Milliyet haber sitesinde 2013 yılında Türkiye'deki genç nüfus içerisindeki alkol kullanımı şöyle açıklanıyor: "8-28 yaş arasında nadiren içki içenler yüzde 20 (yaklaşık 4 milyon); sıklıkla içenler yüzde 11 oranında (yaklaşık 2 milyon). Yani Türkiye'de neredeyse her 3 gençten 1'i (nadiren veya sıklıkla) alkol tüketiyordu. Şu an bu oranın artmış olması kuvvetle muhtemel."
2002 yılından bu yana alkol kullanımında bir artış olduğu görülüyor. OECD'nin yayınladığı rapora göre, alkole yapılan zamma, alınan vergilere ve caydırıcı önlemlere rağmen alkol tüketimi azalmadı; tersine yükseldi. En çok alkol tüketen İslam ülkeleri arasında ise Türkiye ikinci sırada?
Türkiye'de 2002'de kişi başına tüketilen saf alkol miktarı 1,4 litreydi. OECD'nin son ölçümü yaptığı 2010'da söz konusu miktar 1,5 litre olarak kaydedildi. İçilen içki miktarına göre 2005-2010 arasında Türkiye'de kişi başına içki tüketimi 18,3'ten 20,5 litreye yükseldi. Euromonitor 2011 ve 2012'de Türkiye'de içki tüketiminin daha da arttığını söylüyordu.
The Economist'in çeşitli kaynaklardan derlediği bulgu daha da çarpıcı: Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde 2001-2011 arasında içki tüketimi yüzde 72 oranında arttı. Aynı dönemde dünyanın geri kalanındaki artış ise yüzde 30'du. Dergiye göre Müslüman ülkelerdeki artış, yabancılara, turistlere ya da halkın Müslüman olmayan kesimine bağlanamayacak kadar yüksek.
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ailelerin yaşam biçimi ve değer yargılarına ilişkin yapılan araştırmada 'kumar nedeniyle boşanma oranı yüzde 13, içki nedeniyle boşanma oranı yüzde 13,5' olarak tespit edildi." (Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin Sacayakları, 20 Temmuz 2017).
Bu korkunç tabloyu gördükten sonra 'acaba alkol Müslümanlar tarafından hafife mi alınıyor?' sorusu akla geliyor.
Alkolün ne olduğunu birlikte mübarek Ehl-i Beyt'imize danışalım.
Reyşehri'nin Mizan'ul-Hikmet'inin 4. cildinde şu hadisler kaydedilmiştir:
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki ve iman bir kimsenin içinde veya kalbinde hiçbir zaman bir araya toplanmaz." (no: 5128).
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İçki içmek her kötülüğün anahtarıdır. İçki içen kimse Aziz ve Celil olan Allah'ın Kitabını yalanlamıştır. Zira Allah'ın Kitabını onaylamış olsaydı, haramını haram bilirdi." (no: 5134).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse içki içilen sofraya oturmamalıdır." (no: 5138).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sarhoş edici şeyden içen kimsenin kırk gün ve kırk gece namazı kabul olmaz." (no: 5147).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim içki içerse kırk gece namazı kabul olmaz. Eğer yeniden içerse, içtiği günden itibaren kırk gece daha namazı kabul olmaz. Bu kırk günde tevbe etmediği halde ölürse Allah kıyamet günü ona cehennemliklerin irinleriyle karışık olan çamurdan içirir." (no: 5148).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki içen kimselerle oturmayın, hasta olanlarını ziyaret etmeyin, cenaze törenlerine katılmayın, ölülerine namaz kılmayın. Şüphesiz içki içen kimseler ateş ehlinin köpekleridir. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ateşte kaybolun ve Benimle konuşmayın." (no: 5150).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki içen kimsenin misali, kükürt gibidir. Ondan sakının ki sizi kükürt gibi kötü kokutur. İçki içen kimse gece gündüz Allah'ın gazabındadır. Her kim içki içerek sabahlarsa, sabaha kadar şeytanın gelinidir. Bu yüzden, cenabet olduğunda guslettiği gibi sabahleyin gusletmesi gerekir." (bkz. Vesail'uş-Şia, 17/247, 11. Bölüm; no: 5151).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sürekli içki içen kimse kıyamet günü, gözleri morarmış, yüzü kararmış, dudakları sarkmış, ağzından sular akar bir halde getirilir." (no: 5154).
Bana göre manevi boşluk demek 'Ehl-i Beyt'sizlik' demektir. Ehl-i Beyt ise, Allah'ın sağlam ipidir. Onlar, kurtuluş gemisi gibidir. Onlarla olmak, güvende olmak demektir. Yukarıda altını çizdiğim tabloyu gördükten sonra milletimizin Ehl-i Beyt ile olduğunu söylemek doğru ve gerçekçi olmayacaktır. Türk milletinin aklındaki 'Haydar Baş'sızlık' düşüncesi de bundan bağımsız değildir.
