'Beyaz yakalılar' strese daha yatkın
İş yaşamında bedensel çalışmadan çok, zihinsel üretim yapan gruba günümüzde 'beyaz yakalılar' denildiğini belirten Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, bu kişilerin iş hayatında strese daha yatkın olduklarını söyledi.
10.11.2016 00:00:00
Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, beyaz yakalı grubun işinin gereği olarak daha teknolojiye bağımlı olduğunu belirterek, "Beyaz yakalı grup memurdan genel müdüre kadar uzanan, esasen masa başı işler yapan kişilerdir. Beyaz yakalı grup, işinin gereği olarak daha teknolojiye bağımlıdır. Üretim planlama, mühendislik, üretim yönetimi, laboratuvar, kalite yönetim ve kontrol, araştırma-geliştirme, pazarlama ve satış gibi birçok alanda çalışan bu grup, diğer çalışan gruplar gibi psikolojik risklerle karşı karşıyadır" dedi.
Beyaz yakalıların genelde iyi eğitim görmüş, yabancı dil bilen, görece daha fazla kazanan, işlerinde daha hırslı bir grup olarak tanımlandığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Üney, beyaz yakalıların psikolojisini zorlayan 12 sorunu şöyle sıraladı: "Sürekli Çalışma: Çalışanların, günlük ve haftalık çalışma saatleri belirlidir. Ancak beyaz yakalılar için, bir farklılık vardır. Bitirilmesi gereken bir proje için geç saatlere kadar çalışma, tatilde deniz kenarında ya da gecenin bir saati gelen maile yanıt verme, bu sınırları bozar.
Hedef Baskısı: Bugün belki birçok iş alanında, bu durum söz konusudur. Ancak beyaz yakalılar için hedefin gerçekleşmemesi ile işten atılması arasındaki süreç çok kısadır. Bu yoğun stres kişinin psikolojik dengesini çok zorlar.
Kariyer Hedefi: Birçok kişi çalışma hayatına girdiğinde, kariyer zorlamasıyla karşı karşıyadır. Kariyer hedefleri, şirketler için istenen bir durumdur. Böylece, kişinin verimliliğini artırmak isterler. Kişi sürekli yeni ve daha yukarıda bir pozisyon için kendini hazır tutar. O yönde düşünür ve çalışır. Bu durum; eş pozisyonda olan kişiyle rekabet nedeniyle, ilişkileri olumsuz yönde etkiler. Aynı konumda uzun süre devam etmek, iş hayatının sona ereceği ile ilgili baskı oluşturur. Yani sürekli yukarıya bakmak; olduğu durumun keyfini ve imkanlarını yaşamaktan, kişiyi alıkoyar. Bunun sonucu olarak yakın ilişkiler yerini, samimiyetten uzak ve yapay ilişkilere çevirir.
Rekabet: Birçok iş alanında ekip çalışması işleri kolaylaştırır. Ancak beyaz yakalılarda hem ekip olarak çalışma, hem de rekabetin aynı anda var olması zorlayıcı bir durumdur. Şirketler bunu sağlamak için çalışanların ekip çalışması ile ilgili seminere katılmalarını isterler.
Sosyalleşme Sorunları: İş hayatının yoğunluğu ve stresi kişiyi yorar. Sosyal yaşantı, kişi için koruyucudur. Ne yazık ki bu alanda da sorun vardır. Yoğun iş temposu zamanla kişiyi sosyal gruplarından koparır. Sosyal alan olarak iş çevresindeki arkadaşları kalır. Ancak onlarla olan ilişki; hem rekabet hem de hiyerarşi durumları nedeniyle içtenlikten uzak bir hal almıştır. Onlarla sosyalleşmesi; işyerinde geçirdiği bir günden farklı olmayacak, bu da kendisini rahatlatmayacaktır. İHA
Beyaz yakalıların genelde iyi eğitim görmüş, yabancı dil bilen, görece daha fazla kazanan, işlerinde daha hırslı bir grup olarak tanımlandığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Üney, beyaz yakalıların psikolojisini zorlayan 12 sorunu şöyle sıraladı: "Sürekli Çalışma: Çalışanların, günlük ve haftalık çalışma saatleri belirlidir. Ancak beyaz yakalılar için, bir farklılık vardır. Bitirilmesi gereken bir proje için geç saatlere kadar çalışma, tatilde deniz kenarında ya da gecenin bir saati gelen maile yanıt verme, bu sınırları bozar.
Hedef Baskısı: Bugün belki birçok iş alanında, bu durum söz konusudur. Ancak beyaz yakalılar için hedefin gerçekleşmemesi ile işten atılması arasındaki süreç çok kısadır. Bu yoğun stres kişinin psikolojik dengesini çok zorlar.
Kariyer Hedefi: Birçok kişi çalışma hayatına girdiğinde, kariyer zorlamasıyla karşı karşıyadır. Kariyer hedefleri, şirketler için istenen bir durumdur. Böylece, kişinin verimliliğini artırmak isterler. Kişi sürekli yeni ve daha yukarıda bir pozisyon için kendini hazır tutar. O yönde düşünür ve çalışır. Bu durum; eş pozisyonda olan kişiyle rekabet nedeniyle, ilişkileri olumsuz yönde etkiler. Aynı konumda uzun süre devam etmek, iş hayatının sona ereceği ile ilgili baskı oluşturur. Yani sürekli yukarıya bakmak; olduğu durumun keyfini ve imkanlarını yaşamaktan, kişiyi alıkoyar. Bunun sonucu olarak yakın ilişkiler yerini, samimiyetten uzak ve yapay ilişkilere çevirir.
Rekabet: Birçok iş alanında ekip çalışması işleri kolaylaştırır. Ancak beyaz yakalılarda hem ekip olarak çalışma, hem de rekabetin aynı anda var olması zorlayıcı bir durumdur. Şirketler bunu sağlamak için çalışanların ekip çalışması ile ilgili seminere katılmalarını isterler.
Sosyalleşme Sorunları: İş hayatının yoğunluğu ve stresi kişiyi yorar. Sosyal yaşantı, kişi için koruyucudur. Ne yazık ki bu alanda da sorun vardır. Yoğun iş temposu zamanla kişiyi sosyal gruplarından koparır. Sosyal alan olarak iş çevresindeki arkadaşları kalır. Ancak onlarla olan ilişki; hem rekabet hem de hiyerarşi durumları nedeniyle içtenlikten uzak bir hal almıştır. Onlarla sosyalleşmesi; işyerinde geçirdiği bir günden farklı olmayacak, bu da kendisini rahatlatmayacaktır. İHA