Türkiye Suriyeleşebilir!

Fırat Kalkanı Harekâtı'na girişen Türkiye'nin her fırsatta stratejik müttefik vurgusu yapılan NATO'da ortağı ABD'den ilk kez bağımsız bir adım attığından dem vuran yandaş kalemler, bu bağlamda AKP hükümetini öve öve bitiremiyor.
Gerçekten Türkiye ABD'den habersiz mi bu adımı attı?
Yani Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'nin bu adımını bilmiyor muydu, ya da hesap etmedi mi?
Türkiye'nin Suriye'ye karadan asker sokmasının kendileri için beklenmedik olmadığını söyleyen Rusya lideri Putin, 'Dışişleri Bakanı ve istihbarat başkanı bunun için var' demişti.
Peki, Rusya için sürpriz olmayan bir askeri hamle, NATO aşısıyla Türkiye'nin kılcal damarlarına kadar sızmış ABD için sürpriz olabilir mi?
ABD'nin bunu hesap ettiğine inanan biri olarak söylüyorum ki, bu hamle ABD için beklenmedik olsa bile bu çok önemli değildir, zira asıl önemli olan işin sonunda kimin memnun olacağıdır.
Ne de olsa son gülen iyi güler?
Büyük devletlerin oyun kurucu oldukları diplomasi satrancında her şey sonucuyla değerlendirilmelidir.
Küçük ilerlemeleri zafer telakki edip, kendinden geçen yöneticilerin bu hataları, oyunun sonunda her zaman devletlerin mat olmasına, büyük bedeller ödemek zorunda kalmalarıyla neticelenmiştir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Türkiye, bu kapsamda çok dikkatli olmalıdır.
Bir defa şunu unutmamak gerekiyor ki, Ortadoğu'da yanan ateşi tutuşturan ülke ABD'dir. Bu ateşin ne kadar uzun süre yanacağını, nerelere kadar genişleyeceğini ve ne zaman söneceğini ABD belirlemek istemektedir.
Bundan dolayıdır ki ABD'nin her zaman bir B planı vardır. B planı da tutmazsa C planı devreye girer.
Böyle bir ülkenin hamleleri karşısında sizin düşündüğünüz bir hamle yoksa Türkiye gibi kaybedersiniz, varsa Rusya gibi kazanırsınız?
Fırat Kalkanı Harekâtı'yla ABD'yi şaşırttığını düşünen Türk siyasiler, beraber yürüdükleri ABD'yi bile henüz tam olarak tanıyamamışlardır.
Bundan dolayı en doğru şeyi yaptıklarını zannettikleri zaman aslında en hatalı adımı attıklarını göremeyecek kadar kör durumdalar.
Burada şunu ifade etmek gerekiyor; Amerika Birleşik Devletleri bir planı uyguluyorken beklenmedik gelişmeler gündeme geldiğinde plan ona göre hemen yeniden dizayn edilir. Ama bu yeni gelişmeye göre yapılan dizayn ulaşılmak istenen hedefi asla değiştirmez.
Amerika'nın Ortadoğu'da özellikle Türkiye'nin Güneydoğu'sunun hemen ötesinde ulaşmak istediği hedef, Büyük İsrail hedefidir.
2015 yılının son gecesi yapılan canlı yayında bu gerçeğe dikkatleri çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Kobani'de Büyük İsrail'in temelleri atıldı. Şimdi genişliyor. Bunu görmedinse; körsün, sağırsın" demişti.
Bu hedef kapsamında önce İsrail'e Katolik nikâhıyla bağlanmış yeni yeni müttefikler gündeme gelecek. Kürt devleti, Libya, Irak, Suriye ve diğer ülkelerin parçalanmış küçük parçaları İsrail'in yeni müttefikleri olmaya şimdiden adaydır.
Hedef bu olunca o hedefe giden anayol tıkanınca tali yollardan yine o hedefe doğru ilerlemek Amerika'nın dış politikasında her zaman başvurduğu kıvrak bir yöntemdir.
Bu noktada hedefine ulaşmak için bu kıvraklığı gösterebilen nadir devletlerden biridir Amerika Birleşik Devletleri ve bu durum arkasındaki 'üst aklın' ne kadar tehlikeli olduğunu da ortaya koymaktadır.
Amaca ulaşmak için her yolu mübah gören ama her ne gelişme yaşanırsa yaşansın asla amacından vazgeçmeyen bu üst akıl, ABD'yi İsrail'e bağlayan kopmaz bağdır aynı zamanda.
Hal böyle olunca Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekâtını hesap etmemiş olsa bile ABD'nin bu adımın sonucunu kendi lehine yönlendireceğini söylemek hiç de zor değildir.
Türkiye yönetenler bunu hesap etmiyorsa, ya çok büyük bir hesap hatası yapıyorlar, ya da perde arkasında ABD'yle işbirliği halinde bu adımları atıyorlar demektir.
Yani demek istediğim Türkiye ne yaparsa yapsın, yandaş kalemler ne kadar överse övsün Fırat Kalkan Harekâtı Amerika'nın bölgedeki senaryolarının sonucunu elde etmesini hızlandırmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Rusya'dan üst düzey bir isim Perşembe günü IŞİD'in Özgür Suriye Ordusu ve Türk askeri karşısında çatışmadan bölgeleri terk ettiğini dile getirdi. 
IŞİD neden çatışmıyor, direniş göstermeden topraklardan çıkıyor?
Türk askerinin güçlü olduğunu biliyoruz doğru ama bu IŞİD, Amerika ile savaşıyor. Bu IŞİD Rusya ile savaşıyor? Bu IŞİD Suriye ordusu ile savaşıyor? Ama Türk askeri geldiği zaman o bölgeleri terk ediyor.
Bunu nasıl okumalı acaba?
Yoksa IŞİD terör örgütünün ardındaki irade onu böyle mi yönlendiriyor?
Türkiye'yi Türk ordusunu Suriye'ye sokan ve her geçen gün daha derine indiren hükümet, şimdi de Musul'a operasyona niyetlenmiş durumda.
Herkese kafa turan IŞİD'in hiçbir direniş göstermeden Türk askerinin desteklediği ÖSO karşısında geri çekilmesini sağlayan irade Türkiye'yi hem Suriye'de hem de Musul bağlamında Irak'ta oyuna getiriyor.
Bu oyunun Türkiye'nin Suriyeleşmesiyle neticelenebileceği hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.