Son sözüm: Ehl-i Beyt kocaman bir aşktır. Âşıklara bin selam olsun!
2002 yılından bu yana alkol kullanımında bir artış olduğu görülüyor. OECD'nin yayınladığı rapora göre, alkole yapılan zamma, alınan vergilere ve caydırıcı önlemlere rağmen alkol tüketimi azalmadı; tersine yükseldi. En çok alkol tüketen İslam ülkeleri arasında ise Türkiye ikinci sırada?
Türkiye'de 2002'de kişi başına tüketilen saf alkol miktarı 1,4 litreydi. OECD'nin son ölçümü yaptığı 2010'da söz konusu miktar 1,5 litre olarak kaydedildi. İçilen içki miktarına göre 2005-2010 arasında Türkiye'de kişi başına içki tüketimi 18,3'ten 20,5 litreye yükseldi. Euromonitor 2011 ve 2012'de Türkiye'de içki tüketiminin daha da arttığını söylüyordu.
The Economist'in çeşitli kaynaklardan derlediği bulgu daha da çarpıcı: Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde 2001-2011 arasında içki tüketimi yüzde 72 oranında arttı. Aynı dönemde dünyanın geri kalanındaki artış ise yüzde 30'du. Dergiye göre Müslüman ülkelerdeki artış, yabancılara, turistlere ya da halkın Müslüman olmayan kesimine bağlanamayacak kadar yüksek.
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ailelerin yaşam biçimi ve değer yargılarına ilişkin yapılan araştırmada 'kumar nedeniyle boşanma oranı yüzde 13, içki nedeniyle boşanma oranı yüzde 13,5' olarak tespit edildi." (Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin Sacayakları, 20 Temmuz 2017).
Bu korkunç tabloyu gördükten sonra 'acaba alkol Müslümanlar tarafından hafife mi alınıyor?' sorusu akla geliyor.
Alkolün ne olduğunu birlikte mübarek Ehl-i Beyt'imize danışalım.
Reyşehri'nin Mizan'ul-Hikmet'inin 4. cildinde şu hadisler kaydedilmiştir:
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki ve iman bir kimsenin içinde veya kalbinde hiçbir zaman bir araya toplanmaz." (no: 5128).
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İçki içmek her kötülüğün anahtarıdır. İçki içen kimse Aziz ve Celil olan Allah'ın Kitabını yalanlamıştır. Zira Allah'ın Kitabını onaylamış olsaydı, haramını haram bilirdi." (no: 5134).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse içki içilen sofraya oturmamalıdır." (no: 5138).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sarhoş edici şeyden içen kimsenin kırk gün ve kırk gece namazı kabul olmaz." (no: 5147).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim içki içerse kırk gece namazı kabul olmaz. Eğer yeniden içerse, içtiği günden itibaren kırk gece daha namazı kabul olmaz. Bu kırk günde tevbe etmediği halde ölürse Allah kıyamet günü ona cehennemliklerin irinleriyle karışık olan çamurdan içirir." (no: 5148).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki içen kimselerle oturmayın, hasta olanlarını ziyaret etmeyin, cenaze törenlerine katılmayın, ölülerine namaz kılmayın. Şüphesiz içki içen kimseler ateş ehlinin köpekleridir. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ateşte kaybolun ve Benimle konuşmayın." (no: 5150).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İçki içen kimsenin misali, kükürt gibidir. Ondan sakının ki sizi kükürt gibi kötü kokutur. İçki içen kimse gece gündüz Allah'ın gazabındadır. Her kim içki içerek sabahlarsa, sabaha kadar şeytanın gelinidir. Bu yüzden, cenabet olduğunda guslettiği gibi sabahleyin gusletmesi gerekir." (bkz. Vesail'uş-Şia, 17/247, 11. Bölüm; no: 5151).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sürekli içki içen kimse kıyamet günü, gözleri morarmış, yüzü kararmış, dudakları sarkmış, ağzından sular akar bir halde getirilir." (no: 5154).
Bana göre manevi boşluk demek 'Ehl-i Beyt'sizlik' demektir. Ehl-i Beyt ise, Allah'ın sağlam ipidir. Onlar, kurtuluş gemisi gibidir. Onlarla olmak, güvende olmak demektir. Yukarıda altını çizdiğim tabloyu gördükten sonra milletimizin Ehl-i Beyt ile olduğunu söylemek doğru ve gerçekçi olmayacaktır. Türk milletinin aklındaki 'Haydar Baş'sızlık' düşüncesi de bundan bağımsız değildir.
Son sözüm: Ehl-i Beyt kocaman bir aşktır. Âşıklara bin selam olsun!
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018