Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in hanesine yapılan ahlaksız saldırı sonucu yaşanan olaylardan dolayı kendilerine ve BTP camiasına geçmiş olsun diyorum. Şu anda hayat mücadelesi veren evlatlarımızın sağlıklarını kazanmaları ve aramıza dönmeleri için Allah'a (c.c) yalvarıyorum. Gösterdikleri davranışların tüm ülkeye birlik beraberlik yolunda bir ders olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.
Ülkenin bitmeyen sayısız problemleri ile uğraşılması gereken günler bizlerin önünde durmaktadır. Yıllarca Bizi emri altına almış, defalarca, iyi niyetimizi suiistimal etmiş, askerimizi dünyanın her yerinde kullandığı yetmemiş, halkımızla ordumuzu biri birine düşman etmiş, terörün en zalimleri, siyasetin en adileri ile ülkemizi ve halkımızı bölmeyi başarmış, ABD'den, hala kopamayan bir iktidardan bir ümidimiz olamaz.
Kırkpınar da peşrev yapıp herkesi heyecanlandıran ve sonra ilk turda elenen pehlivandan bir farkı yoktur. Son günlerde tüm peşinde koşulan, zaten boş hedeflerinden, AB üyeliği, BOP ve Haçlı seferlerinde ön cephede yer alma, Yeni Osmanlılık, olmadı yeni Türkiye, Dinlerarası Diyaloglar, ve hala devam eden eşdeğer, Kültürlerarası Diyaloglar, senelerce Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP camiasının çözümleri ile söylemekten yorulduğu problemleri çözeceği yerde ha bire hava atarak konuşmakla, hala nereye varacağını bilemeyen, sorumlulara sesleniyorum.
Çok geçmez en fazla birkaç hafta içinde tüm bu havalar bitecek, eski tas eski hamam, bahane hazır. Yeni ABD başkanına, Eski ABD başkanına idi benim tavrım, şimdi sana dayanamam. NATO benin dayanağım. Kırk az gelir istediğin üsleri kur ülke senin, halka sormaya gerek yok patron benim. BOP'lamaya devam denecektir?
AB'nin kapısında nasıl beklediğimizi bilmeyen var mı? Amma boş yere beklediğimizi söyleyen tek bilge insana, Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak vermeyenlere denecek bir söz bulamadım. Uygun bir sözü halkımızın söylemesi gereklidir.
AB'ye her türlü tavizi verenler, her türlü yalvarmayı yapanlar, Anayasamızı bile, iki imza ile Cumhuriyet Bayramı'nda, Papa'nın heykelinin altında, AB anayasasına teslim ederek geçersiz sayanlar, bu işi yaparken halka mı sormuşlardı ki, şimdi her türlü zarar ve kaybı millete yükleyerek kendilerini temize çıkarma peşine düşüyorlar!
AB'ye hayır veya evet demeyi halka soracaklarını söylüyorlar. KİMİ ÖLMÜŞ KİMİ HAYATTA tüm sorumlular elbette hesabını vereceklerdir. Aldatıldığımız belli olmuştur. Senelerce her olay için zamanında YETKİLİLER sözle, basınla, görsel medya ile, özel ekipler ile sürekli uyarılmışlardır. Her problem projelerle, delillerle, şahitlerle, kongre ve konferanslarla ve en yetkili birimlere çözümleri ile Prof. Dr. Haydar Baş tarafından verilmiştir.
Hiç kimsenin haberimiz olmadı, uyarılmadık, kandırıldık demek hakkı olamaz.
Artık başkan değişti gibi mazeretlerle ABD ilişkileri eskisi gibi olamayacak. Ancak elbette, normal ilişkiler her ülke için olması gerektiği gibi devam edecektir dememiz gereklidir. Olması gerekenin, bu karar olmasına rağmen, ABD'nin yanında kalma, ne yazık ki büyük ihtimalle ve sudan bahanelerle devam edecek zannındayım.
ABD devletimizi öyle bir örümcek ağı ile kapladı ki, aksi davranıldığında her türlü şantaj ile kişileri elinde oynatabilecek dokümana sahiptir.
Vatan için kendini düşünmeyecek, zararın neresinden dönersek kardır diyecek, cesur idarecilere ihtiyaç vardır. Yoksa MİLLİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZ DİNİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZ olarak düşünülmezse kölelik kapıdadır. Elbet başından beri AB'ye hayır, ABD'ye hayır, Tam Bağımsız Türkiye diyen BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ, milletimizin bir bütün ve bağımsız olarak kalması için Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve elemanları ile bu yolda yılmadan çalışacaktır.
