Risk gurubuna giren bebek, çocuk, kronik üst solunum yolu rahatsızlığı olanlar ile yaşlıların, bakımlarına daha da özen gösterilmesi gerektiği vurgulanıyor. Günde alınan sıvı tüketiminin en az "Yarım kat" daha artırılması gerektiğini dile getiren Halk sağlığı uzmanları, vatandaşlara şu önerilerde bulunuyor:
u Kapalı ortamlarda ve toplu yaşanılan yerlerde bulunanlar, daha iyi ısınmanın ve izolasyonun sağlanması için tek kazak yerine ince ama birkaç kat kıyafet giymelidir. Böylece vücut ısısı dışarıya çıkmamış, soğuk hava içeriye girememiş olur.
- Vücut direncini artırmak için C vitamini ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Özellikle limon, greyfurt, portakal ve domates tüketimine ağırlık verilsin. Okul çocukları sabahları tok karınla 1 bardak portakal, greyfurt ve havuç suyundan oluşan karışım içsinler.
- Dışarıya çıkıldığında mümkün olduğunca ayak ve kafa bölgesi korunmalıdır. Bu durum, solunum yolları enfeksiyonu ve sinüzite karşı koruyucu olur.
Evdeki sıcaklık çarşıya uymayabilir
Vücudun ev sıcaklığını ile dışarı sıcaklığı arasındaki uyumunun sağlanmasının önemini vurgulayan uzmanlar, üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerin bulunduğu ortamda, bulaşmanın önlenmesi için hasta kişilerin bir maske ve tülbentle ağızlarını kapatmalarını öneriyor. Küçük çocuklar ve bebeklerin böylece korunmuş olacağını aktaran uzmanlar, özellikle bebeklerde sıvı kaybının ciddi sorunlara neden olacağını kaydediyorlar.
Hava kirliliği de işin cabası...
Soğuk havalarda yakıtların daha fazla yakıldığını, bu durumun hava kirliliğini beraberinde getirdiğine işaret eden uzmanlar, akciğer, kalp, tansiyon, astım rahatsızlığı olanların, hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde dışarıda bulunmamasını da önerdi. Dışarıda olmak zorunda kalanların çok fazla efor kaybedecek işlerde bulunmamasını isteyen halk sağlığı uzmanları, "Sabah yürüyüşü ve koşu yapılacaksa, hava kirliliğinin olmadığı saat ve yer tercih edilmelidir" tavsiyesinde bulundular.
u Kapalı ortamlarda ve toplu yaşanılan yerlerde bulunanlar, daha iyi ısınmanın ve izolasyonun sağlanması için tek kazak yerine ince ama birkaç kat kıyafet giymelidir. Böylece vücut ısısı dışarıya çıkmamış, soğuk hava içeriye girememiş olur.
- Vücut direncini artırmak için C vitamini ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Özellikle limon, greyfurt, portakal ve domates tüketimine ağırlık verilsin. Okul çocukları sabahları tok karınla 1 bardak portakal, greyfurt ve havuç suyundan oluşan karışım içsinler.
- Dışarıya çıkıldığında mümkün olduğunca ayak ve kafa bölgesi korunmalıdır. Bu durum, solunum yolları enfeksiyonu ve sinüzite karşı koruyucu olur.
Evdeki sıcaklık çarşıya uymayabilir
Vücudun ev sıcaklığını ile dışarı sıcaklığı arasındaki uyumunun sağlanmasının önemini vurgulayan uzmanlar, üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerin bulunduğu ortamda, bulaşmanın önlenmesi için hasta kişilerin bir maske ve tülbentle ağızlarını kapatmalarını öneriyor. Küçük çocuklar ve bebeklerin böylece korunmuş olacağını aktaran uzmanlar, özellikle bebeklerde sıvı kaybının ciddi sorunlara neden olacağını kaydediyorlar.
Hava kirliliği de işin cabası...
Soğuk havalarda yakıtların daha fazla yakıldığını, bu durumun hava kirliliğini beraberinde getirdiğine işaret eden uzmanlar, akciğer, kalp, tansiyon, astım rahatsızlığı olanların, hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde dışarıda bulunmamasını da önerdi. Dışarıda olmak zorunda kalanların çok fazla efor kaybedecek işlerde bulunmamasını isteyen halk sağlığı uzmanları, "Sabah yürüyüşü ve koşu yapılacaksa, hava kirliliğinin olmadığı saat ve yer tercih edilmelidir" tavsiyesinde bulundular.