logo
23 NİSAN 2024

Küreselleşme, Vahşi Kapitalizmin Yeni Maskesi mi?

12.10.2001 00:00:00
ABD'nin uluslararası tahakküm ve tasallutu yeni dünya düzeni mi?(II)

Küreselleşmenin siyasal boyutu ile, ABD'nin uluslararası tahakküm ve tasallutunu kasdediyoruz. Nasıl ulus-devletler, ulusal egemenliğin sahibi ise küreselleşme süreci ile, ABD de dünya egemenliğini ele geçirmiş durumdadır. Bu yüzden küreselleşme süreciyle birlikte ulus-devletleri de eski etkinliklerini kaybettikleri gibi bağımsızlıklarını egemenliklerini yitirme durumuyla karşı karşıya gelmişlerdir.

Küreselleşmenin siyasal boyutu, 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Körfez Savaşı ile simgelenebilir. Çift kutuplu soğuk savaşın olduğu bir dünya düzeninin yerini tek kutuplu yeni dünya durumu alıyordu. Ancak yeni dünya durumunun gerçekten yeni bir düzen mi yoksa bir karmaşa ortamı olduğu tartışmalıdır. Tartışmasız olan ABD'nin kendi hegemonyasını bütün dünyaya dayatmak için siyasi ve askeri tüm gücünü kullandığıdır. Baba Bush, "Yeni Dünya Düzeni"nden söz ederken bunu kasdediyordu.

Yeni dünya düzeninin göstergeleri arasında ABD'nin özellikle Körfez Savaşıyla Ortadoğu'ya, Yugoslavya aracılığı ile Balkanlar'a, Bin Ladin ve Taliban bahanesi ile Güney Asya'ya yerleşmesi sayılabilir. ABD'nin yerleştiği bölgelerin ya enerji deposu olması ya da enerji nakil hatlarında yer alması kayda değer. Öyle ya enerji olmazsa hiç bir ülke ayakta duramaz ama özellikle de ekonomik olarak gelişmiş ülkeler. Paul Kennedy'nin "Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri" (1500'de 2000'e Ekonomik Değişme ve Askeri Çatışmalar, B. Karanakçı, Ankara-1991, T. İş Bankası, Kültür yay.) isimli kitabında gösterdiği gibi ülkelerin ekonomik güçleri ile askeri güçleri ve dolayısıyla uluslararası ilişkilerdeki ağırlıkları arasında sıkı bir ilişki vardır.

Ekonomik güç olmadan askeri gücün yeterince işe yaramayacağını SSCB örneğinde gördük. Bu bakımdan Körfez Savaşı, tarihi bir dönüm noktasını temsil eder. Sovyetler Birliği'nin Körfez Savaşı'nda Amerikan çıkarlarına boyun eğmesi yeni dünya düzeninin habercisiydi. Yani, Sovyetler Birliği'nin "küresel bir güç" olma niteliğini artık kaybettiğini, ABD ile artık boy ölçüşemeyeceğini göstermişti. Çünkü dehşetengiz askeri gücünü aktif halde tutacak ekonomik gücü kalmamıştı SSCB'nin.

Aslında, Körfez Savaşı'ndan önce Doğu Avrupa'da meydana gelen olaylar ve Sovyet Bloğu'ndan ayrılmalar Sovyetler Birliği'nin küresel gücünü yitirdiğini göstermişti. Bununla birlikte Körfez Savaşı, Sovyetler Birliği'nin çözülme sürecinin daha da hızlandırmıştır. Körfez Savaşı'nda ciddi bir etkinlik gösteremeyen Sovyetler Birliği'nin, artık ayakta kalması da güçleşmişti: Zira, aradan çok geçmeden, Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği tarihe karışırken, uluslararası ilişkilerde yeni ve farklı özellikleri bulunan bir dönemin başlatıyordu.

Yeni dünya durumu: Düzen mi karmaşa mı?

Görünen Karmaşa:

SSCB ve Varşova Paktı'nın dağılması ile birlikte, Doğu Avrupa, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlardaki ülkeleri yeni arayışlara yöneltti.

Bu nedenle Soğuk Savaş sonrasında ABD her ne kadar yeni dünya düzeninden söz etse de, uluslararası ilişkilerde çıplak gözle görülür bir "düzensizlik" egemendir. Yugoslavya'nın dağılması sürecinde Balkanlarda yaşanan savaşlar, Afrika'nın çeşitli ülkelerinde yaşanan insanlık dramları, İsrali'in Filistin'e uyguladığı devlet terörü başta olmak üzere Ortadoğu'da devam eden çatışmalar ve Afganistan'daki dış güçlerin kışkırttığı iç savaş ve Rusya'nın Çeçenistan'ı işgali başta olmak üzere Kafkasya'daki istikrarsız ve belirsiz durumlar, "düzen" değil "düzensizliğin" hakim olduğunu gösteren oluşumlardır. Hatta öyle ki, Soğuk Savaş döneminde geçerli olan istikrar ve düzenlilik bile yok olmuştur.

