Anahtar kelimeler: BM Kalkınma Programı, Güvenlik Konseyi, Arazi tahsisi, Tahkim
Basın ve haber ajansları bu haberi nasıl es geçti anlaşılır gibi değil! Önce BM ile Dışişleri Bakanlığı arasında 02.11.2016'da imzalanan protokol; 15.08.2017 tarihinde de Bakanlar Kurulunda kanun tasarısı olarak imzalanmış. Tasarı nihayet 01.10.2017 tarihinde TBMM'ye gelmiş. Hükümetin bu kanun tasarısı TBMM'de kabul edilirse; Türkiye olarak BM'ye 14.5 dönüm arazi tahsisi ve 22 milyon 85 bin TL de maddi destek yükümlülüğü altına girmiş olacağız. Artık MTV'ye mi zam yapılır; ÖTV'ye mi zam yapılır? Çok da önemli değil. Zira her durumda bu bedel bizden çıkacak. Bekleyip göreceğiz. Zira bir şekilde bu taahhüt yerine getirilecek.
TBMM Dışişleri Komisyonunda bekleyen kanun tasarısının adı: "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katılımcı BM Kuruluşları Adına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) Arasında İncek/Ankara'daki Diplomatik Yerleşkede BM Binaları İçin Arazi Tahsisi, Tasarımı ve İnşasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı."
Şimdi sırası mıydı? Bu para nasıl ödenecek? O kadar arazi, hem de Ankara'da! BM bize çok mu katkı sağlıyor ki? denilebilir. Ancak bu tasarı bugün yarın veya bir gece ansızın kanunlaşacak. Çünkü bu protokol BM ile Dışişleri Bakanlığımız arasında imzalanmış zaten. Tasarının gerekçesine göre: BM bünyesinde faaliyet gösteren kurulların Ankara'daki yerleşik bulunan birimlerinin yerleşim sorunlarına sürekli, kesin ve ekonomik çözüm getirilecekmiş. BM kurullarının ülkemizdeki yerleşim sorununun çözüme kavuşturulması, ülkemizin uluslararası toplum nezdinde görünürlüğünü artıracakmış.
Protokol ile Türkiye tarafından Ankara'nın İncek semtindeki Dışişleri Bakanlığına tahsisli alandaki yaklaşık 14 bin 500 metrekare büyüklüğündeki bir arazinin intifa hakkı BM kurullarına devredilecek ve amaca uygun bir bina yapımı için 22 milyon 85 bin TL de maddi katkı sağlanacak.
BM'ye arazi vereceğiz, istedikleri yönetim binasını da biz yapacağız. Hani şu Arakan'daki soykırımın son bulması çağrılarının yapıldığı günlerde; bu çağrıya kulak vermek yerine; BM Genel Sekreterinin İsrail'in ayağına giderek Netanyahu ile görüştüğü, BM yapısından bahsediyorum. Ya da Irak'ta, Libya'da ve Suriye'de Müslümanlar katledilirken küresel nutukların atıldığı BM'den bahsediyorum.
Bu protokol kanunlaşırsa; BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin de Ankara'ya yerleşmesinin önünü açmış olacağız. BM Kalkınma Ajansının her ne kadar kendi alanında yaptığı hizmetler olsa da üst şemsiyedeki BM'nin temel amacı ve küresel çıkarlarının dışına çıkması mümkün değildir. Bize göre BM Alt Komisyonları; BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin çıkarlarının "iklim, yoksullukla mücadele vs." renkli şeker adı altında yürütülmesidir. BM Kalkınma Ajansına Ankara'da 14.5 dönüm arazi tahsisi ve ofis inşası için de 22 milyon 85 bin TL de maddi yardım yapılıyor o kadar. Bunun BM Güvenlik Konseyi'nin Ankara'ya yerleşmesi ile ne ilgisi var? diyebilirsiniz. Protokoldeki "diğer" kelimesinin nasıl tehlikeli hukuksal sonuçlar doğurabileceğini, gerekçelerimizle birlikte bir sonraki yazımızda ele alalım.
