Çocukları Suçtan ve Suçlulardan Koruma Vakfı Başkanı Ünal İnanç, "Kırdan kente göç edenler arasında en büyük nüfus, çocuklara ait. Korunmaya muhtaç çocuk sayısı giderek artıyor" dedi.
Çocukları Suçtan ve Suçlulardan Koruma Vakfı'nın "Çocuk ve Suç" konulu raporu, İstanbul'da yapılan "Günümüzde Çocukların Durumu ile Çocuk İstismarına Yönelik Her Tür Eyleme Karşı Alınacak Önlemler" konulu panelde açıklandı.
Şiddete maruz kalan çocuk suça yöneliyor
Raporu açıklayan Çocukları Suçtan ve Suçlulardan Koruma Vakfı Başkanı Ünal İnanç, ailede, okulda ve sokakta şiddete maruz kalan çocuğun, suç işlemeye yöneldiğini söyledi. Çocukların, suçta ceza indirimi nedeniyle gerek aile gerekse kötü amaçlı kişiler tarafından araç olarak kullanıldığına dikkat çeken İnanç, "Türkiye'de son 15 yılda suç oranlarındaki sayısal artışın yanında içeriği de genişliyor. Suç işleme yaşı düşüyor, toplam kadın nüfusu içinde kadın suçlu oranı da artıyor. Suç sosyolojisi alanında ülkemizde yapılmış araştırma ve alan çalışmaları son derece yetersiz ve bu nedenle ülke çapında geniş bir teorik çerçeve oluşturulmasına imkan vermiyor. Türkiye'de suç en çok 22 - 29 yaşları arasında işleniyor" diye konuştu.
Uyuşturucuyla cezaevinde tanışıyor
Çocukların suçla ilgili en iyi teknikleri cezaevlerinde öğrendiğini belirtilen İnanç, "Özellikle suç işleyen çocukların yargılama sürecinde yetişkinlerle aynı cezaevinde tutulması yanlış. Birçok çocuk, uyuşturucuyla da büyük kentlerin cezaevlerinde tanışıyor. Öyleyse ilk olarak evrensel kabule uygun bir 'çocuk' tanımı yapmalıyız. Bu da en azından Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul ettiği '18 yaşın altındakiler çocuktur' hükmünün kabul edilmesini gerektiriyor. Kısacası 'Hem 15 yaş altındaki çocukların çalıştırılması önlenmeli, hem de zorunlu temel eğitim 15 yaşına kadar uzatılmalı. En geç 2001 yılında da zorunlu temel eğitim yaşı 18'e çıkartılmalı' şeklinde görüş en sağlıklı, en insana yakışır çözüm demek olmuyor" dedi.
Organ mafyasını hafife alınmamalı
Bahar ve yaz aylarında kayıp çocukların sayısında bir artış gözlendiğine dikkat çeken Ünal İnanç, "Bu vakıanın ardında organ mafyası diyerek küçülttüğümüz, önemini anlamadığımız organize suç örgütleri var" dedi.
Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda (CMUK) yapılan değişikliklerin bazı yaptırımların kaldırılması, çocukların korunmasına yönelik görünse de, pratikte bunun tamamen aksi bir gelişme gözlendiğine işaret eden İnanç, "Çocukların yaptırımlardan uzak tutulmak istenmesi, onları suçta kullanmak isteyenleri özendiriyor ve çocukları kandırmak için organizasyonlar doğuruyor. Kişinin cinsiyeti ne olursa olsun, genç yaşta hüküm giymesi, ikinci, üçüncü kez suç işleyip yakalanma olasılığını yükseltiyor ve diğer suçlulukları arasındaki zaman periyodunu azaltıyor" ifadelerini kullandı.
Çocukları Suçtan ve Suçlulardan Koruma Vakfı'nın "Çocuk ve Suç" konulu raporu, İstanbul'da yapılan "Günümüzde Çocukların Durumu ile Çocuk İstismarına Yönelik Her Tür Eyleme Karşı Alınacak Önlemler" konulu panelde açıklandı.
Şiddete maruz kalan çocuk suça yöneliyor
Raporu açıklayan Çocukları Suçtan ve Suçlulardan Koruma Vakfı Başkanı Ünal İnanç, ailede, okulda ve sokakta şiddete maruz kalan çocuğun, suç işlemeye yöneldiğini söyledi. Çocukların, suçta ceza indirimi nedeniyle gerek aile gerekse kötü amaçlı kişiler tarafından araç olarak kullanıldığına dikkat çeken İnanç, "Türkiye'de son 15 yılda suç oranlarındaki sayısal artışın yanında içeriği de genişliyor. Suç işleme yaşı düşüyor, toplam kadın nüfusu içinde kadın suçlu oranı da artıyor. Suç sosyolojisi alanında ülkemizde yapılmış araştırma ve alan çalışmaları son derece yetersiz ve bu nedenle ülke çapında geniş bir teorik çerçeve oluşturulmasına imkan vermiyor. Türkiye'de suç en çok 22 - 29 yaşları arasında işleniyor" diye konuştu.
Uyuşturucuyla cezaevinde tanışıyor
Çocukların suçla ilgili en iyi teknikleri cezaevlerinde öğrendiğini belirtilen İnanç, "Özellikle suç işleyen çocukların yargılama sürecinde yetişkinlerle aynı cezaevinde tutulması yanlış. Birçok çocuk, uyuşturucuyla da büyük kentlerin cezaevlerinde tanışıyor. Öyleyse ilk olarak evrensel kabule uygun bir 'çocuk' tanımı yapmalıyız. Bu da en azından Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul ettiği '18 yaşın altındakiler çocuktur' hükmünün kabul edilmesini gerektiriyor. Kısacası 'Hem 15 yaş altındaki çocukların çalıştırılması önlenmeli, hem de zorunlu temel eğitim 15 yaşına kadar uzatılmalı. En geç 2001 yılında da zorunlu temel eğitim yaşı 18'e çıkartılmalı' şeklinde görüş en sağlıklı, en insana yakışır çözüm demek olmuyor" dedi.
Organ mafyasını hafife alınmamalı
Bahar ve yaz aylarında kayıp çocukların sayısında bir artış gözlendiğine dikkat çeken Ünal İnanç, "Bu vakıanın ardında organ mafyası diyerek küçülttüğümüz, önemini anlamadığımız organize suç örgütleri var" dedi.
Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda (CMUK) yapılan değişikliklerin bazı yaptırımların kaldırılması, çocukların korunmasına yönelik görünse de, pratikte bunun tamamen aksi bir gelişme gözlendiğine işaret eden İnanç, "Çocukların yaptırımlardan uzak tutulmak istenmesi, onları suçta kullanmak isteyenleri özendiriyor ve çocukları kandırmak için organizasyonlar doğuruyor. Kişinin cinsiyeti ne olursa olsun, genç yaşta hüküm giymesi, ikinci, üçüncü kez suç işleyip yakalanma olasılığını yükseltiyor ve diğer suçlulukları arasındaki zaman periyodunu azaltıyor" ifadelerini kullandı.