logo
08 MAYIS 2024

Sallandıkça sallandı, salladıkça korkuttu

18.10.2005 00:00:00


Ege Denizi'nde dün deprem fırtınası yaşandı. Pencerelerden atlayan 30 kişi yaralanırken, halk panikte...

5.7 büyüklüğündeki ilk deprem saat 08.45'te; 5.9 büyüklüğündeki 2. deprem 12.46'da; 5.6 büyüklüğündeki 3. deprem ise 12.55'te meydana geldi. İzmir'e 55 kilometre mesafedeki depremler can kaybına yol azmazken, halkı paniğe sevketti

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden aldığı bilgiye göre, merkez üssü Ege Denizi olan ilk depremin büyüklüğü 5.7 olarak ölçüldü. Deprem İzmir, çevre ilçeleri ve yakın illerde de hissedildi. Deprem nedeniyle kentte kısa süreli panik yaşandı.

İzmir halkı 5,7'lik depremin şokunu üzerinden atamamışken bu kez saat 12.46'da 5,9 büyüklüğünde deprem meydene geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 12.46'da gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan depremin büyüklüğü 5.9 olarak ölçüldü.

Saatler 12.55'i gösterdiğinde ise İzmir bu kez 5.6 büyüklüğünde bir depremle bir kez daha sarsıldı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, saat 12.55'te gerçekleşen ve merkezüssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan depremin büyüklüğü 5.6 olarak belirlendi. Bu depremlerin arasında sayısız artçı deprem de kaydedildi.

HALK SOKAKLARA DÖKÜLDÜ; PENCERELERDEN ATLAYAN 30 KİŞİ YARALANDI; 1'İ A?IRİzmir'de saat 12.46'da meydana gelen ve merkez üssü Ege Denizi Seferihisar açıkları olan 5.9 büyüklüğündeki deprem sonrasında, İzmir'de ve ilçelerinde vatandaşlar sokağa çıktı. Panik nedeniyle ilk belirlemelere göre yüksekten atlayan 30 kişinin yaralandığı öğrenildi.

İzmir'de yaşanan depremler sırasında yüksekten atlayarak yaralanan yaklaşık 30 kişi, hastanelere başvurdu.

Ege Üniversitesi Acil Servisi'ne, yüksekten atladığı için el ve ayak bilekleri kırılan 3 kişi ile 1999 Marmara Depremi'nde Kocaeli'nde bulunan ve panik atak krizi geçiren bir kişi başvurdu. Aynı şekilde yaralanan 3 kişinin Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, 20 kişinin de Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne geldiği belirtildi. İzmir'de 5. kattan atlayan bir vatandaşın durumunun ağır olduğu, Urla İlçesi'nde de balkondan ve pencereden atlayarak yaralanan 3 kişinin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığı bildirildi. Kalp krizi geçiren bir vatandaşın da tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

OKULLAR BUGÜN TATİL TATİL

Öğrencilerin dün sabahki lk sarsıntıdan sonra evlerine gitmesinin ardından İzmir Valiliği de öğlen saatlerinde okullarda eğitime ara verilmesine karar verdi. İzmir'deki ilk ve orta dereceli okullarda, bugün de eğitime ara verileceği açıklandı. İzmir Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, meydana gelen depremin artçılarının devam etmesi nedeniyle okulların yarın (bugün) da tatil edildiği belirtilerek, öğrenci ve öğretmenlerin bir gün izinli sayılacakları kaydedildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde deprem nedeniyle izinlerin kaldırıldığı ve 24 saat esasına göre çalışma düzenine geçildiği belirtildi. Kentte kablolu ve cep telefonuyla iletişim sağlıklı şekilde sağlamıyor.

Ö?RETİM ÜYESİ PROF. DR. AHMET ERCAN:7 DOLAYINDA BİR DEPREM OLACAK    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Foça-Karaburun ve Midilli üçgeninin 7 dolayında bir deprem üretebileceğine dikkat çekerek, "İzmir'in gerçek depremi bu olacaktır" dedi.

