Soruyu, virüs korkusunun ilacı olur mu, şeklinde de sorabiliriz.
Ünlü sanatçılar, dünyada ve ülkemizde kolları sıvamış durumda… Korona olayında insanlara cesaret vermeye ve örnek olmaya çalışıyorlar.
"Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur. (…) Sanatsız kalan milletin hayat damarlarından biri kopmuş gibidir. (…) Sanatkâr cemiyette uzun çalışma ve çabalamalardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." (Mustafa Kemal Atatürk)
Atatürk'ün sanata ilişkin bu sözlerinden şu çıkarımı paylaşabiliriz: Toplum sanatla iyileşir.
27 Mart Tiyatro Günü
1 Nisan Dünya Mizah Günü
Sanat dünyasının önemli günleriydi.
Salgının pençesinde canımızla uğraşırken sanat da neyin nesi, demeden önce:
Korona takıntısıyla kafayı sıyırmamak ve ev hapsiyle başa çıkabilmek için "sanat ruhun gıdasıdır" sözüne kulak vermeliyiz.
Bireysel ve toplumsal bir travma yaşıyoruz. Olayın ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları yanında psikolojik sorunlar da gündemdedir.
Bakıyoruz bazı yerel yönetimler, eve "kapanmış" insanlara moral vermek için sokakta müzik sergiliyor. Pencere ve balkonlardan bu müziğe eşlik edenlerin eğlenmeye çalıştıklarını görüyoruz. Gerçi Kabahatler Kanunu'na göre balkonda tencere tava çalmak, protesto eylemi kapsamında cezalandırılsa da, sokaktaki müziğe katılma bu nitelikte olmadığı için, herhangi bir cezayı gerektirmiyor. Ancak çalınan müzik protest müzikse, muhalif çizgideyse, vazgeçtik kabahatten, örgütsel boyuta varan bir suç olarak ceza yargısına da taşınabilir.
Televizyon kanallarına gelince… Çoğu programlar abuk sabuk, boş beleş işlerle meşgul. Eğlenceyi anlarız ama soytarılığa bir anlam veremiyoruz. Müzik olsun, film olsun, tiyatro olsun halkın sanat hakkını istismar etmemeli. Ciddi boyutuyla, eğlence boyutuyla topluma faydalı olacak mesajlar vermelidir, eğitici olmalıdır.
Gerçek sanat sadece eğlencelik değil, yaşama anlam katan çok önemli bir medeniyet nişanesidir.
Sanat terapisi barış getirir, şiddeti ortadan kaldırır. İnsanların birbirine sevgisini arttırır. Birbirimizi anlarız, severiz. Aramızdaki anlaşmazlıklar, aramızdaki engeller kalkar.
Bugün en çok yakındığımız toplumsal şiddet, gençler arasında yayılan şiddet eğilimi; sanat çalışmalarının yaygınlaşmasıyla, kültür çalışmalarına katılımın artmasıyla önlenebilecektir.
Salgın hastalıkla mücadelede öngörülen ve alınan tedbirlere uyma konusunda hâlâ yasakları delen, villasında âlem yapan, çayır çimende mangal yapan, kaba ve de kibir ehli takımın mevcudiyeti kültür eksikliği değil de nedir?
Kültüre yapılan her katkı, bu ülkenin geleceğine yapılan katkıdır.
Hepimizin sosyal sorumluluğu da bu katkıya bir yerinden katılmaktır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023