Uluslararası Hukuk ve ABD -3-

Serimizin önceki yazılarında ABD'nin yapmış olduğu Uluslararası hukuk ihlallerini anlatmış ve çeşitli örnekler vermiştik. Bu yazımızda ise bu ihlallerin artık neden yapılamadığını ve değişen dünya düzenini ele alacağız. 
2003'teki Irak "katliamı" ABD'nin tek kutuplu dünya düzeninde gücünün zirveye ulaştığını tescil eden bir hadisedir.
Zira Uluslararası hukuk açıkça ihlal edilmiş ve harekâta gösterilen gerekçeler dünya kamuoyunca çok tepki almıştır.
İkinci yazımızda belirttiğimiz gibi bu tepkinin en önemli ayağı Uluslararası hukukçular tarafından yapılanlardır. Zira ABD'nin hukuku nasıl çiğnediği çok büyük bir kesimce ifade edilmiştir ancak her şeye rağmen ABD istediğini almıştır yani gücünü göstermiştir.
Saddam'ın idamı ardından anavatanına dönen ABD askeri bir daha böyle bir operasyona hiç çıkamayacağından habersizdir.
Hemen belirtelim ki, ABD bugün de dünya üzerindeki birçok devleti karıştıracak faaliyetlerde bulunuyor veya çeşitli milis güçler yoluyla istediği yerlere saldırıyor. Ancak burada önemli olan ABD üniformalı askerin sahada bulunamamasıdır. Bu politik açıdan çok önemli bir meseledir.
* * *
2005 ve takip eden yıllarda ekonomisi yükselişe geçen Rusya ve Çin dünyadaki güç politikalarını yerinden oynatmıştır.
Tek kutuplu ABD düzeni, Rusya ve Çin ekonomisinin büyük çıkışıyla yavaş yavaş 3 kutuplu bir hale evrilmiştir.
Uluslararası hukuk bakımından bunun en güzel örneğini Suriye meselesinde görebiliriz.
BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinden biri olan ve dolayısıyla konseyin aldığı müdahale kararını veto yetkisi bulunan Rusya, bunu yapmış ve ABD'nin BM üzerinden bölgeye "çökme" planını defetmiştir.
Bunun üstüne Esad yönetiminden davet alan Rusya, bölgeye askeri çıkartma yapmış ve karşısında ABD'nin beslediği YPG'yi ve IŞİD'i bulmuştur.
* * *
2013'te Duma meclisinde yapılan iktisat toplantısı ile Rusya'nın 2005'ten beri kısmen uyguladığı ve bu yükselişe geçmesinin sebebi olan MEM (Milli Ekonomi Modeli) tamamen kabul edilmiş ve Rusya mutlak refaha kapılarını tamamen açmıştır.
Çin devletinin de modeli kısmi olarak uyguladığı uzun yıllardır ortada olan bir gerçektir.
Hepimizin bildiği üzere Uluslararası düzlemdeki güç politikalarını belirleyen en önemli parametre ekonomidir. Rusya ve Çin bu engeli 2005'te yaptıkları MEM'e geçme hamlesiyle aşmışlar ve ABD'nin milenyumun başında sahip olduğu güce ortak olmuşlardır.
* * *
Bugünlerde Kore ile burun buruna gele Trump'ın seçilmesinde dahi Rusya'nın parmağı olduğu dünyayı meşgul eden söylentilerden biri.
Burada şu tespiti yapmamız çok önemlidir:
Rusya bunu yapmış olsun veya olmasın, artık insanlar Rusya'nın, ABD seçimlerine bu müdahaleyi yapabilecek güçte olduğuna inanmışlardır. Bu işin geldiği son noktadır diyebiliriz.
Bitirmeden belirtelim ki; ABD son dönemde çok güç kaybetmiş olsa da, MEM, kapitalizmin arkasına tekmeyi vurmuş olsa da, bu işin nihai çözümü tezin sahibinden geçer.
MEM'in püf noktalarını ve şifresini tam manasıyla bilen eser sahibi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş bu ülkede iktidar olduğu gün, Ülkemiz, Rusya ve Çin gibi büyüyecek, zamanla onları da geçecek ve kapitalizm tarihe düşülen bir not olmaktan ibaret olacaktır.
Rusya bunun farkında, Çin bunun farkında, BRICS ülkelerinin geri kalanları bunun farkında hatta ABD bunun farkında ancak bizim milletimiz anlamamakta hala direniyor!
Emin olun ki MEM'in tam uygulama bulduğu gün; bu veya başka bir gazetede, herhangi bir devletin yaptığı uluslararası hukuk ihlallerini, ben veya başka kimse yazmayacak. Daha doğrusu yazamayacak çünkü o zaman geldiğinde dünyanın bu ihlalleri yapmaya ihtiyacı olmayacaktır.