Ege Denizi'nde meydana gelen depremleri değerlendiren Prof. Dr. Ercan, ikinci sarsıntının birinci depremin artçısı olduğunu öne sürdü. Ege Denizi'nde kuzey-güney ve doğu-batı doğrultularında 2 farklı fay sistemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Ercan, kuzey-güney doğrultusundaki fay sisteminin yaşlı bir kırılma düzeni olduğunu ve ancak 6 büyüklüğüne kadar deprem ürettiğini belirterek, "Deprem, bu yaşlı kırık üzerinde oldu" dedi.

Doğu-batı uzantılı genç kırılma düzeninin ise 7'ye kadar deprem üretebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Ercan, "Bu, Foça-Karaburun-Midilli arasında yer alıyor. Bu yarımada, yani Foça-Menemen Yarımadası, uzaydan yaptığımız ölçümlere göre güney-batıya doğru hızla sürükleniyor. Bu bir kırılmayla sonuçlanacaktır. Bunun şu anda depremcikler biçimindeki öncü depremleri Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde oluşuyor. Burası 7 dolayında bir deprem üretecektir. İzmir'in gerçek depremi bu olacaktır" şeklinde konuştu. OLASI BİR DEPREMDE YIKILABİLECEK YERLERSeferihisar'da gerçekleşen depremin, İzmir'in içinde olmadığı için çok hasar yapmadığını anlatan Prof .Dr. Ercan, "Bu, İzmir'in yıkım yapma açısından en alt eşikteki depremidir. Ama küçümsenmeyecek bir depremdir. Orta büyüklükte deprem diyoruz" dedi. Ancak diğer kırılma hattındaki depremin İstanbul depremi gibi beklenmesi ve önlem alınması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ercan, İzmir'in zemini sağlam olmasına rağmen, kötü yapıların bulunduğu Kadifekale, Tepecik, Bayraklı ve Şirinyer'in olası bir depremde büyük yıkıma uğrayabileceğini söyledi.

PROF. DR. IŞIKARA: DİKKATLİ OLMAK LAZIMAfete Hazırlık Derneği (AHDER) Genel Başkanı ve BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise dün sabahki depremin ardından aynı yerde daha büyük bir deprem gerçekleşmesine ilişkin, "Aynı yerde üst üste deprem olması ilginç. Bunu bir süre takip etmekte ve dikkatli olmakta fayda var" dedi.Türkiye'de her 1-1.5 ayda bir bu büyüklükte depremlerin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Işıkara, bunları olağan karşılamak gerektiğini vurgulayarak, "Bu, Türkiye'nin deprem gerçeğinin bir yansıması. (Deprem olacak mı?) sualini sormak yerine (deprem olacak) gerçeğini kabul edip, korunma kültürü bilincini yaygınlaştırmalıyız" şeklinde konuştu.

PROF. DR. EZEN: İZMİR'DE BÜYÜK DEPREM OLMAZSismoloji alanında çalışmaları da bulunan İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülben Ezen de, dün meydana gelen depremlerin 10 Nisan 2003 tarihindeUrla'da Seferihisar yakınlarında oluşan 5.6'lık depremin olduğu yere yakınlığına işaret ederek, şöyle konuştu: "Bunlar aynı rejimin karakteri olarak üretilen depremler. Farklı bir şey değil. Bir kere bunu zihinlere açıklayıcı bir şekilde söylemeklazım. Derinliğin ve coğrafi mesafenin bu kadar yakın olması, bu depremi üreten rejimin 2003'deki depremle aynı karakterde olduğunu gösteriyor. Peki ne bekleyeceğiz? Yine aynı şeyleri bekleyeceğiz. 2003'deki depremdeki artçıların karakteri neyse, buradaki artçıların karakteri de aynı olacak. Genel olarak İzmir ve civarındaki son 50 yıldaki depremlere baktığımızda, buradaki depremlerin ortalama büyüklüğü 5.7'dir. Bir aralık vererek söylersek, 5-6 arasındaki depremler İzmir'in tipik depremsellik büyüklüğüdür."

DEPREMLER AYNI FAY SİSTEMİNDE

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Ege Denizi'nde meydana gelen iki depremin aynı fay sisteminden kaynaklandığını bildirdi.

