Üveit ihmale gelmez
Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. İbrahim Taşkın, gözde kızarma ile belirti veren üveitin erken tanı ve tedavi edilmesinin önemine dikkat çekerek, geç kalındığında gözde kalıcı görme problemleri yaşanabileceğini vurguladı
17.12.2012 00:00:00
Gözün kanlanmasını sağlayan dokuların iltihaplanması olarak öne çıkan üveitin, tedavisinde öncelikle hastalığın iyi sınıflandırılması gerektiğini uyarısında bulunan Dr. Taşkın, üveit vakalarında nedeni bilinmeyenlerin oranının yüzde 38 ile yüzde 56 arasında değiştiğine işaret etti.
Üveitin gözün ön bölümünde oluştuğunda; şiddetli dönemlerinde gözde kızarıklık, bulanık görme, göz çevresinde ağrı, ışığa karşı hassasiyet ve uçuşmalar şeklinde belirti verdiğini anlatan Taşkın, üveitin gözün arka bölümünde yoğunlaşması halinde de belirtilerin çoğunlukla bulanık görme şeklinde olduğunun altını çizdi. Taşkın, "Üveit görme merkezini tutarsa ani görme azalması ve doku hasarına bağlı kalıcı görme kaybı meydana gelir. Merkezi bölgenin dışında meydana gelen üveitteki hasarlar ise kalıcı görme kaybı neden olmuyor" dedi.
Üveitin görülme sıklığının 100 binde 11.40 ihtimal olduğunu vurgulayan Op. Dr. İbrahim Taşkın, olguların yüzde 25'inde tekrarlayan ataklar izlenirken, vakanın kasım-şubat ayları arasında daha sık görüldüğünün tespit edildiğini dile getirdi. Taşkın, "Geniş bir seride üveitli hastaların en az bir gözünde yüzde 22 oranında şiddetli görme azalması oluşuyor. Bu kadar yan etkisi yüksek olan hastalıkta uygulanacak tedaviler de özel bir önem kazanıyor. Üveitlerde çok keskin etkili ve çok parlak bir tedavi yöntemi henüz elimizde bulunmadığından, hasta ile iyi bir uyum sağlayıp, uzun takiplerin ve tedavilerin gerekebileceği anlatılarak, hastanın uyumlu davranması sağlanmaya çalışılmalı" dedi.
Gelişen tüm tedavilere rağmen üveitli hastaların çok az bir kısmına cerrahi girişim uygulandığını ifade eden Taşkın, "Üveitli gözlerin tedavisinde katarakt ve glokom operasyonların yanı sıra vitreretinal cerrahi uygulamaları yapılıyor. Üveitlerde tüm ilaç ve cerrahi uygulamalar her hangi bir sağlık kuruluşu ile değil direk göz hastalıklarında uzman kuruluşlarına danışarak uygulanmalı" diye konuştu. (İHA)
Üveitin gözün ön bölümünde oluştuğunda; şiddetli dönemlerinde gözde kızarıklık, bulanık görme, göz çevresinde ağrı, ışığa karşı hassasiyet ve uçuşmalar şeklinde belirti verdiğini anlatan Taşkın, üveitin gözün arka bölümünde yoğunlaşması halinde de belirtilerin çoğunlukla bulanık görme şeklinde olduğunun altını çizdi. Taşkın, "Üveit görme merkezini tutarsa ani görme azalması ve doku hasarına bağlı kalıcı görme kaybı meydana gelir. Merkezi bölgenin dışında meydana gelen üveitteki hasarlar ise kalıcı görme kaybı neden olmuyor" dedi.
Üveitin görülme sıklığının 100 binde 11.40 ihtimal olduğunu vurgulayan Op. Dr. İbrahim Taşkın, olguların yüzde 25'inde tekrarlayan ataklar izlenirken, vakanın kasım-şubat ayları arasında daha sık görüldüğünün tespit edildiğini dile getirdi. Taşkın, "Geniş bir seride üveitli hastaların en az bir gözünde yüzde 22 oranında şiddetli görme azalması oluşuyor. Bu kadar yan etkisi yüksek olan hastalıkta uygulanacak tedaviler de özel bir önem kazanıyor. Üveitlerde çok keskin etkili ve çok parlak bir tedavi yöntemi henüz elimizde bulunmadığından, hasta ile iyi bir uyum sağlayıp, uzun takiplerin ve tedavilerin gerekebileceği anlatılarak, hastanın uyumlu davranması sağlanmaya çalışılmalı" dedi.
Gelişen tüm tedavilere rağmen üveitli hastaların çok az bir kısmına cerrahi girişim uygulandığını ifade eden Taşkın, "Üveitli gözlerin tedavisinde katarakt ve glokom operasyonların yanı sıra vitreretinal cerrahi uygulamaları yapılıyor. Üveitlerde tüm ilaç ve cerrahi uygulamalar her hangi bir sağlık kuruluşu ile değil direk göz hastalıklarında uzman kuruluşlarına danışarak uygulanmalı" diye konuştu. (İHA)
