logo
29 MART 2024

Avrupa Birliği maceramızı tarih affeder mi?

20.08.2001 00:00:00
Helsinki Zirvesi'nin Satır Araları

Helsinki Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nin 4. maddesinde tam üyeliğe ilişkin sürecin başlatılmasında Yunanistan ile mevcut sorunların ( birinci derecede Kıbrıs sorunu ) giderilmesi üstü örtülü bir şekilde tam üyelik öncesi ön koşul olarak öne sürülmektedir.

AB Konseyi'nin, Helsinki Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nde belirtildiği gibi en geç 2004 yılı sonunda, Türk-Yunan ilişkileri konusunda durum değerlendirmesi yapacağını ve iki ülke arasında tam üyeliğe engel teşkil edebilecek sorunların çözülememesi halinde, bu sorunların Uluslararası Adalet Divanı yoluyla çözümlenmesini sağlamaya çalışacağı dile getirilmektedir.

Uluslararası Adalet Divanı Tuzağı

Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul edip etmemekte ilgili ülkeler serbest olduğu için, aday ülkelerden her ikisi Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini tanımadıkça, Divan'ın Türk-Yunan uyuşmazlığa bakması mümkün değildir. Ancak AB üyeliği oltasına takılan basiretsiz ve ferasetsiz Türk politikacılar muhtemelen Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul edeceklerdir. Bunun anlamı ise Türk-Yunan ihtilaflarının hemen tümüyle Yunanistan'ın görüşlerine göre çözümlenmesi demektir.

Dikkat çekelim bu sorunların Uluslararası Adalet Divanı'na taşınması bile üyelik için yeterli değildir. Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargı yetkisini kabul etmek, AB'ye tam üyelik için müzakerelerin ön koşuludur. Bunun anlamı kelimenin tam anlamıyla tuzaktır.

Başka bir açıdan tek başına Yunanistan ile baş edemezken bu defa karşımızda bir bütün olarak AB ülkelerine bulacağız.

Bu durum ise Türkiye'nin önündeki en ciddi meseledir. Böylece AB, Türkiye'yi yukarıda anlatıldığı şekilde Adalet Divanın yetkisini kabule zorlamaktadır. Bunu kabul ettiği takdirde Adalet Divanı nasılsa bu sorunları halledecektir (!)

Peki tüm bu şartlar yerine getirildiğinde Türkiye tam üye olacak mıdır? Elbette hayır. Tüm şartlar 2010 yılındaki randevuya gelebilme şartlarıdır. Yoksa kabul şartları elbette değildir.

Kopenhag ölçütleri Postmodern Sevr demektir

Türkiye'den istenenler bu kadarla sınırlı kalmadığı gibi Egemenlik haklarından da fedakarlık yapması talep edilmekte, yeni azınlık tanımı getirilerek Türkiye vatandaşları arasında etnik ayrımcılık öne çıkarılarak neticede bölünmesine yol açacak sonuçlar AB'nce talep edilmektedir. AB sürecinde egemenliğin devri meselesini ayrı bir başlık olarak ele alacağız.

Birgül Hamevioğlu'nun, Avrupa Birliği Üyeliği ve Demokrasi başlıklı yazısında belirttiği gibi "AB' ne tam üyelik için bir aday ülkenin: ekonomisinin Maastricht ölçütlerine göre işleyen bir serbest pazar ekonomisi, siyasi boyutunun ise Kopenhag ölçütlerine uyan bir demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü ile azınlıkların korunması ilkesini esas alan bir hükümet, siyaset ve hukuk yapısına sahip olunmasının gerektiğini ön şart olarak ileri sürmektedir. Bu neviden açıklamalar kamuoyuna, Osmanlı İmparatorluğu' nun son dönemlerinde ileri sürülen azınlık hakları söylemini ve bu bağlamda yabancı ülke elçiliklerince uygulanmak istenen yaptırımları hatırlatmaktadır."

Daha açıkçası Tanzimatla birlikte başlayan süreç nasıl Osmanlı'daki azınlıkları yıkıcı, bölücü ve ayrılıkçı bir çizgiye götürdü ise bugünde aynı senaryo AB sürecinde işlemektedir.

Lozan'a güle güle mi?