Kalafat,  yaptığı açıklamada, Ege Denizi'nde aktif fay sistemlerinin bulunduğunu kaydederek, zaman zaman bölgede olan depremlerin bir dizi şeklinde seyrettiğini belirtti.

Bu depremlerin bir müddet daha devam edeceğini ifade eden Kalafat,ancak bu konuda zaman verilemeyeceğini söyledi.Kalafat, "İki deprem de aynı fayların neticesi. Bu bölgede olan faylar, yakın tarihe bakıldığında büyük depremler üretmiyor. Ama bu bir doğa olayı. Kesin bir şey söylemek doğru değil" dedi.

İki deprem arasındaki mesafenin boylamda 5 kilometre olduğunu kaydeden Kalafat, aynı bölgede birçok aktif fay bulunduğunu sözlerine ekledi.

İZMİR TEYAKKUZ HALİNDE

İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, meydana gelen depremlerden sonra can ve mal kaybına ilişkin bir bilginin kendisine ulaşmadığını, kentte sivil savunma adına alınması gereken her türlü tedbiri aldıklarını söyledi. Vali Köksal, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, Kriz Merkezi'ni, sabah saat 08.45'te meydana gelen ve merkez üssü Ege Denizi olan 5.7'lik depremden sonra toplantıya çağırdığını, bütün ekiplerin görev başında olduğunu söyledi. Başbakanlık Acil Kriz Merkezi ile bağlantılı çalıştıklarını ve hertürlü bilginin Ankara'ya anında bildirildiğini kaydeden Vali Köksal, Afet İşleri Genel Müdürü ile de sık sık görüştüğünü aktardı. Depremlerden sonra bağlı kaymakamlar ile irtibata geçtiğini, jandarma ekiplerinin de telefon bağlantısı kurulamayan bölgelere bizzat giderek ulaştıklarını belirten Oğuz Kağan Köksal, "Şimdiye kadar can ve mal kaybına ait bir bilgi ulaşmadı. Bazı binalar da küçük çatlaklar oluşmuş" dedi. 

Sivil savunma adına alınması gereken her türlü tedbirin alındığını ifade eden Vali Köksal, Boğaziçi Üniveristesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün de Ege Denizi'nin kendine özgü yer yapısı bulunduğunu ve sarsıntıların devam edebileceğini açıkladığını bildirdi.
AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa
Bu devlet ve bu millet için ne yapmak istediniz de mevcut anayasa engel çıkardı?
Kartal finale uçtu
Maçın tek golünü Muci attı
İmamoğlu ekibi tepki gösterdi, Özel geri adım attı
Adaylık kavgası şimdilik yatıştı!
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa
Bu devlet ve bu millet için ne yapmak istediniz de mevcut anayasa engel çıkardı?
Kartal finale uçtu
Maçın tek golünü Muci attı
İmamoğlu ekibi tepki gösterdi, Özel geri adım attı
Adaylık kavgası şimdilik yatıştı!
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması

Kadın cinayetleri küresel bir sorun

Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta
07.05.2024 16:34:00
Önder Yılmaz
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri küresel bir sorun
Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayımlanan 2024 Nisan ayı veri raporuna göre, Türkiye'de 32 kadın öldürüldü ve 13 kadın ölümü şüpheli olarak kaydedildi. Kadın cinayetleri sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Dünya genelinde kadın cinayetleri oranlarına bakıldığında, Orta Afrika Cumhuriyeti 10.60 ile en yüksek orana sahip durumda. Bu ülkede kadınlar, cinsiyetlerine dayalı şiddetin en yüksek seviyelerine maruz kalıyor.

