Ülkemizi yönetmek ve yönlendirmekte olan kümenin esas problemi, milli ve özgün çözümlere sarılmamalarıdır.
Bunun da temelinde, dış kuvvetlere dayanarak güç elde etmeyi makul gören zihniyet yatıyor.
Bu küme, sadece iktidar partisi mensupları değil; söz sahibi olan herkes, kapitalistinden komünistine, siyasetçisinden aydınına "önde gelen kişiler."
Kimsenin gerçekten yerli ve bize yarar çözümü yok.
Tabiri caizse, herkes "tercüme"; kimse bundan öteye gidemiyor.
Mesela, bakın; kapitalizm denen kağıt imparatorluğu bir elden bir şeyler sunar. Reklam, onun işidir; psikolojiyi de iyi bilir.
Medya denilen, göründüğü kadar masum bir aracı değildir; tam aksine en zehirli silahlarından sadece bir tanesidir.
Bu yollarla sunduklarını, bizimkiler düşünmeksizin bize aktarır. Bize sunar.
Dünyada "baskın haldeki medya", "baskın haldeki ses" diyorsa ki "dünya küreselleşiyor", bizimkiler düşünmez! Bu insanlar diyorsa, bir hikmet ve keramet arar ve aynen ahalimize aktarır.
Aslen, siyasi partisine düşünmeksizin oy veren fertlerden tek farkı, okuduğu metnin İngilizce olması, meselenin biraz daha laf cambazlığı ardına gizleniyor olmasıdır.
Dert belli, peki ya çözüm?
Prof. Dr. Haydar Baş diye bir insan yıllar önce çıkmış, özgün ve doğru tezleriyle her şeyi yerli yerine oturtmuş.
İşte hata olan şey, yanlışı kopya etmekti; oysa Prof. Dr. Haydar Baş, bir tez ortaya attı; ve bu özgün olmasının yanında doğru da?
Millî Ekonomi Modeli, aslen her yurttaki her bireyin kendi olarak refaha, kurtuluşa ermesinin formülüdür. Yani sadece bizim yurdumuzda bize özgü çözümler sunmadı; her memlekette, her ferdin kendi problemlerine özgü çözümler sunmasının denklemini ortaya koydu.
Doğruya ne denir? Bize düşen, "haklısın!" diyerek; doğru ve doğruyu sunana destek vermektir.
Hem çözümü reddedip hem de hastalıktan şikayet etmek ahmaklıktır.
Şifanın yeri de, yolu da bellidir.
Türkiye, ancak Prof. Dr. Haydar Baş çizgisine geldiğinde umut sunacak günlere varacaktır.
Bunun da temelinde, dış kuvvetlere dayanarak güç elde etmeyi makul gören zihniyet yatıyor.
Bu küme, sadece iktidar partisi mensupları değil; söz sahibi olan herkes, kapitalistinden komünistine, siyasetçisinden aydınına "önde gelen kişiler."
Kimsenin gerçekten yerli ve bize yarar çözümü yok.
Tabiri caizse, herkes "tercüme"; kimse bundan öteye gidemiyor.
Mesela, bakın; kapitalizm denen kağıt imparatorluğu bir elden bir şeyler sunar. Reklam, onun işidir; psikolojiyi de iyi bilir.
Medya denilen, göründüğü kadar masum bir aracı değildir; tam aksine en zehirli silahlarından sadece bir tanesidir.
Bu yollarla sunduklarını, bizimkiler düşünmeksizin bize aktarır. Bize sunar.
Dünyada "baskın haldeki medya", "baskın haldeki ses" diyorsa ki "dünya küreselleşiyor", bizimkiler düşünmez! Bu insanlar diyorsa, bir hikmet ve keramet arar ve aynen ahalimize aktarır.
Aslen, siyasi partisine düşünmeksizin oy veren fertlerden tek farkı, okuduğu metnin İngilizce olması, meselenin biraz daha laf cambazlığı ardına gizleniyor olmasıdır.
Dert belli, peki ya çözüm?
Prof. Dr. Haydar Baş diye bir insan yıllar önce çıkmış, özgün ve doğru tezleriyle her şeyi yerli yerine oturtmuş.
İşte hata olan şey, yanlışı kopya etmekti; oysa Prof. Dr. Haydar Baş, bir tez ortaya attı; ve bu özgün olmasının yanında doğru da?
Millî Ekonomi Modeli, aslen her yurttaki her bireyin kendi olarak refaha, kurtuluşa ermesinin formülüdür. Yani sadece bizim yurdumuzda bize özgü çözümler sunmadı; her memlekette, her ferdin kendi problemlerine özgü çözümler sunmasının denklemini ortaya koydu.
Doğruya ne denir? Bize düşen, "haklısın!" diyerek; doğru ve doğruyu sunana destek vermektir.
Hem çözümü reddedip hem de hastalıktan şikayet etmek ahmaklıktır.
Şifanın yeri de, yolu da bellidir.
Türkiye, ancak Prof. Dr. Haydar Baş çizgisine geldiğinde umut sunacak günlere varacaktır.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018