Karadeniz bölgesi Türk futboluna yıllardan beri üst seviyede katkı sağlamaktadır. Ama ne var ki bir dönem Trabzonspor hariç, karşılığında yeterli ve istikrarlı bir başarı yakalayamamıştır.
Trabzonspor'un şampiyon olduğu yıllarda Karadeniz takımlarının 1. ligde ağırlığı bir hayli fazla idi. Bu ağırlık, dolayısıyla Trabzonspor'a da olumlu yansıyordu. Tabiki o dönemdeki yönetici, teknik heyet ve oyuncu kadrosununüst seviyede olmasının şampiyonluklarda payı büyüktü. Fakat oyuncu kadrosunun temininde de güçlü bölge takımlarının da payı az olmasa gerek... Örnek mi; Ali Kemal, Dobi Hasan, Hasan Vezir, Şenol Güneş gibi daha niceleri...
Bugün ligimizde Trabzonspor'un haricinde Samsunspor ve Rizespor olmak üzere iki bölge takımımız daha var. Onların da durumları ortada.
Geçmişe bir dönüp baktığımızda hatırladığımız takımlardan, Giresunspor, Orduspor, Zonguldakspor ve Boluspor gibi bir zamanlar Türk futbolunun birer futbolcu fabrikasını almış olan bu takımlarımız acaba şimdi nerdedirler? Maalesef bu takımlarımızın amatörlüğe dönüş çizgisine bile yaklaştıkları oldu.
Bu gün bu gelişmelerin yanında aksine bir gelişme gösteren tek kulübümüz var, o da Akçaabat Sebatspor. O da nazar almasın diyoruz.
Yapılan araştırmalara göre profesyonel liglerimizde sadece Trabzon doğumlu en az üç yüz futbolcu olduğu söyleniyor. Ama aynı oranda yıldız futbolcu sayısı yok denecek kadar azdır.
Bölgemizde iş alanları kısıtlı olduğundan futbol bir ekmek kapısı halini aldı. Bu nedenle kendini belli bir seviyeye getiren sporcu, yeterli eğitimini alamadan diğer bölgelerin 3. lig ayarındaki takımlarına çok cüz-i bir ücretle transfer oluyorlar. Bu durumda da bölgemizin üst seviyedeki takımlarımızın alt yapı hazinesi dağılmış ve daralmış oluyor.
O halde bütün Karadenizli işadamlarımız, aydınlarımız ve spor adamlarımız herkes kendi beldesini, ilçesini ve ilini en üst seviyeye getirmek için el ele verip, seferber olsun. Böyle bir oluşumun sonucunda da bölgemizden güçlü takımlar çıksın. Kaliteli takımlarımızın da mücadele ettiği liglerde en üst düzeyde olması en doğal sonuç olur. Ayrıca takımlarımız uluslararası arenada ülkemizi daha üst seviyelerde temsil etme hakkına sahip olur. Hem kendi ihtiyacı olan futbolcusunu yetiştirir, hemde futbolcu ihraç eder duruma gelirler.
Dile getirdiğimiz bu önerilerimiz ülkemizin diğer bölgeleri içinde geçerlidir. Bu düşüncelerimizi sadece futbolda değil, sporun her dalına yaymalıyız.
Tabiki düşündüğümüz bu seviyelere ulaşmamız için para temel ihtiyaç halini almıştır. Bu güçlüğü aşmamız için de bölgemizden yetişen iş adamlarımıza büyük görevler düşmektedir. Maalesef bölgemizden çıkan iş adamlarımızın bir çoğu medya desteği çok yüksek olan İstanbul klüplerimize sponsor olmaktadırlar. Oysa İstanbul takımlarına verilen bu desteğin yarısını kendi bölgelerinin takımlarına da verseler, pek tabi ki bunun karşılığını da başarı olarak hemen alacaklardır. Bunun sonucunda da eminiz ki çok büyük bir haz duyacaklardır.
O halde bölgemizden yetişen bu güzide insanlarımıza diyoruz ki: herkes gücü nispetinde bölgesine elini uzatsın. Bu el uzatma sadece spor alanında değil, işsiz bölge gençliğimize iş alanları açmak için her türlü yatırım babında olsun.
Yöneticilerimiz de bu şekilde düşünen iş adamlarımıza da gerekli altyapı ve kolaylığı sağlasın. Bunun sonucunda da insanımızdan sadece sporda değil, her alanda başarı istensin. İlgililere saygılarımızla...