Türkiye'den kötü durumda olan ülkeler var

2021 yılı verilerine göre Türkiye'de 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı 1. Bu oran, Türkiye'nin kadın cinayetleri konusunda dünya genelindeki birçok ülkeden daha iyi bir durumda olduğunu gösterse de, her bir cinayetin arkasında yıkılan hayatlar ve aileler olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dünya Bankası verilerine göre 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı Jamaika'da 9.3, Günay Afrika'da 9, Meksika'da 6.2, Brezilya'da 3.5, Rusya'da 3.3, Irak'ta 3,  Hindistan'da 2.5, Ukrayna'da 1.9, Kazakistan'da 1.5 ve Azerbaycan'da 1.3 seviyesinde. Kanada, Finlandiya, Kosova ve Lübnan Türkiye'yle aynı orana sahipğ ülkelerden.

Önleme için çabalar sürüyor

Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve farkındalığın artırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli çabalar sürdürülüyor. Türkiye'de ve dünya genelinde kadın hakları savunucuları, hükümetleri ve toplumları, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için daha etkili önlemler almaya çağırmakta. Ancak bu çabaların başarılı olabilmesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerekmekiyor. Sonuç olarak, kadın cinayetleri sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir kadın cinayeti, toplumların bu konudaki duyarlılığını ve mücadelesini artırmak için bir çağrı niteliğinde Türkiye'de ve dünya genelinde kadın cinayetlerine karşı verilen mücadele, sadece kadınların değil, tüm insanlığın güvenliği ve refahı için hayati önem taşıyor.

Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor

Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye’nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor
07.05.2024 16:02:00
Yenal Arman
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Başıboş köpekler sorunu çözüm bekliyor
Dünya genelinde milyonlarca başıboş köpek, şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor ve sık sık istenmeyen olayların çıkmasına sebep oluyor. Türkiye'nin üç büyük şehri İstanbul, Ankara ve İzmir'de toplamda 669 bin başıboş köpek bulunuyor. İzmir'de 450 bin, İstanbul'da 129 bin, Ankara'da ise 90 bin başıboş köpek olduğu ifade ediliyor. Türkiye henüz bu sorunlar nasıl baş edebileceğini netleştirebilmiş değil. Ancak birçok ülke bu sorunu çözmüş durumda. Nu ülkelerden biri de Hollanda. Hollanda, başıboş köpek sorununu çözen ilk ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Ülke, bu sorunu çeşitli adımlar atarak başarıyla aştı. Öncelikle Hollanda hükümeti, köpek sahiplenme kültürünü teşvik eden ve hayvan haklarına saygıyı artıran bir dizi yasa ve düzenleme hayata geçirdi. Ayrıca, kapsamlı bir kısırlaştırma ve aşılama programı uygulayarak köpek popülasyonunun kontrol altına alınmasını sağladı. Hollanda'da uygulanan kısırlaştırma ve aşılama programları, başıboş köpek sayısının azalmasında önemli rol oynadı. Bu programlar, köpeklerin üremesini kontrol altına alarak sokaklardaki köpek sayısını azalttı. Bunlarla da yetinmeyen Hollanda hükümeti, toplum bilincini artırmak için eğitim programları düzenledi. Vatandaşlar, sorumluluk sahibi evcil hayvan sahipliği ve hayvan hakları konusunda bilgilendirildi.

Türkiye de etkili adımlar atmalı

Türkiye'nin de benzer adımlar atılarak başıboş köpek sorunu yönetilebileğine dikkat çeken uzmanlar, kısırlaştırma ve aşılama programlarının yanı sıra, hayvan haklarına yönelik yasal düzenlemeler ve toplumun bilinçlendirilmesinin önem taşıdığını vurguluyor. Ayrıca, hayvan barınaklarının sayısının artırılması ve bu barınaklarda köpeklerin sağlık ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Sonuç olarak, başıboş köpek sorununun çözümü, devlet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların iş birliği ile mümkün. Hollanda'nın başarılı örnekleri, Türkiye için de yol gösterici olabilir.

Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov Kahramanmaraş'ta

Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, Kahramanmaraş'ta inşa edilen Azerbaycan Mahallesi inşaat alanında incelemelerde bulundu.
07.05.2024 14:35:00 / Güncelleme: 07.05.2024 14:39:22
İhlas Haber Ajansı
Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov Kahramanmaraş'ta
Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov Kahramanmaraş'ta
Azerbaycan Devleti ve TOKİ iş birliğiyle Hayrullah Mahallesi'nde yapımına başlanan konut ve iş yerlerinin inşası hummalı bir şekilde sürdürülüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in canlı bağlantıyla katılım sağladığı programla temeli atılan ve hızlı bir şekilde inşası devam eden inşaat alanında incelemelerde bulunan Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, devam eden inşaatlar hakkında yetkilerden bilgi aldı.