Yalanın, iftiranın ahlaksızlığın, kanunsuzluk ve huzursuzluğun, kaybolan inancın sonucu olduğunun bilinmesi şarttır. Allah (c.c) korkusunun olmadığı yerde, devlet olmaz.
Ülkenin bitmeyen sayısız problemleri ile uğraşılması gereken günler bizlerin önünde durmaktadır. Yıllarca Bizi emri altına almış, defalarca, iyi niyetimizi suiistimal etmiş, askerimizi dünyanın her yerinde kullandığı yetmemiş, halkımızla ordumuzu biri birine düşman etmiş, terörün en zalimleri, siyasetin en adileri ile ülkemizi ve halkımızı bölmeyi başarmış, ABD'den, hala kopamayan bir iktidardan bir ümidimiz olamaz.
Kırkpınar da peşrev yapıp herkesi heyecanlandıran ve sonra ilk turda elenen pehlivandan bir farkı yoktur. Son günlerde tüm peşinde koşulan, zaten boş hedeflerinden, AB üyeliği, BOP ve Haçlı seferlerinde ön cephede yer alma, Yeni Osmanlılık, olmadı yeni Türkiye, Dinlerarası Diyaloglar, ve hala devam eden eşdeğer, Kültürlerarası Diyaloglar, senelerce Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP camiasının çözümleri ile söylemekten yorulduğu problemleri çözeceği yerde ha bire hava atarak konuşmakla, hala nereye varacağını bilemeyen, sorumlulara sesleniyorum.
Çok geçmez en fazla birkaç hafta içinde tüm bu havalar bitecek, eski tas eski hamam, bahane hazır. Yeni ABD başkanına, Eski ABD başkanına idi benim tavrım, şimdi sana dayanamam. NATO benin dayanağım. Kırk az gelir istediğin üsleri kur ülke senin, halka sormaya gerek yok patron benim. BOP'lamaya devam denecektir?
AB'nin kapısında nasıl beklediğimizi bilmeyen var mı? Amma boş yere beklediğimizi söyleyen tek bilge insana, Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak vermeyenlere denecek bir söz bulamadım. Uygun bir sözü halkımızın söylemesi gereklidir.
AB'ye her türlü tavizi verenler, her türlü yalvarmayı yapanlar, Anayasamızı bile, iki imza ile Cumhuriyet Bayramı'nda, Papa'nın heykelinin altında, AB anayasasına teslim ederek geçersiz sayanlar, bu işi yaparken halka mı sormuşlardı ki, şimdi her türlü zarar ve kaybı millete yükleyerek kendilerini temize çıkarma peşine düşüyorlar!
AB'ye hayır veya evet demeyi halka soracaklarını söylüyorlar. KİMİ ÖLMÜŞ KİMİ HAYATTA tüm sorumlular elbette hesabını vereceklerdir. Aldatıldığımız belli olmuştur. Senelerce her olay için zamanında YETKİLİLER sözle, basınla, görsel medya ile, özel ekipler ile sürekli uyarılmışlardır. Her problem projelerle, delillerle, şahitlerle, kongre ve konferanslarla ve en yetkili birimlere çözümleri ile Prof. Dr. Haydar Baş tarafından verilmiştir.
Hiç kimsenin haberimiz olmadı, uyarılmadık, kandırıldık demek hakkı olamaz.
Artık başkan değişti gibi mazeretlerle ABD ilişkileri eskisi gibi olamayacak. Ancak elbette, normal ilişkiler her ülke için olması gerektiği gibi devam edecektir dememiz gereklidir. Olması gerekenin, bu karar olmasına rağmen, ABD'nin yanında kalma, ne yazık ki büyük ihtimalle ve sudan bahanelerle devam edecek zannındayım.
ABD devletimizi öyle bir örümcek ağı ile kapladı ki, aksi davranıldığında her türlü şantaj ile kişileri elinde oynatabilecek dokümana sahiptir.
Vatan için kendini düşünmeyecek, zararın neresinden dönersek kardır diyecek, cesur idarecilere ihtiyaç vardır. Yoksa MİLLİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZ DİNİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZ olarak düşünülmezse kölelik kapıdadır. Elbet başından beri AB'ye hayır, ABD'ye hayır, Tam Bağımsız Türkiye diyen BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ, milletimizin bir bütün ve bağımsız olarak kalması için Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve elemanları ile bu yolda yılmadan çalışacaktır.
Yalanın, iftiranın ahlaksızlığın, kanunsuzluk ve huzursuzluğun, kaybolan inancın sonucu olduğunun bilinmesi şarttır. Allah (c.c) korkusunun olmadığı yerde, devlet olmaz.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017