logo
20 NİSAN 2024

Avrupa Birliği maceramızı tarih affeder mi?

20.08.2001 00:00:00
Helsinki Zirvesi'nin Satır Araları

Helsinki Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nin 4. maddesinde tam üyeliğe ilişkin sürecin başlatılmasında Yunanistan ile mevcut sorunların ( birinci derecede Kıbrıs sorunu ) giderilmesi üstü örtülü bir şekilde tam üyelik öncesi ön koşul olarak öne sürülmektedir.

AB Konseyi'nin, Helsinki Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nde belirtildiği gibi en geç 2004 yılı sonunda, Türk-Yunan ilişkileri konusunda durum değerlendirmesi yapacağını ve iki ülke arasında tam üyeliğe engel teşkil edebilecek sorunların çözülememesi halinde, bu sorunların Uluslararası Adalet Divanı yoluyla çözümlenmesini sağlamaya çalışacağı dile getirilmektedir.

Uluslararası Adalet Divanı Tuzağı

Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul edip etmemekte ilgili ülkeler serbest olduğu için, aday ülkelerden her ikisi Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini tanımadıkça, Divan'ın Türk-Yunan uyuşmazlığa bakması mümkün değildir. Ancak AB üyeliği oltasına takılan basiretsiz ve ferasetsiz Türk politikacılar muhtemelen Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul edeceklerdir. Bunun anlamı ise Türk-Yunan ihtilaflarının hemen tümüyle Yunanistan'ın görüşlerine göre çözümlenmesi demektir.

Dikkat çekelim bu sorunların Uluslararası Adalet Divanı'na taşınması bile üyelik için yeterli değildir. Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul etmek, AB'ye tam üyelik için müzakerelerin ön koşuludur. Bunun anlamı kelimenin tam anlamıyla tuzaktır.

Başka bir açıdan tek başına Yunanistan ile baş edemezken bu defa karşımızda bir bütün olarak AB ülkelerine bulacağız.

Bu durum ise Türkiye'nin önündeki en ciddi meseledir. Böylece AB, Türkiye'yi yukarıda anlatıldığı şekilde Adalet Divanın yetkisini kabule zorlamaktadır. Bunu kabul ettiği takdirde Adalet Divanı nasılsa bu sorunları halledecektir (!)

Peki tüm bu şartlar yerine getirildiğinde Türkiye tam üye olacak mıdır? Elbette hayır. Tüm şartlar 2010 yılındaki randevuya gelebilme şartlarıdır. Yoksa kabul şartları elbette değildir.

Kopenhag ölçütleri Postmodern Sevr demektir

Türkiye'den istenenler bu kadarla sınırlı kalmadığı gibi Egemenlik haklarından da fedakarlık yapması talep edilmekte, yeni azınlık tanımı getirilerek Türkiye vatandaşları arasında etnik ayrımcılık öne çıkarılarak neticede bölünmesine yol açacak sonuçlar AB'nce talep edilmektedir. AB sürecinde egemenliğin devri meselesini ayrı bir başlık olarak ele alacağız.

Birgül Hamevioğlu'nun, Avrupa Birliği Üyeliği ve Demokrasi başlıklı yazısında belirttiği gibi "AB' ne tam üyelik için bir aday ülkenin: ekonomisinin Maastricht ölçütlerine göre işleyen bir serbest pazar ekonomisi, siyasi boyutunun ise Kopenhag ölçütlerine uyan bir demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü ile azınlıkların korunması ilkesini esas alan bir hükümet, siyaset ve hukuk yapısına sahip olunmasının gerektiğini ön şart olarak ileri sürmektedir. Bu neviden açıklamalar kamuoyuna, Osmanlı İmparatorluğu' nun son dönemlerinde ileri sürülen azınlık hakları söylemini ve bu bağlamda yabancı ülke elçiliklerince uygulanmak istenen yaptırımları hatırlatmaktadır."

