Mart 2011'den bu yana Suriye terörün ve işgalin hedefinde?
ABD güdümlü terör örgütleri, birbiri ardınca Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit ederken, ABD de, DEAŞ terör örgütünü bahane, YPG terör örgütünü de "sahadaki ortak" ve kılıf olarak belirleyerek Suriye'nin hem kuzeyine, hem doğusuna, hem de güneydeki El Tanf bölgesine yerleşti ve üslerini kurdu.
ABD, bu tezgâhla Suriye'yi kuzey, doğu, güney üç bir tarafından işgal etmiş oldu.
Suriye'nin doğusunda bulunan Deyrizor'daki çatışmalara kadar ABD-PYD ve Rusya-Suriye tarafları arasında hiçbir çatışma olmadığı gibi, karşılıklı sert açıklamalar da olmuyordu.
Bunda her iki tarafın da DEAŞ'la mücadeleye odaklanmasının
etkisi var.
ABD'nin DEAŞ bahanesi ortadan kalktıkça, sis dağılmaya ve gerçek niyeti ortaya çıkmaya başladı. Yaşanan bu çatışma da aslında bunun göstergesi?
Bildiğiniz gibi önceki gün, Suriye ordusu ve ona bağlı milislerden oluşan 500 kişilik bir güç, PYD'nin geçen yıl ABD adına DEAŞ'tan devraldığı ?ele geçirdiği demeyeceğim- Deyrizor petrol sahalarını yeniden devlete kazandırmak için bir hamle yaptılar.
Havan topları, tanklar ve roketlerle operasyon düzenlediler. Sahada yaşanan çatışmalarda orada bulunan PYD'lileri ve ABD askerlerini bozguna uğrattılar.
Bunun üzerine ABD ve koalisyon güçleri Suriye ordusu ve yanındakilere hava saldırı düzenledi. ABD'li yetkililer 100 kişiyi öldürdüklerini açıklarken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 45 kişinin öldüğünü bildirdi.
Bu çatışma Suriye'de bir ilk?
İlk defa Rusya destekli Esad güçleri, ABD ve PYD ile sıcak bir çatışmanın içine giriyor.
Suriye ordusu niye böyle bir operasyon yaptı diye sorarsanız, adamların kendi toprakları, petrol sahalarını "vatan haini" olarak ifade ettikleri PYD'den ve işgalci olan ABD'den kurtarmaya çalışıyorlar. Bundan doğal ne olabilir ki?
Burada ABD'nin tavrı çok önemli; koalisyonu da kendi çıkarları için kullanarak gerçek amacını ortaya çıkardı. Suriye'den ve de burada DEAŞ bahanesi ve PYD kılıfıyla yerleştiği bölgelerden asla çıkmayacağını gösterdi ve bu coğrafyada bir vatan hesabı olduğunu da ispatlamış oldu.
Rusya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Hadiseler ABD'nin Suriye'deki gerçek amacını bariz şekilde ortaya koymuştur. ABD'nin amacı DEAŞ ve benzer teröristlerle mücadele değil, petrol rezervlerinin bulunduğu bölgeyi denetimi altında tutmaktır" ifadelerini kullandı.
Suriye Dışişleri Bakanlığı ise, BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi Başkanı'na gönderdiği iki mektupta, "Saldırı, Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı ABD'nin kirli niyetlerini yansıtıyor" diye yazdı.
Pentagon Sözcüsü Dana White, ABD öncülüğündeki koalisyonun, müdafaa hakkı çerçevesinde, gruba hava saldırısı düzenlediğini söyledi.
Bir işgalci güç olarak, Suriye topraklarında, Suriye ordusuna karşı neyin müdafaası ise? Tabiri caizse adamın yatak odasına giriyorsun, adamı öldürüyorsun diyorsun ki "nefsi müdaafa hakkımı kullandım!" Bu nasıl bir mantıktır böyle? Özrü kabahatinden büyük?
Dana White, açıklamasının devamında "Biz rejimle çatışmaya girme peşinde değiliz. DEAŞ'la mücadeleden alıkoyan tüm faaliyetler dikkat dağıtıcıdır" dedi.
Bence bu son cümle aynı zamanda Türkiye'ye yönelik, neden mi?
Çünkü başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere yetkililerimiz ne zaman Münbiç'e de operasyon düzenleyeceğimizi açıklasalar hemen bir ABD'li yetkili çıkıyor, "DEAŞ'a odaklanılmalı, dikkatler dağılmamalı" diyor. En son ABD'nin Savunma Bakanı Mattis de bunu söyledi. Demek ki ABD'nin dikkati dağıldığında yaptığı şey senin askerine saldırmak ve öldürmek oluyormuş. Bunu Deyrizor'da gördük.
