Türkiye'nin potansiyeli var

Halinden memnun olan var mı? 
Mesela bu soruyu tarım kesimine sormuş olalım. 
Bu soruya doğru cevabı samimiyetle veren bir kişi kesinlikle 'hayır' der. Cevabın neden 'hayır' olacağı pazarlardaki fiyat etiketlerinde yazılı? 
Hatta diyebilirim ki, Tahtakale piyasasında şu an dolar ile patates rekabet halinde. Soğan ise euro'yu çoktan geçti. Artık yatırımcılar bundan sonra patates ve soğana yönelir herhalde.
Şaka bir yana, ülkemiz tarımı gerçekten acınacak durumda. Ama bu değişemez diye bir kural yok. 
15-20 yıl öncesine kadar kendi kendine yetebilen bir ülkeydik. 
Fakat her alanda olduğu gibi tarımda da ithalatçı konumuna düştük. 
Örnek verirsek:
Buğdayı; Rusya, Meksika ve Litvanya'dan,
Mısırı; Rusya ve Romanya'dan,
Çeltik ve pirinci; Rusya ve Kanada'dan,
Pamuğu; Amerika ve Türkmenistan'dan,
Kuru fasulyeyi; Kanada ve Arjantin'den,
Nohudu; Meksika ve Hindistan'dan,
Mercimeği; Kanada'dan,
Soyayı; Amerika, Ukrayna ve Uruguay'dan,
Ayçiçeğini; Moldova, Romanya ve Rusya'dan,
Patatesi; Suriye'den,
Sarımsağı; Çin'den,
Saman ve kuru yemi; Bulgaristan'dan,
Etlerimizi ise Sırbistan, Gürcistan, Belçika, Fransa, Polonya, Romanya, Letonya, İspanya ve Macaristan'dan ithal ediyoruz.
Kurban mevsimi yaklaşıyor. Biz Müslümanların kurbanlıkları da Uruguay'dan yola çıktı. Hadi hayırlısı?
Durum bu olmasına rağmen gerek tarım gerekse diğer önemli sorunlar hakkında maalesef tatmin edici bir çözüm adımı atılamamıştır. 
Hâlbuki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, hakkında 10 uluslararası kongre yapılan, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin tarım projeleri hayata geçirilmiş olsaydı, bu tablo yaşanmayacaktı. 
Türkiye'nin hem tarım potansiyeli büyük, hem iklimi müsait, hem de büyük bir genç işgücü potansiyeli var. Türkiye tarımda bir numara olabilir. 
Şu an Türkiye için zamanlama açısından bunu çok büyük fırsat olarak görüyorum.