Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı?

Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü. 

Tüm emekçilerimizin bu güzel bayramı kutlu olsun.

Gönül ister ki, işçilerimiz hak ettikleri gelir seviyesine, sosyal imkanlara ulaşsınlar ve onlar için her gün bayram olsun ama maalesef durum böyle değil.

Bırakın her gün bayram kutlanmasını, bayramdan ziyade hak arama mücadelesine dönüşen 1 Mayıs'ta haklarını bile talep edemiyorlar, sorunlarını özgürce dile getiremiyorlar. İşte kapitalist dünya bu.

İşçi sendikaları 1 Mayıs'ı sembolik önemi olduğu için Taksim Meydanı'nda kutlamak istiyor ama hükümet bir takım gerekçeler ileri sürerek buna izin vermiyor.

Bu sebeple her yıl olduğu gibi bu yıl da, işçilerin sorunlarından çok, Taksim'de kutlama yapmak isteyenlerle, izin vermeyenlerin mücadelesini konuşuyoruz.

İster istemez şu soruyu sorma gereği duyuyoruz: İktidar ve muhalefetin Taksim mücadelesinin arka planında, iki tarafın da işçilerin sorunlarına yönelik bir çözüm üretememeleri mi var? Bu, üzerinde düşülmesi gereken bir soru.

Sendikalar neden 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak istiyor?

Osmanlı'da 1 Mayıs ilk kez 1911'de Selanik'teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlandı. İstanbul'daki ilk kutlama ise 1912'de yapıldı.

Osmanlı'nın ardından, Cumhuriyet döneminde Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkisi çerçevesinde 1 Mayıs 1922'de Ankara'da İşçi Bayramı olarak kutlandı. Resmi olarak kutlanması ise ilk kez 1 Mayıs 1923'te oldu.

Taksim Meydanı'nda 1977'de düzenlenen 1 Mayıs programında, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in konuşması sırasında meydandakilere ateş açılması sonucu 37 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.

İşte bu şekilde 1 Mayıs kutlamalarında emekçilerin kanı döküldüğü için 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasının sembolik bir değeri var.

Bunu şöyle düşünelim: Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı 19 Mayıs'ı her yerde kutlayabilirsiniz ama en anlamlı kutlama Samsun İlkadım'da olur. Neden? Çünkü Atatürk İlkadım'da Samsun'a ayak bastı. Sembolik önemi var.

Aynen Çanakkale şehitlerinin özellikle Çanakkale'de, Şarıkamış şehitlerinin Kars Şarıkamış'ta anılmasının sembolik önemi gibi.

DİSK, KESK gibi emekçileri temsil eden sivil toplum kuruluşları 1 Mayıs'ı izin verilmemesine rağmen Taksim'de kutlama kararı aldı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu bunun nedenini şu sözlerle ifade etti:

"1 Mayıs'ta alanlarda olmak ekmeğine, emeğine sahip çıkmak demektir. Taksim Meydanı'nın gerek Türkiye gerek dünya çapındaki 1 Mayıs kutlamaları açısından sembolik bir değeri var. Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs kutlamalarına kapatılması hukuksuzdur. Bu 1 Mayıs'ta tüm işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri, 1 Mayıs'ta Taksim'de olmak isteyen herkesi, bir elinde karanfil, bir elinde bu mahkeme kararıyla (Anayasa Mahkemesi kararı) Taksim'e yürümeye çağırıyoruz…"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise Taksim'in 1 Mayıs'a kapalı olacağını şu sözlerle belirtti:

"Bu yıl, bir konfederasyon ve bazı sendikalar 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak için hem yazılı başvuruda bulundular hem de 'Taksim'de buluşalım' çağrısı yapmaya devam ediyorlar. Oysa, kendilerine bu taleplerine izin verilmeyeceği, İstanbul Valiliğimiz tarafından yazılı olarak bildirildi.

Ayrıca görüyoruz ki terör örgütleri de son bir haftadır 54 ayrı sosyal medya hesabından 'Taksim Meydanı'na gelin' çağrısı yapıyorlar. Çok açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum, Taksim Meydanı, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen ve ilan edilen, yer ve güzergahlar arasında değildir.

Çünkü Taksim Meydanı ve çevresi, konumu itibarıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun değildir. Araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu bu bölge, güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorlaştırdığı gibi kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında da ciddi riskler barındırmaktadır."

Ama ilginçtir Taksim'de 1 Mayıs kutlanmasın diye alınan tedbirlere bakıyoruz, keşke diyoruz Taksim'de kutlamalara izin verilse, çünkü İstanbullular için daha az sancılı olur. İstanbul Valiliği'nin "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün 'Bayram' havasında kutlanabilmesi amacıyla..." diyerek duyurduğu olağanüstü tedbirlerle bugün şehirde hayat duracak. Milyonlarca kişinin seyahat hakkı engellenecek.

Çok sayıda toplu ulaşım hattı iptal edildi, cadde ve sokaklar da trafiğe kapatıldı.

Buna göre pek çok hatta, otobüs, tramvay, metro ve deniz seferleri yapılmayacak. Yüze yakın cadde 04.00'ten itibaren trafiğe kapatılacak. Deniz ve raylı sistem ulaşımındaki kısıtlama 05.30 itibarıyla başlayacak. Anadolu yakasından Avrupa yakasına, Beşiktaş-Kabataş-Karaköy-Eminönü iskelelerine yolcu taşınmayacak. 

Taksim, Şişhane, Kabataş, Mecidiyeköy, Şişli, Saraçhane, Beşiktaş Meydan, Dolmabahçe civarındaki otoparklar boşaltılacak ve araç parkına izin verilmeyecek. 

Geçtiğimiz yıllara göre kapatılan metro istasyonu sayısı artırıldı. 

Sıkı güvenlik önlemleri altında Taksim'de 1 Mayıs'ın kutlanmasına izin verilseydi, inanın bu kadar ablukaya da gerek kalmayacaktı, milyonlar mağdur olmayacaktı.

Peki, bu kadar tartışmanın, mücadelenin tozun dumanı içinde emekçinin asgari ücretinde bir artış olacak mı? Hayır. İş güvenliğinde bir iyileşme olacak mı? Hayır.

Yine kayıkçı kavgaları içinde haklarını söyleme fırsatı bile bulamayan bir emekçi tablomuz var. 

Milyonlarca işçi açlık sınırında konumlanmış asgari ücretten kurtulup yoksulluk sınırı düzeyinde bir gelir seviyesine ulaşmak istiyorsa, bunun tek anahtarı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir, tek adresi ise Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ve lideri Hüseyin Baş'tır.