Zaten bunu da gizlemiyorlar, IŞİD'le mücadele koalisyonunun en üst düzey ABD'li komutanı Korgeneral Paul E. Funk, ABD birliklerinin Türkiye'nin itirazlarına rağmen Münbiç'te kalacağını söyledi ve Türkiye'ye yönelik olarak "Bizi vurursanız agresif karşılık veririz" tehdidinde bulundu.
ABD'nin bu duruşu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başından bu yana ifade ettiği, "ABD kendisine vatan arıyor ve vatan olarak da ülkemizin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçti" gerçeğini pratik olarak doğruluyor. Ve ABD sınırlarını çiziyor ama bu sınırlar "şimdilik"?
ABD'nin bu işgal ve vatan hamlesini durduracak da Türkiye'nin duruşudur ama tabii ki ayıkırsa? Bakın, Eski NATO subayı Prof.Dr. Edward Erickson neler söylüyor:
"Eğer bizim bundan sonra yapacaklarımız Türklerin çıkarlarına ters düşerse, onların yapacağı tek şey İncirlik Hava Üssü'nü kapatmak olacaktır. Eğer burayı kapatırlarsa biz bölgede şu anda yürüttüğümüz operasyonlarımızı sürdüremeyiz. Suriye'deki operasyon kabiliyetimiz yarı yarıya azalır."
Yani ABD Türkiye'ye rağmen bölgede hiçbir şey yapamaz.
Daha da Türkçesi, İncirlik Üssü ve Malatya Kürecik radar üssü açık kaldığı müddetçe ABD'nin yaptığı bütün eylemlere en büyük destekçi maalesef Türkiye'dir.
Türkiye, topraklarındaki ABD üslerini kapatır ve Prof. Dr. Baş'ın tavsiye ettiği gibi bölge sorunlarını bölge ülkeleriyle sağlıklı ilişkiler kurarak çözmeye çalışırsa emin olun ki bölgemizde ne işgal kalır ne de terör?
Aksi takdirde bugün Suriye'de sınırlar çizilir, yarın Türkiye'de?
ABD güdümlü terör örgütleri, birbiri ardınca Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit ederken, ABD de, DEAŞ terör örgütünü bahane, YPG terör örgütünü de "sahadaki ortak" ve kılıf olarak belirleyerek Suriye'nin hem kuzeyine, hem doğusuna, hem de güneydeki El Tanf bölgesine yerleşti ve üslerini kurdu.
ABD, bu tezgâhla Suriye'yi kuzey, doğu, güney üç bir tarafından işgal etmiş oldu.
Suriye'nin doğusunda bulunan Deyrizor'daki çatışmalara kadar ABD-PYD ve Rusya-Suriye tarafları arasında hiçbir çatışma olmadığı gibi, karşılıklı sert açıklamalar da olmuyordu.
Bunda her iki tarafın da DEAŞ'la mücadeleye odaklanmasının
etkisi var.
ABD'nin DEAŞ bahanesi ortadan kalktıkça, sis dağılmaya ve gerçek niyeti ortaya çıkmaya başladı. Yaşanan bu çatışma da aslında bunun göstergesi?
Bildiğiniz gibi önceki gün, Suriye ordusu ve ona bağlı milislerden oluşan 500 kişilik bir güç, PYD'nin geçen yıl ABD adına DEAŞ'tan devraldığı ?ele geçirdiği demeyeceğim- Deyrizor petrol sahalarını yeniden devlete kazandırmak için bir hamle yaptılar.
Havan topları, tanklar ve roketlerle operasyon düzenlediler. Sahada yaşanan çatışmalarda orada bulunan PYD'lileri ve ABD askerlerini bozguna uğrattılar.
Bunun üzerine ABD ve koalisyon güçleri Suriye ordusu ve yanındakilere hava saldırı düzenledi. ABD'li yetkililer 100 kişiyi öldürdüklerini açıklarken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 45 kişinin öldüğünü bildirdi.
Bu çatışma Suriye'de bir ilk?
İlk defa Rusya destekli Esad güçleri, ABD ve PYD ile sıcak bir çatışmanın içine giriyor.
Suriye ordusu niye böyle bir operasyon yaptı diye sorarsanız, adamların kendi toprakları, petrol sahalarını "vatan haini" olarak ifade ettikleri PYD'den ve işgalci olan ABD'den kurtarmaya çalışıyorlar. Bundan doğal ne olabilir ki?