Daha açıkçası Tanzimatla birlikte başlayan süreç nasıl Osmanlı'daki azınlıkları yıkıcı, bölücü ve ayrılıkçı bir çizgiye götürdü ise bugünde aynı senaryo AB sürecinde işlemektedir.

Lozan'a güle güle mi?

1923 Lozan Antlaşmasındaki din farklılığına dayanan azınlık tabiri AB'ince değiştirilerek üye olmak talebinde bulunan Türkiye için farklı boyutlara taşınmakta ülke vatandaşlarını bölmeye yönelik bir talep olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Oysa Lozan Antlaşması'na göre Türkiye, Müslüman olmayan toplulukların uluslararası azınlık hukukuna göre her türlü haklarını tanımaktadır. Ancak Müslüman olan tüm topluluklar eşit statüde vatandaş ve Türk Ulusu'nun üyesi kabul ediliyorlar.

Kopenhag kirterlerinin azınlık tanımını kabul etmek her etnik grubun azınlık sayılmasını ve bunların kültürel ve hatta siyasal taleplerini gündeme getirir ki (siyasal talepte bulunmaları mutlaka Batı tarafından kışkırtılmaktadır) bu durum ulusal birliğimizi parçalanma riski ile karşı karşıya bırakacaktır. Etnik kimliklere dayalı yeni ulusal azınlık gruplarını tanıyarak ulus devlet modelini parçalamaya dönük Kopenhag Belgesi bu nedenle kabul edilemez. Kopenhag ölçütlerinin kabulü postmodern Sevr'den başka birşey olamaz.

Bilindiği üzere Yeni Dünya Düzeni; küreselleşme / globalleşme olgusuyla yaşanan gelişmeler çerçevesinde, ulus-devletlerin parçalanarak oluşturulacak, etnik ve dinî ayrımcılığa dayalı mikro- milliyetçiliği esas alan sistemleri ve devletleri desteklemektedir.

Avrupa Birliği kendi içinde her türlü siyasi, ekonomik ve sosyal işbirliğini artırıcı oluşumlara giderken; yeni aday ülkelerde etnik ve dini ayrımcılığa dayalı mikro -milliyetçiliği savunan düzenlemelere gidilmesini şart koşması manidardır.

Yine Birgül Hamevioğlu'nun belirttiği üzere "Batı için mükemmel olan, yeryüzünün bütün güçlerinin ( bu arada elbet Doğu' nun) Batı tarafından denetim altına alındığı ve bu güçlerden en iyi biçimde yararlanabildiği düzendir."

İlginçtir bütün bunların farkında olan Sn Hamevioğlu yine de AB'ye girmemezden yanadır. Atalarımız her zamanki gibi yine haklılar: "Aşkın gözü kördür." Sn Hamevioğlu gibi, AB'ye kara sevda ile bağlananlar aklın değil duygularının sesine kulak veriyorlar. Akıllarıyla AB'nin bizi Osmanlı gibi Yugoslavya gibi paramparça edeceklerini bilmelerine rağmen sevdalarından vazgeçemiyorlar.

Yarın: Avrupa Birliği'nin Oluşumu II

Ali KARATEPE/İbrahim BERK/Mustafa ÇİÇEK
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz

Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı

Mersin'in merkez ilçe Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanmayan işletmelerin tabelalarını kaldırdı.
20.04.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı
Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı
Başkan Ahmet Serkan Tuncer'in talimatı doğrultusunda, Mezitli ilçesinde Zabıta Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde, Türkçe harf kullanılmayan tabelaların tespit edildiği ve gerekli yasal işlemlerin yapıldığı belirtildi.

Ekiplerin ayrıca duvarlara yazılmış yazıları da sprey boya ile kapattığı ifade edildi.

Ayrıca, ekiplerin işletme sahiplerine kanuna uygun tabelalar kullanmaları konusunda bilgilendirme yapıldığı da kaydedildi.

