Gençlik döneminde duygular yoğundur. Sürekli dalgalanma gösterirler. Genç, sevinçle üzüntü, sevgi ile nefret arasında gidip gelir. Ruhsal tepkilerinde aşırılık, davranışlarındaki çelişki bu döneme özgü bir bocalamanın belirtisidir Genç bir yandan içinden gelen dürtülerini dizginlemeye çabalarken, öte yandan çevresi ile çatışmaya girebilir. İç dünyası ile dış dünya arasında dengeler kurmaya çalışır. Bağımsızlığını kazanmaya çabalar. Bu süreçte gencin sık sık ebeveynlerle fikir ayrılığına düştüğünü ve çatışmalara girdiğine tanık oluruz.Gençler, yetişkinleri nasıl algılıyor?Gencin aradığı yeni bir kimliktir. 'Ben neyim, kimim, nasıl bir insan olmalıyım?' sorularına yanıt arar. Bir kişi ve bir birey olarak ana babasından değişik özellikleri olduğunun bilincine varır. Kendisine ve çevresine eleştirel bir gözle bakar. O güne dek yanılmaz ve kusursuz tanıdığı ana-babasını yeni bir değerlendirmeden geçirir. Onlarda hiç görmediği eksikler, beğenmediği yanlar bulur. Öğütleri saçma, koydukları kuralları sıkı, yasakları anlamsızdır. Ne eğlenmesini bilirler ne de giyinmesini. Kısacası yaşamasını bilmezler diye düşünürler. Kuşak çatışmasının nedenleri - Gençlerin gelişme aşamasında olmaları nedeniyle değişmelere daha çabuk adapte olmaları, yetişkinlerin ise bu değişimde zorlanmaları çatışmaya neden önemli faktörlerden. - Büyümeyle yeni olanaklar edinen gencin, kendini yetişkin olarak kabul ettirme çabası da çatışma yaratabilir. - Gençlerin yeni statülerine yetişkinler de uyum göstermede güçlük çekerler. - Anne-babanın rehber rollerinden, çocuklarını kısmen kendileriyle eşit statüde görmek şeklindeki rol değişimi bu zorluğu yaratır.Gençlerin atılganlıkları, coşkuları, hatta hayalcilikleri gelişmelerin, yeniliklerin kaynağıdır. Gençler toplumsal yaşamda, sanatta ve bilimde yeniliğin, değişikliğin ardında koşmasalardı ilerleme olmazdı. Bu nedenle gençlerin yetişkinlerle karşıtlığını ortadan kaldırmak yararlı bir sonuç sağlamaz. Önemli olan bu çatışmayı toplumun faydasına kullanabilmek. Bazı durumlarda kuşaklar arasındaki farklı duyuş, düşünüş ve anlayış farklılıkları nedeniyle gençle yetişkin arasında yeterli düzeyde dostça ilişki kurulması zorlaşabilir. Gençlerle yetişkinler, aralarında yaşadıkları kuşak çatışmasını kontrol edemediklerinde veya çok büyük sorunlar yaşadıklarında bir uzmana başvurmaları önerilir.Takıntılı çocuklar Takıntılı düşünce (obsesyon) yetişkinlerde olduğu kadar, çocuklarda da sık görülen bir rahatsızlıktır. Çocukları arkadaş ortamında garip hissettiren bu duruma, çoğunlukla aile içi ortam neden olur. Obsesyon, zihnin mantıklı olmayan bir düşünce veya duyguyla yoğun ve abartılı şekilde meşguliyetidir. Tekrarlayan düşünceler, şüpheler sık sık görülür. Bazen de mantıksız bir eyleme veya davranışa yol açan, karşı konulamaz ve dayanılamaz bir dürtü (kompülsiyon) söz konusudur. Çocuk, basmakalıp bir davranışı yapmazsa, kaygı ve gerginlik hisseder. Yapılan araştırmalar, obsesif çocukların sıklıkla normal veya normal üstü zekaya sahip olduklarını gösterir. Çocuklarda en çok görülen ortak takıntılar; kendine veya başka birine özellikle yakınlarındaki insanlara zarar gelecek korkusu, simetri, kusursuzluk ihtiyaçlarıdır. Kendini garip hissedebilir Çocuklarda karşı konulamayan istekler sıklıkla, aşırı yıkama ve temizlik, sürekli kontrol halinde ve tetikte olma ve düzeltmeyle ilişkilidir. Bir çocuk takıntılı düşüncelerinin mantıksızlığının farkına vardığı halde, durdurmakta güçlük çeker. Karşı konulamayan istekler, tekrarlayıcıdır. Bazı kurallar ışığında yerine getirilen, kendine göre anlam taşıyan, yıkamak gibi gözlenebilir ve saymak gibi zihinsel davranışlara dönüşebilir. Takıntılı düşünceler günlük yaşamı çocuk için oldukça zor ve stresli kılabilir. Bu düşünceler genellikle çocuğun zamanının ve enerjisinin büyük bir bölümünü tüketir, ödev ve ev işi gibi zamanlı yapılması gereken görevlerin yerine getirilmesini zorlaştırır. Zaman tüketici olduğundan okul hayatı ve sosyal aktiviteler veya ilişkiler için bir engel oluşturabilir. Çocuğun arkadaşları tarafından alay konusu olması kaçınılmaz olabilir. Ya da çocuğun kendini 'garip' ve 'kontrolden çıkmış' hissetmesine neden olabilir.Öfke nöbeti geçirirler Obsesif çocuklar sabahları takıntılarını yerine getirme endişesi içindeyken aynı zamanda okula yetişmek için acele içindedir. Bu durum onların baskı ve stres altında kalmalarına yol açar. Akşamları ise, yatağa yatmadan tüm zorlayıcı isteklerini yerine getirmeye çalışırlar. Aynı zamanda diğer sorumluluklarının da bilincindedirler. Hepsini zamanında yetiştirme çabası da oldukça zorlayıcıdır. Hepsi olmasa da, çocukların bir çoğu yaşlarına bağlı olarak bazı takıntılı zorlayıcı davranışlar sergilerler. Örneğin, çocuklar yatma zamanıyla ilgili konularda ısrarcıdırlar. Obsesif çocuklar sıklıkla öfke nöbetleri geçirirler. Bunların başlıca nedenlerinden biri ailenin çocuğun takıntılı isteğini yerine getirmemesi veya getirememesidir.