesine konuşan bazı bilimadamlarınca "bilimsellikten uzak" ve "korkutma amaçlı" denerek eleştirildi. Okulda yapılan ölçümde elde edilen değerlerin, yüksek olmakla beraber, İngiltere'de sağlığa zararlı kabul edilen limitin altında kaldığına dikkat çekiyorlar.
Panorama programını hazırlayan muhabir Paul Kenyon bu eleştirilere yanıt olarak "bilim çevrelerinde konuyla ilgili çok farklı görüşlerin varolduğunu" söyledi. Kenyon, İngiltere hükümetinin belirlediği güvenlik limitinin ne kadar güvenilir olduğu konusunda şüphelerini dile getiren bilimadamları da olduğunu söylüyor.
Radyasyonun zararını belirlerken hangi kıstasların dikkate alınması gerektiği konusunda muhtelif görüşler var. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kablosuz internet teknolojisinin yol açtığı düşük seviyede radyasyona uzun dönemde maruz kalınmasının insan sağlığına belli bir etkisi gözlenmiş değil. Ama kampanya örgütlerinin çalışmaları ve bilim çevrelerinin raporları sürdükçe bu konu da gündemde kalmaya devam edecek görünüyor.
Panorama adlı programda, bir elektronik mühendisinden bir okulda ölçüm yapması isteniyor. Araştırma sonucunda okulda, yakınlardaki bir baz istasyonundan üç kat daha fazla radyasyon belirleniyor. İngiltere'deki ilk öğretim okullarının yaklaşık yarısında ve ortaokulların da yüzde 70'inde kablosuz internet kullanılıyor ve bu oranların ileriki yıllarda daha da artması bekleniyor. Ancak insan sağlığına olası etkileri konusu Panorama programına göre kamuoyunda yeterince bilinmiyor ve tartışılmıyor.
Kamu sağlığından sorumlu Health Protection Agency adlı kurumun başkanı Sir William Stewart, kablosuz internetin sağlığa zararlarının derhal değerlendirilmesini istediğini söylüyor. Sir William Stewart, bu teknolojinin giderek yaygınlaşmasına rağmen, sağlığa olası zararlarının yeterince bilinemediğine dikkat çekiyor ve baz istasyonları için alınan koruyucu önlemlerin, kablosuz internet kullanılan ortamlarda da uygulanması gerektiğini savunuyor.
HAKLI BİR ENDİŞE Mİ, TEMELSİZ BİR KORKU MU?Bununla beraber Panorama'nın bulguları, Guardian gazetesine konuşan bazı bilimadamlarınca "bilimsellikten uzak" ve "korkutma amaçlı" denerek eleştirildi. Okulda yapılan ölçümde elde edilen değerlerin, yüksek olmakla beraber, İngiltere'de sağlığa zararlı kabul edilen limitin altında kaldığına dikkat çekiyorlar.
Panorama programını hazırlayan muhabir Paul Kenyon bu eleştirilere yanıt olarak "bilim çevrelerinde konuyla ilgili çok farklı görüşlerin varolduğunu" söyledi. Kenyon, İngiltere hükümetinin belirlediği güvenlik limitinin ne kadar güvenilir olduğu konusunda şüphelerini dile getiren bilimadamları da olduğunu söylüyor.
Radyasyonun zararını belirlerken hangi kıstasların dikkate alınması gerektiği konusunda muhtelif görüşler var. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre kablosuz internet teknolojisinin yol açtığı düşük seviyede radyasyona uzun dönemde maruz kalınmasının insan sağlığına belli bir etkisi gözlenmiş değil. Ama kampanya örgütlerinin çalışmaları ve bilim çevrelerinin raporları sürdükçe bu konu da gündemde kalmaya devam edecek görünüyor.