logo
20 NİSAN 2024

"Bağımsız olmak zorundayız!"

23.02.2011 00:00:00
Mustafa Kemal Atatürk'ün mütareke yıllarında sarfettiği şu sözleri tekrar tekrar okuyup üzerinde iyice düşünmemiz gerek: "Herhalde devletimiz ve milletimiz, içeride ve dışarıda, tüm anlamı ile bağımsız kalacaktır. Bize başka bir idare uygulanamaz. Bu konudaki türlü sebeplerin başında en büyük ve en önemli sebep şudur: Dinimiz gereğince de bağımsız olmak zorundayız" (Nutuk, Vesika: 220)

Takvimler 30 Ekim 1918 tarihini gösterdiği zaman, Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında, Osmanlı Devleti Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay'ın Başkanlığı'nı yaptığı Osmanlı Heyeti ile İngiliz Amiral Arthur Calthorpe'un Başkanı olduğu İtilaf Devletleri Heyeti arasında 25 maddelik bir mütareke anlaşması imzalanmıştı.İmza edilen maddelerden bazıları şunlardı:

7. Madde: İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır.12. Madde: Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi, İtilaf Devletleri'ne geçecektir.24. Madde:  Altı Vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf Devletleri haiz bulunacaktır. Mütarekenin imzalanmasından az bir zaman sonra İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar, Amerikalılar ülke topraklarını karış karış işgale başladılar.

Artık, Türk milleti için esaret günleri başlamıştı?

İtilaf Devletleri'nin 13 Kasım 1918'de İstanbul'a çıkartma yapmasından sonra İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa İtilaf Donanması için "Geldikleri gibi giderler" derken, esareti hiçbir zaman kabul etmeyen yüce Türk milletinin duygularına tercüman oluyordu.Aynı Mustafa Kemal Paşa Ankara ileri gelenlerini toplayarak 1919 yılı sonundaki genel durumu açıklayan uzun bir konuşma irâd etti. Bu konuşmasındaki şu satırlar belki de özü ifade etmek için yeterliydi:"Herhalde devletimiz ve milletimiz, içeride ve dışarıda, tüm anlamı ile bağımsız kalacaktır. Bize başka bir idare uygulanamaz. Bu konudaki türlü sebeplerin başında en büyük ve en önemli sebep şudur: Dinimiz gereğince de bağımsız olmak zorundayız." (Nutuk, Vesika: 220)

Sevr Antlaşması, ulusumuzun bağımsızlığını ortadan kaldırmak için yapılmıştı

10 Ağustos 1920'de imzalanan 433 maddelik Sevr Antlaşması ulusumuzun bağımsızlığını ortadan kaldırmak için yapılmıştı. Bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türk milletinin tarihten silinmesi projesinin adıydı.Bir devletin yok edilmesi üzerine kurulan Sevr Antlaşması; emperyalist çözümün politik dilini ve tutumunu anlamanın en çarpıcı misalidir.Bu antlaşmada Türkiye bir taraf değil ganimetti.Türk ulusu Sevr'e karşı çıkarak var olmuştur. Lozan Antlaşması'nı imzalayarak bağımsız devlet statüsüne kavuşmuştur.AB yeni bir Sevr haritasını gerçekleştirebilmek, Türkiye'nin dağılmasına yol açacak kriterleri hükümete dayatırken ABD Kürdistan'ın kuruluşuna öncelik veren politikaları tıpkı Wilson Prensipleri'nde belirtildiği gibi savunmakta ve gerçekleştirmeye çaba göstermektedir. İsrail ise 'Büyük İsrail' devletini oluşturabilmek için Kürtler üzerinden Türkiye'nin parçalanmasına giden süreci desteklemektedir.

Mehmetçiğin başına haçlılar çuval geçirdiği zaman ABD'nin 'Kurtuluş Günü' imiş...