1923 Lozan Antlaşmasındaki din farklılığına dayanan azınlık tabiri AB'ince değiştirilerek üye olmak talebinde bulunan Türkiye için farklı boyutlara taşınmakta ülke vatandaşlarını bölmeye yönelik bir talep olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Oysa Lozan Antlaşması'na göre Türkiye, Müslüman olmayan toplulukların uluslararası azınlık hukukuna göre her türlü haklarını tanımaktadır. Ancak Müslüman olan tüm topluluklar eşit statüde vatandaş ve Türk Ulusu'nun üyesi kabul ediliyorlar.

Kopenhag kirterlerinin azınlık tanımını kabul etmek her etnik grubun azınlık sayılmasını ve bunların kültürel ve hatta siyasal taleplerini gündeme getirir ki (siyasal talepte bulunmaları mutlaka Batı tarafından kışkırtılmaktadır) bu durum ulusal birliğimizi parçalanma riski ile karşı karşıya bırakacaktır. Etnik kimliklere dayalı yeni ulusal azınlık gruplarını tanıyarak ulus devlet modelini parçalamaya dönük Kopenhag Belgesi bu nedenle kabul edilemez. Kopenhag ölçütlerinin kabulü postmodern Sevr'den başka birşey olamaz.

Bilindiği üzere Yeni Dünya Düzeni; küreselleşme / globalleşme olgusuyla yaşanan gelişmeler çerçevesinde, ulus-devletlerin parçalanarak oluşturulacak, etnik ve dinî ayrımcılığa dayalı mikro- milliyetçiliği esas alan sistemleri ve devletleri desteklemektedir.

Avrupa Birliği kendi içinde her türlü siyasi, ekonomik ve sosyal işbirliğini artırıcı oluşumlara giderken; yeni aday ülkelerde etnik ve dini ayrımcılığa dayalı mikro -milliyetçiliği savunan düzenlemelere gidilmesini şart koşması manidardır.

Yine Birgül Hamevioğlu'nun belirttiği üzere "Batı için mükemmel olan, yeryüzünün bütün güçlerinin ( bu arada elbet Doğu' nun) Batı tarafından denetim altına alındığı ve bu güçlerden en iyi biçimde yararlanabildiği düzendir."

İlginçtir bütün bunların farkında olan Sn Hamevioğlu yine de AB'ye girmemezden yanadır. Atalarımız her zamanki gibi yine haklılar: "Aşkın gözü kördür." Sn Hamevioğlu gibi, AB'ye kara sevda ile bağlananlar aklın değil duygularının sesine kulak veriyorlar. Akıllarıyla AB'nin bizi Osmanlı gibi Yugoslavya gibi paramparça edeceklerini bilmelerine rağmen sevdalarından vazgeçemiyorlar.

Yarın: Avrupa Birliği'nin Oluşumu II

Ali KARATEPE/İbrahim BERK/Mustafa ÇİÇEK
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'

Küçükçekmece'de faciadan dönüldü

Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı
29.03.2024 10:32:00
İhlas Haber Ajansı
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı. Fabrikadan alevler yükselirken, yangına müdahale etmeye çalışan bir işçinin yaralandığı öğrenildi. Büyük çapta hasar gören fabrika dron ile görüntülendi.

Küçükçekmece, Mehmet Akif Mahallesi Bahariye Caddesi'nde üzerinde bulunan 2 katlı halı fabrikasının 2. katında bulunan depo bölümünde saat 06.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Fabrikadan işçiler hemen tahliye edildi. Fabrika alev alev yanarken bölgeye gelen itfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2.5 saatlik çalışmanın ardından yangın söndürüldü. Fabrikada işçilerden birinin yangına müdahale ederken yaralandığı öğrenildi. Yaralı işçi hastaneye kaldırılırken, itfaiye ekipleri içeride kimsenin olup olmadığına yönelik arama çalışması yaptı. Öte yandan büyük çapta hasar gören fabrika havadan görüntülendi.

Yangınla ilgili konuşan gece bekçisi, 'Fabrikanın yukarı bölümü yandı. Fabrikada mahsur kalan yok. Fabrikanın itfaiye ekibinden bir arkadaş müdahale ederken dumandan etkilenmiş, şuan hastanede. Gece çalışanlar aşağı taraftaydı, yangın yukarıda çıktı. Malzeme ambarı denilen bir yer var orada çıktı' dedi.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.