Basın ve haber ajansları bu haberi nasıl es geçti anlaşılır gibi değil! Önce BM ile Dışişleri Bakanlığı arasında 02.11.2016'da imzalanan protokol; 15.08.2017 tarihinde de Bakanlar Kurulunda kanun tasarısı olarak imzalanmış. Tasarı nihayet 01.10.2017 tarihinde TBMM'ye gelmiş. Hükümetin bu kanun tasarısı TBMM'de kabul edilirse; Türkiye olarak BM'ye 14.5 dönüm arazi tahsisi ve 22 milyon 85 bin TL de maddi destek yükümlülüğü altına girmiş olacağız. Artık MTV'ye mi zam yapılır; ÖTV'ye mi zam yapılır? Çok da önemli değil. Zira her durumda bu bedel bizden çıkacak. Bekleyip göreceğiz. Zira bir şekilde bu taahhüt yerine getirilecek.
TBMM Dışişleri Komisyonunda bekleyen kanun tasarısının adı: "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katılımcı BM Kuruluşları Adına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) Arasında İncek/Ankara'daki Diplomatik Yerleşkede BM Binaları İçin Arazi Tahsisi, Tasarımı ve İnşasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı."
Şimdi sırası mıydı? Bu para nasıl ödenecek? O kadar arazi, hem de Ankara'da! BM bize çok mu katkı sağlıyor ki? denilebilir. Ancak bu tasarı bugün yarın veya bir gece ansızın kanunlaşacak. Çünkü bu protokol BM ile Dışişleri Bakanlığımız arasında imzalanmış zaten. Tasarının gerekçesine göre: BM bünyesinde faaliyet gösteren kurulların Ankara'daki yerleşik bulunan birimlerinin yerleşim sorunlarına sürekli, kesin ve ekonomik çözüm getirilecekmiş. BM kurullarının ülkemizdeki yerleşim sorununun çözüme kavuşturulması, ülkemizin uluslararası toplum nezdinde görünürlüğünü artıracakmış.
Protokol ile Türkiye tarafından Ankara'nın İncek semtindeki Dışişleri Bakanlığına tahsisli alandaki yaklaşık 14 bin 500 metrekare büyüklüğündeki bir arazinin intifa hakkı BM kurullarına devredilecek ve amaca uygun bir bina yapımı için 22 milyon 85 bin TL de maddi katkı sağlanacak.
BM'ye arazi vereceğiz, istedikleri yönetim binasını da biz yapacağız. Hani şu Arakan'daki soykırımın son bulması çağrılarının yapıldığı günlerde; bu çağrıya kulak vermek yerine; BM Genel Sekreterinin İsrail'in ayağına giderek Netanyahu ile görüştüğü, BM yapısından bahsediyorum. Ya da Irak'ta, Libya'da ve Suriye'de Müslümanlar katledilirken küresel nutukların atıldığı BM'den bahsediyorum.
Bu protokol kanunlaşırsa; BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin de Ankara'ya yerleşmesinin önünü açmış olacağız. BM Kalkınma Ajansının her ne kadar kendi alanında yaptığı hizmetler olsa da üst şemsiyedeki BM'nin temel amacı ve küresel çıkarlarının dışına çıkması mümkün değildir. Bize göre BM Alt Komisyonları; BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin çıkarlarının "iklim, yoksullukla mücadele vs." renkli şeker adı altında yürütülmesidir. BM Kalkınma Ajansına Ankara'da 14.5 dönüm arazi tahsisi ve ofis inşası için de 22 milyon 85 bin TL de maddi yardım yapılıyor o kadar. Bunun BM Güvenlik Konseyi'nin Ankara'ya yerleşmesi ile ne ilgisi var? diyebilirsiniz. Protokoldeki "diğer" kelimesinin nasıl tehlikeli hukuksal sonuçlar doğurabileceğini, gerekçelerimizle birlikte bir sonraki yazımızda ele alalım.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021