Gizil Karmaşa:

Eğer uluslararsı ilişkilere bir de derinlemesine bakarsak ABD'nin kurguladığı düzen içerisinde yer alan Almanya, Japonya ve Çin aynı zamanda ABD'nin hem ezeli hem de ebedi rakipleridir. Zaten ekonomik güç olarak gezegen ölçeğinde bir yıkıma yol açan rekabett bu dört ülke başı çekmektedir. ABD'nin siyasi-askeri vesayeti altında olan Almanya ve Japonya elbette ki bu ekonomik güçlerini zamanla askeri, siyasi alana da taşıyacaktır.

ABD'nin dünya padişahlığını ilelebet sürdüremeyeceğinin farkında olan Amerikalı uzmanlar da vardır. Örneğin Carter döneminde Başkan Yardımcılığı, Milli Güvenlik İşleri Yardımcılığı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevlerinde bulunan Zbigniev Brzezinski "Kontrolden Çıkmış Dünya (orijinal adı: Out ot Control: Global Turmoil on the Ev of the Twenty First Century Scribner's 1993; Zbigniew Brzezinsky, Kontrolden Çıkmış Dünya, çev., H. Menemencioğlu, ys-1996, 2. Bası, T. İş Bankası , Kültür yay.) isimli yapıtında uluslararası alanda ABD ile Japoya, Almanya ve Çin arasında ölümcül bir yarış ele alır.

Bugünkü veriler bu yarışta en şanslı görünen ülke Çin'dir. Çin bugünden ABD'den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomik devidir. Önümüzdeki 25 yıl içerisinde de birinci güç olması beklenmektedir. Şimdilik ABD'nin dünya düzenine pek ses çıkarmayan ama derinden ilerleyen Çin, Amerikalılar için "Sarı Tehlike"dir. İkinci Dünya Savaşı'ndaki galibiyeti sayesinde Almanya ve Japonya'yı siyasi-askeri vesayeti altında tutabilen ABD, Çin'e sıra geldiğinde böyle bir avantaja sahip değildir.

Ali KARATEPE /Mustafa ÇİÇEK
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?

Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Kocaeli'de de kutlandı
23.04.2024 12:44:00 / Güncelleme: 23.04.2024 12:48:56
Ahmet Haydar Tarhanlı
Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı
Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı
Kocaeli Valiliği'nin önderliğinde İzmit Kent Meydanında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kocaeli Valisi, Belediye Başkanı, İl Eğitim Müdürü, siyasi parti başkanlarının katılımıyla protokol eşliğinde kutlandı.



Geniş katılımın olduğu 23 Nisan programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından mozoleye çelenk sunumuyla devam etti.



Bayram programına Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Kocaeli İl Başkanı Muharrem Can ve İzmit İlçe Başkanı Cahit Barutçu da davetli olarak katıldı.



23 Nisan aynı zamanda 'Çocuk Bayramı' olması nedeniyle BTP İl Başkanı Muharrem Can programda bulunan çocuklarla yakından ilgilendi.

Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun

İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu; deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu, 'Baza altlarını dolduralım, toz solumamaya dikkat edelim, gaz patlaması ihtimaline karşı aydınlatma için çakmak kullanmayalım' dedi.
23.04.2024 11:50:00
İhlas Haber Ajansı
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; deprem öncesi alınması gereken tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar ve sonrasında da uyulması gereken kurallar hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu.

Osmanoğlu; 'Öncelikle başımızı darbelere karşı korumak için sağlam yapıların yanına saklanmamız gerekiyor. Mesela işte sandalye destekli sağlam masaların altı olabilir. Veya geniş hacimli koltukların dibi olabilir. Kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. İş yerimizde başımızı ve ensemizi kapatarak, koruyarak elimizle veya işte elimizdeki kapalı veya bir yastıkta da başımızı koruyarak bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Bu yaşam üçgeni içerisinde diz çökerek, kapanarak ve çöp kapan tekniğiyle yerden de tutunarak düşmemek için bu şekilde bir kendimize yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Kapı ve pencerelerden kesinlikle uzak durmamız gerekiyor. Deprem anında paniğe kapılıp kaçmaya çalışmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Merdivende özellikle asansörü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor. Merdivenleri kullanmamamız gerekiyor. Yaşanan Maraş depreminde yani mesela dikkat çekiliyor. Evlerimizdeki bazaların, koltukların altlarının mesela dolu olması önemlidir. Bir tavan çöktüğü anda zamanla bazaların altındaki boşluk kapanana kadar çökebiliyor. Orada bir yaşam üçgeni kaybolabiliyor. O yüzden bazaların ve koltukların altlarına destekli malzemeler koymamız önem arz ediyor. Onun dışında avize varsa avizelerin altından kesinlikle kurmamamız gerekiyor. Üzerimize devrilebilecek raflar, dolaplar, bu tarz duvara sabit olmayan eşyalardan da yine uzak durmamız gerekiyor. Dediğimiz gibi deprem alanında kesinlikle eğer bina içinde yani yere yakın değilsek, kaçmaya müsait bir yer değilse bina içerisinde kalmamız ve kendimize bu yaşam üçgenini oluşturmamız önem arz etmektedir' dedi.