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il oldu
20.04.2024 11:47:00 / Güncelleme: 20.04.2024 11:54:29
İHA
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı İstatistiklerle Çocuk, 2023 haber bültenini açıkladı. TÜİK başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre Türkiye nüfusunun yüzde 26'sını çocuk nüfus oluşturdu. Türkiye'nin en yaşlı nüfusu bulunan Sinop'ta ise nüfusun yüzde 18,8'i çocuk.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yılsonu itibariyle Sinop nüfusu 229 bin 716 iken, bunun 43 bin 149'unu çocuk nüfus oluşturdu. 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1985 yılında toplam nüfusun yüzde 45,0'ini oluştururken, bu oran 2007 yılında yüzde 26,9 ve 2023 yılında yüzde 18,8 oldu.

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, yüzde 23,5'inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 28,8'inin 5-9 yaş grubunda, yüzde 29,6'sının 10-14 yaş grubunda ve yüzde 18,1'inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il

ADNKS sonuçlarına göre illerin çocuk nüfus oranı incelendiğinde 2023 yılında Sinop'un yüzde 18,8 ile en düşük çocuk nüfusu oranına sahip 7. il olduğu görüldü.

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Sinop'ta ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/'23 öğretim yılında yüzde 92,33 oldu. Ortaokulda net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, erkeklerde yüzde 92,42, kızlarda ise yüzde 92,23 olduğu görüldü.

Sinop'ta 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranı yüzde 29,1

Sinop'ta 2023 yılında toplam hane halkı sayısı 82 bin 300 oldu. Hanelerin yüzde 29,1'inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu gözlendi. Bu oran ile Sinop 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranının en düşük olduğu ikinci il oldu.

Toplam hanelerin yüzde 13,5'inde 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 10,6'sında iki çocuk, yüzde 3,6'sında üç çocuk, yüzde 0,9'unda dört çocuk, yüzde 0,5'inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Fırat Kalkanı bölgesinde 5 terörist etkisiz hale getirildi

Milli Savunma Bakanlığı, Fırat Kalkanı bölgesinde tespit edilen 5 PKK/YPG'li teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi

20.04.2024 11:32:00 / Güncelleme: 20.04.2024 11:35:00
AA
Fırat Kalkanı bölgesinde 5 terörist etkisiz hale getirildi
Fırat Kalkanı bölgesinde 5 terörist etkisiz hale getirildi

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Gücünü asil milletimizden alan kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG'li teröristlere karşı operasyonlarına devam ediyor. Fırat Kalkanı bölgesinde tespit edilen 5 PKK/YPG'li terörist etkisiz hale getirildi. Her nerede olursa olsun terör örgütleriyle mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecek" ifadeleri kullanıldı. 

Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek

Kurtuluş Savaşı'nda hizmetleri tespit gazilerin mirasçısına 'İstiklal Madalyası' verilmesi hakkındaki Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
20.04.2024 08:06:00
İhlas Haber Ajansı
Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek
Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte 66 sayılı İstiklal Madalyası Kanunu gereğince Kurtuluş Savaşı'ndaki hizmetleri tespit edilen 4 gazinin mirasçılarına İstiklal Madalyası verilecek.

Karara göre, İstiklal Madalyası verilecek gaziler ile mirasçıları ise şu şekilde:

34'üncü Piyade Alayı, Tabur 1'de görev yapan, Posof'lu Memet oğlu 1317 (1901) doğumlu Er Rüstem Gökçe için oğlu Hayri Gökçe.

İzmir Jandarma Alayında görev yapan, Sarayönü doğumlu Mirza oğlu 1305 (1889) doğumlu Er Hizir Mirza için kızı Hatice Karçaaltıncaba.

Piyade Alay 62, Tabur 2, Bölük 3'te görev yapan, Sivas'lı Ali oğlu 1307 (1891) doğumlu Çavuş Osman Cesur için torunu Halit Cesur.

Nokta Sevk Efradı 1 Numaralı Mütenevvia Hastanesinde 19.03.1338 (1922)'de vefat eden, Çankırı doğumlu Emirahmet Oğullarından Osman oğlu 1297 (1881) doğumlu Er Mehmet için torunu Ertan Yurdakul.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.