'MS'lilerin yüzde 70'i kadın'
Multipl Skleroz'un kadınlarda 2 kat daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Cavit Boz, "MS'lilerin yüzde 70 kadarı kadındır. Otoimmün kökenli pek çok başka hastalık da kadınlarda daha sıktır. Kadınların hormonal denge açısından farklı özellikler taşıması gibi bazı faktörler bu farklılıktan sorumlu olabilmektedir" dedi
01.06.2017 00:00:00
Dünya MS Günü dolasıyla açıklamalarda bulunan Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cavit Boz, merkezi sinir sisteminin bir hastalığı olarak tanımlanan MS'nin duyusal, görme, yürüme, konuşma ve denge gibi merkezi sinir sistemi işlevlerinde bazı bozulmalara neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Boz, "MS kadınlarda 2 kat daha sık görülüyor. Yani MS'lilerin yüzde 70 kadarı kadındır. Otoimmün kökenli pek çok başka hastalık da kadınlarda daha sıktır. Kadınların hormonal denge açısından farklı özellikler taşıması gibi bazı faktörler bu farklılıktan sorumlu olabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Boz, dünyanın farklı bölgelerinde MS görülme sıklığı değişse de hastalığın başlangıç yaşının tüm dünyada benzer olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"MS'in başlangıcı çoğu hastada 20 ile 40 yaşlar arasındadır, yani hastalık gençlerin hastalığıdır. Daha erken ve geç yaşlarda da hastalığın başlaması olasıdır. Hastaların yüzde 10 kadarı çocukluk çağında ilk belirtilerini yaşar. Ancak, başlangıcın 15 yaşından küçüklerde ve 60 yaşından büyüklerde olması oldukça nadirdir. Hastalığın nedenine gelecek olursak, nedeni stres değildir. Ancak MS hastalarının şunu bilmesi önemlidir; stresin hastalığı kötüleştirdiğini söyletebilecek kesin kanıtlar olmamakla birlikte stres ve MS ilişkisi konusunda pek çok çalışma ve uzman görüşü vardır. Bu nedenle stresle başa çıkmak ve bunu iyi yönetmek son derece önemlidir."
'MS artık kontrol altına alınabilen bir hastalık'
Prof. Dr. Cavit Boz, pek çok kişinin MS'i tedavi edilemeyen, sakatlık yapıcı bir sorun olarak gördüğünü anlatarak, "Artık MS iyi kontrol altına alınabilen bir hastalık haline geldi. Hastalığı eskiden başlayan ve erken tedavi edilmeyen hastaların bir kısmı koltuk değneğine, tekerlekli sandalyeye, hatta yatağa bağımlı durumdadır. MS, sakatlığa neden olduktan sonra sakatlığı geri getirmek günümüzde mümkün olmamaktadır. Ancak yeni MS'liler için gelecek daha parlaktır, erken ve uygun tedaviyle artık MS hastalarının çoğu hayatlarını önemli kısıtlama olmadan devam ettirebileceklerdir." ifadelerini kullandı.
MS hastalarında diyet konusunun hak ettiğinden fazla abartıldığını ifade eden Boz, hastalar için en iyi diyetin, normal sağlıklı bireyler için doğru olan beslenme şekli olduğunu söyledi. Boz, sağlıklı bireyler için doğru olanların MS hastaları için de geçerli olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu diyet dengeli, liften, sebze ve meyveden zengin, yağ oranı az bir diyettir. Katkı maddesi olmayan, doğal besinlere ağırlık verilmelidir. Balık, pek çok açıdan hem genel sağlık hem de MS için iyi bir besindir. Balık tercihinizde, omega yağ asitlerinden zengin olanları tercih edebilirsiniz. En önemlileri her çeşit somon, beyaz ton balığı, alabalık ve hamsidir. Bu balıklarda D vitamini de yüksektir. Kuru fasulye, tahıllar, kabuklu yemiş ve tohumlardan da protein alabilirsiniz. Yağ tüketiminde sıvı yağları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Taze sebze ve meyveler tercih edilmeli, kızartmalardan ve katkı maddesi bulunan yiyeceklerden kaçınılmalıdır." AA
Prof. Dr. Boz, "MS kadınlarda 2 kat daha sık görülüyor. Yani MS'lilerin yüzde 70 kadarı kadındır. Otoimmün kökenli pek çok başka hastalık da kadınlarda daha sıktır. Kadınların hormonal denge açısından farklı özellikler taşıması gibi bazı faktörler bu farklılıktan sorumlu olabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Boz, dünyanın farklı bölgelerinde MS görülme sıklığı değişse de hastalığın başlangıç yaşının tüm dünyada benzer olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"MS'in başlangıcı çoğu hastada 20 ile 40 yaşlar arasındadır, yani hastalık gençlerin hastalığıdır. Daha erken ve geç yaşlarda da hastalığın başlaması olasıdır. Hastaların yüzde 10 kadarı çocukluk çağında ilk belirtilerini yaşar. Ancak, başlangıcın 15 yaşından küçüklerde ve 60 yaşından büyüklerde olması oldukça nadirdir. Hastalığın nedenine gelecek olursak, nedeni stres değildir. Ancak MS hastalarının şunu bilmesi önemlidir; stresin hastalığı kötüleştirdiğini söyletebilecek kesin kanıtlar olmamakla birlikte stres ve MS ilişkisi konusunda pek çok çalışma ve uzman görüşü vardır. Bu nedenle stresle başa çıkmak ve bunu iyi yönetmek son derece önemlidir."
'MS artık kontrol altına alınabilen bir hastalık'
Prof. Dr. Cavit Boz, pek çok kişinin MS'i tedavi edilemeyen, sakatlık yapıcı bir sorun olarak gördüğünü anlatarak, "Artık MS iyi kontrol altına alınabilen bir hastalık haline geldi. Hastalığı eskiden başlayan ve erken tedavi edilmeyen hastaların bir kısmı koltuk değneğine, tekerlekli sandalyeye, hatta yatağa bağımlı durumdadır. MS, sakatlığa neden olduktan sonra sakatlığı geri getirmek günümüzde mümkün olmamaktadır. Ancak yeni MS'liler için gelecek daha parlaktır, erken ve uygun tedaviyle artık MS hastalarının çoğu hayatlarını önemli kısıtlama olmadan devam ettirebileceklerdir." ifadelerini kullandı.
MS hastalarında diyet konusunun hak ettiğinden fazla abartıldığını ifade eden Boz, hastalar için en iyi diyetin, normal sağlıklı bireyler için doğru olan beslenme şekli olduğunu söyledi. Boz, sağlıklı bireyler için doğru olanların MS hastaları için de geçerli olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu diyet dengeli, liften, sebze ve meyveden zengin, yağ oranı az bir diyettir. Katkı maddesi olmayan, doğal besinlere ağırlık verilmelidir. Balık, pek çok açıdan hem genel sağlık hem de MS için iyi bir besindir. Balık tercihinizde, omega yağ asitlerinden zengin olanları tercih edebilirsiniz. En önemlileri her çeşit somon, beyaz ton balığı, alabalık ve hamsidir. Bu balıklarda D vitamini de yüksektir. Kuru fasulye, tahıllar, kabuklu yemiş ve tohumlardan da protein alabilirsiniz. Yağ tüketiminde sıvı yağları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Taze sebze ve meyveler tercih edilmeli, kızartmalardan ve katkı maddesi bulunan yiyeceklerden kaçınılmalıdır." AA