'Enkaz altında toz yutmamaya özen gösterin'

Enkaz altındaki yaşam üçgeninde de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, 'Olası bir enkaz altında alma durumunda çok fazla hareket etmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Çünkü hava açısından sıkıntılı bir ortam olabilir. Hareket ettiğimizde de toz kalkabilir. O tozları mümkün olduğunca az solumaya dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızı mendil benzeri bir şey varsa veya elbisemizle, kıyafetimizle ağzımızı kapatarak nefes almamız gerekiyor. Yardım isterken duvarlara veya borulara vurarak yerimizi belli etmeye çalışmalıyız. Bağırmak yine çok fazla toz yutmamıza neden olacağından bağırmak yerine ıslık daha avantajlı olabilir' diye konuştu.

'Enkaz altında çakmak yakmak faciaya neden olabilir'

Dediğimiz gibi en enkaz altında kalma durumunda öyle bir durum varsa kesinlikle çakmak gibi ateşten uzak durmalıyız. Kesinlikle yakmamalıyız. Yine elektrik düğmesini açma, kapama işlemlerini kesinlikle yapmamanız. Herhangi bir patlama riskine karşı uzak durmamız gerekiyor. Yine sarsıntı geçtikten sonra fırın gibi böyle yangın tehlikesi bulunan eşyaları kapatmamız gerekiyor. Sonrasında güvenli bir şekilde dışarıya çıkmamız gerekiyor' dedi.

Bina çıkışlarında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Osmanoğlu, 'Binaları terk ederken de dışarıya çıktığımızda binadan malzemeler düşebilir. Taş düşme riski olan yerler olabilir. Binayı tahliye ederken yine başımızı koruyarak hızlı bir şekilde binayı terk etmemiz gerekiyor' diye konuştu.

Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl sıcaklıkların geçtiğimiz yıllara oranla 4 ila 6 derece arttığını belirterek hava sıcaklıklarındaki artışlarla birlikte Akdeniz ikliminin karasal iklime doğru ilerlediğini söyledi.
23.04.2024 11:06:00
İhlas Haber Ajansı
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Doğu Akdeniz ve Hatay'da ilkbahar mevsimine girmesiyle sıcaklıklar artmaya başladı. Depremin vurduğu Hatay'da, gündüz saatleri adeta yaz mevsimini aratan sıcaklık varken gece saatlerinde kış mevsimini hissettiren hava durumu yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, yaşanan hava değişimine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında sıcaklık artışının olduğuna dikkat çekerek Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal iklime doğru ilerlediğini dile getirdi. Ayrıca iklim değişikliğinin zaman geçtikçe daha da artacağını ifade eden Sakallı, hava kirliliğinin artması ve doğa tahribatına devam edilmesi iklim değişikliğini arttırdığını söyledi.

'Yağış miktarında değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var'

Yağış miktarının değişmemesine rağmen yağış periyodunun değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'Özellikle son 30 yılda sıcaklık artışı, diğer aylara göre ortalamanın bayağı üzerinde seyrediyor. Bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında bir sıcaklık artışı gördük. Bu durum Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal çölleşen bir iklime doğru ilerliyor. Çünkü bizim en büyük sıkıntımız yağış aralıklarının değişmesi ve yağış rejiminin değişmesidir. Bir yılda buraya düşen yağış miktarında, çok fazla değişiklik yok. Son 30 yılı incelediğimizde global su bütçesini modellediğimiz yayınımıza göre özellikle, İskenderun ve Akdeniz bölgesinde düşen yıllık yağış toplamında herhangi bir değişiklik yok. Bu değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var. Yağış periyotlarındaki değişim beraberinde güçlü kurak periyotları doğurmaktadır' dedi.

'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor'

İklim değişikliğinin çeşitli etmenlere göre artığını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor. İskenderun ilçesindeki; hava kirliliği , doğanın tahribatı, taş ocaklarının faaliyet göstermesi ve buna benzer etmenlerle iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırarak karşımıza çıkaracaktır' ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04
Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Arapça sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu. Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde ise iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti kapsamında Bağdat'ta bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serkan Kayalar, TİKA tarafından restore edilen Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam Külliyesi'ni ziyaret etti.

Bağdat'ta bulunan Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi Kürt şahsiyetlerin İslam'a hizmetleri hakkındaki sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu.



Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesindeki özgeçmişinde "İyi derecede Arapça ve Fransızca bilmektedir" ifadeleri yer alıyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.