Burada ABD'nin tavrı çok önemli; koalisyonu da kendi çıkarları için kullanarak gerçek amacını ortaya çıkardı. Suriye'den ve de burada DEAŞ bahanesi ve PYD kılıfıyla yerleştiği bölgelerden asla çıkmayacağını gösterdi ve bu coğrafyada bir vatan hesabı olduğunu da ispatlamış oldu.
Rusya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Hadiseler ABD'nin Suriye'deki gerçek amacını bariz şekilde ortaya koymuştur. ABD'nin amacı DEAŞ ve benzer teröristlerle mücadele değil, petrol rezervlerinin bulunduğu bölgeyi denetimi altında tutmaktır" ifadelerini kullandı.
Suriye Dışişleri Bakanlığı ise, BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi Başkanı'na gönderdiği iki mektupta, "Saldırı, Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı ABD'nin kirli niyetlerini yansıtıyor" diye yazdı.
Pentagon Sözcüsü Dana White, ABD öncülüğündeki koalisyonun, müdafaa hakkı çerçevesinde, gruba hava saldırısı düzenlediğini söyledi.
Bir işgalci güç olarak, Suriye topraklarında, Suriye ordusuna karşı neyin müdafaası ise? Tabiri caizse adamın yatak odasına giriyorsun, adamı öldürüyorsun diyorsun ki "nefsi müdaafa hakkımı kullandım!" Bu nasıl bir mantıktır böyle? Özrü kabahatinden büyük?
Dana White, açıklamasının devamında "Biz rejimle çatışmaya girme peşinde değiliz. DEAŞ'la mücadeleden alıkoyan tüm faaliyetler dikkat dağıtıcıdır" dedi.
Bence bu son cümle aynı zamanda Türkiye'ye yönelik, neden mi?
Çünkü başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere yetkililerimiz ne zaman Münbiç'e de operasyon düzenleyeceğimizi açıklasalar hemen bir ABD'li yetkili çıkıyor, "DEAŞ'a odaklanılmalı, dikkatler dağılmamalı" diyor. En son ABD'nin Savunma Bakanı Mattis de bunu söyledi. Demek ki ABD'nin dikkati dağıldığında yaptığı şey senin askerine saldırmak ve öldürmek oluyormuş. Bunu Deyrizor'da gördük.
Zaten bunu da gizlemiyorlar, IŞİD'le mücadele koalisyonunun en üst düzey ABD'li komutanı Korgeneral Paul E. Funk, ABD birliklerinin Türkiye'nin itirazlarına rağmen Münbiç'te kalacağını söyledi ve Türkiye'ye yönelik olarak "Bizi vurursanız agresif karşılık veririz" tehdidinde bulundu.
ABD'nin bu duruşu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2000'li yılların başından bu yana ifade ettiği, "ABD kendisine vatan arıyor ve vatan olarak da ülkemizin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçti" gerçeğini pratik olarak doğruluyor. Ve ABD sınırlarını çiziyor ama bu sınırlar "şimdilik"?
ABD'nin bu işgal ve vatan hamlesini durduracak da Türkiye'nin duruşudur ama tabii ki ayıkırsa? Bakın, Eski NATO subayı Prof.Dr. Edward Erickson neler söylüyor:
"Eğer bizim bundan sonra yapacaklarımız Türklerin çıkarlarına ters düşerse, onların yapacağı tek şey İncirlik Hava Üssü'nü kapatmak olacaktır. Eğer burayı kapatırlarsa biz bölgede şu anda yürüttüğümüz operasyonlarımızı sürdüremeyiz. Suriye'deki operasyon kabiliyetimiz yarı yarıya azalır."
Yani ABD Türkiye'ye rağmen bölgede hiçbir şey yapamaz.
Daha da Türkçesi, İncirlik Üssü ve Malatya Kürecik radar üssü açık kaldığı müddetçe ABD'nin yaptığı bütün eylemlere en büyük destekçi maalesef Türkiye'dir.
Türkiye, topraklarındaki ABD üslerini kapatır ve Prof. Dr. Baş'ın tavsiye ettiği gibi bölge sorunlarını bölge ülkeleriyle sağlıklı ilişkiler kurarak çözmeye çalışırsa emin olun ki bölgemizde ne işgal kalır ne de terör?
Aksi takdirde bugün Suriye'de sınırlar çizilir, yarın Türkiye'de?
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024