'2025 Şubat ayında Azerbaycan Mahallesi inşa olacak'

İnşaat alanlarını gezen Asadov, çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Ali Asadov, 'Bizim Türkiye'ye ayın 7'si ve 8'inde seferimiz var, ilk seferi biz Kahramanmaraş'a yaptık. Kahramanmaraş'ta geçen yılın Şubat ayında olan depremin neticeleri Türkiye halkı ile beraber Azerbaycan halkı da sıkıntılardan beraber geçti. Azerbaycan halkı, bu depremin neticelerini sizlerle berabere yaşadı.Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev'in anında talimatı ile Kahramanmaraş'ta Azerbaycan Mahallesi inşa edilsin. Bugün ben burada işlerin gidişatını görmek için Kahramanmaraş'a geldim. İşlerin gidişatını inceledik, işler normaldir ve verilen talimatlara uygun olarak icra ediliyor. Verilen talimatlara uygun olarak bizim MİDA kurumumuz ile TOKİ'nin beraber faaliyeti neticesinde işler yerine getiriliyor. 2025 yılının Şubat ayında Azerbaycan Mahallesi tam şekliyle inşa olacak' dedi.

Rojda Altıntaş'tan kendisini işe çağıran DHA Genel Müdürü'ne yanıt: Her şeyden haberiniz vardı, dönmeyeceğim

"Her şeyden haberiniz vardı. Başka ses kayıtları veya görüntüler olup olmadığını merak ediyorsunuz. Bu sebeple her şeye rağmen DHA’nın resmî hesabından beni işe çağırmak zorunda bırakılmışsınız, ne kadar üzücü. Ancak işe dönmeyeceğim."
07.05.2024 12:00:00
Haber Merkezi
Rojda Altıntaş'tan kendisini işe çağıran DHA Genel Müdürü'ne yanıt: Her şeyden haberiniz vardı, dönmeyeceğim
Rojda Altıntaş'tan kendisini işe çağıran DHA Genel Müdürü'ne yanıt: Her şeyden haberiniz vardı, dönmeyeceğim
Yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu Timur C.'nin karıştığı ve Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine neden olduğu kazadan sonra Demirören Ailesi'nin kazanın haber yapılmaması için DHA muhabirini arayarak devreye girdiği iddia edildi. İddiaların ve paylaşımların ardından DHA Genel Müdürü Celal Korkut'tan açıklama geldi.

Korkut, DHA'nın resmi hesabından yaptığı açıklamada muhabiri Rojda Altıntaş'ın iddialarından haberinin olmadığını ve kazayı başından bu yana tüm ayrıntıları ile verdiklerini iddia etti.

Korkut, "Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim. Kendisine üzüleceği veya baskı altında hissedeceği bir durum olmadığını, bilakis haberi tüm yönleriyle takip edip yayınlamaya devam edeceğimizi söylerdim. Bir meslek büyüğü olarak kendisine ulaşamadığım için buradan sesleniyorum. Bir an önce işbaşı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini bekliyorum." diyerek muahbirine yeniden işine dönmesi çağrısı yaptı.

Rojda Altıntaş: Her şeyden haberiniz vardı

DHA Genel Müdürü Celal Kokut'un açıklamasına muhabir Rojda Altıntaş'tan yanıt geldi.


Açıklamayı alıntılayarak sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Altıntaş, "Her şeyden haberiniz vardı. Başka ses kayıtları veya görüntüler olup olmadığını merak ediyorsunuz. Bu sebeple her şeye rağmen DHA'nın resmî hesabından beni işe çağırmak zorunda bırakılmışsınız, ne kadar üzücü." dedi.

Altıntaş, Korkut'un çağrısına rağmen işe dönmeyeceğini de belirtti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.