Takvimler 4 Temmuz 2003'ü göstermekte idi?Binlerce yıllık Türk tarihinde ilk kez 4 Temmuz 2003'te Mehmetçiğin başına haçlılar tarafından çuval geçirildiği zamanlarda hükümetin başındaki Tayyip Erdoğan'a "ABD'ye nota verecek misiniz?" şeklinde bir soru tevci edildiğinde cevâben "Ne notası, müzik notası mı?" diyebiliyordu.ABD'nin 'Kurtuluş Günü' bizim için 'Esir Saatler'e denk geliyordu. (Ahmet Erimhan, Çuvaldaki Müttefik: s. 324)Avrupa Birliği Anayasası, İtalya'nın başkenti Roma'da aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanları tarafından 29 Ekim 2005 tarihinde imza edilmişti. Türkiye 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı törenlerle kutlarken, Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Gül Roma'da Türk'ün ikinci kez haçlı yularının boynuna takılmasına vesile oluyordu.Tabi buna zemin hazırlayan üçlü koalisyon hükümeti, uzaktan kumanda edilen mütareke basını ve bilumum sözde aydınlar hepsi en az 57. Hükümet kadar gayretli idi.Madenlerdeki ecnebileşmenin miladı ise AKP'nin 26 Mayıs 2004 tarihinde yasalaştırdığı yeni 'Maden Kanunu' oldu.Türkiye'de maden arayan yabancı ortaklı şirketler arasında Belçika, Hollanda, Almanya, Fransa, İngiltere, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD, Kanada, Rusya, Çin ile Suriye ve Irak da bulunuyor. Yabancı ortaklı şirketler arasında Cayman Adaları, Guernsey Adası, Barbados, ST Vincent gibi adı haritada bile zor bulunan ülkeler de yer alıyor.

Madenlerimizde ecnebileşme AKP ile başladı

& Bugün Türkiye'de doğrudan yabancılara tahsis edilen alanın miktarı yaklaşık 30.000 kilometrekare olarak belirlendi.& Türkiye'nin 1/7'sindeki yeraltı zenginlikleri, yabancıların ticari kullanıma tahsis edilmiş durumunda.& Türkiye'de kurulu, yabancılara ait ya da yabancılarla ortak yaklaşık 350 maden şirketi bulunuyor.& 1923-2004 yılları arası verilmiş ve yaşayan yaklaşık 1500 ruhsat varken, Mayıs 2004'te Maden Kanunu çıkıp yürürlüğe girer girmez, çoğunluğu iktidar yandaşlarına olmak üzere toplam 43500 ruhsat verildi. Türkiye'nin 3'de 1'i bu yolla tahsis edildi.& Yine aynı yöntemle, Ankara'nın yüzde 38'i, İstanbul'un yüzde 54'ü, İzmir'in yüzde 41'i, Aydın'ın yüzde 59'u, Balıkesir'in yüzde 66'sı, Bilecik'in yüzde 64'ü, Burdur'un yüzde 62'si, Bursa'nın yüzde 42'si, Çanakkale'nin yüzde 57'si, Erzincan'ın yüzde 55'i, Eskişehir'in yüzde 52'si, Kayseri'nin yüzde 45'i, Kütahya'nın yüzde 81'i, Sivas'ın yüzde 54'ü, Yalova'nın yüzde 55'i kapatıldı.& 20 ilde yüzde 50'den fazla, 17 ilde yüzde 40-50 arası alan kapatıldı.Küresel sermaye Türkiye'nin bütün yer altı ve yer üstü zenginlikleri bir şekilde ele geçirmiştir. Sözümona demokrasi adı altında Sevr'den de daha ağır şartları bize dayatmaktadırlar. Millet olarak dönüşü olmayan bir yola girmek üzereyiz."Türkiye'nin gelip dayandığı bu kavşakta, asıl büyük vazife yüce milletimize düşmektedir. İdari makamlarda olanlar, bir takım siyasi ikbal hesaplarıyla zaafiyete düşerek ortaya koyduğumuz model ve çözümlere kulak tıkayabilirler. Ama milletimizin böyle bir lüksü yoktur? Zira asıl çileyi çeken milletimizdir. Evlat kaybeden, aile kaybeden, açlık ve yoksulluk çeken, geleceğinden endişe eden milletimizdir.Dolayısıyla çözüm, gün gibi ortadayken, buna duyarsız kalmak milletimizin mayasında bulunan 'büyüklüğe' de terstir.

Geldikleri gibi gidecekler

Haydi, o zaman, gelin elele verelim, "büyüklüğümüzü hatırlayalım" ve hep beraber ülkemizi hakkı olan onurlu ve müreffeh yere getirelim?Hem milletimiz kazansın, hem de insanlık!" diyen Prof. Dr. Haydar Baş beyin 'Yeniden Milli Duruş' söylemine kulak verelim.Geldikleri gibi gönderdiğimiz ecnebileri bir kez daha gerisin geri gönderelim?n Coşkun Gündüz
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.