Kış aylarının en büyük tehdidi
'Gece soba yakmayın'
Gece yakılan sobaların ölümle sonuçlanan olaylara zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Cem Ertan, "Biz bu hatalardan çok ders çıkarıyor gibi görünmüyoruz. Canlı yanmanın sona erdiği ve lodos gibi ters rüzgârın olduğu bir gecede karbonmonoksit gazı salınması daha da artıyor. Kişiler zaten uykuda olduğu için tatsız, kokusuz hiçbir uyarı vermeyen karbonmonoksidi solumaya devam ediyor. Uykuları daha da derinleşiyor ve ne yazık ki artık kanlarında hiç oksijen kalmayana kadar karbonmonokside maruz kalıyor ve bir nevi boğularak hayatını kaybediyor" diye konuştu. Doç. Dr. Ertan, soba yakılan evlerde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: "Sobalara iyi havalandırma sistemi kurulmalı ve iyi kalite kömür kullanılmalıdır. Bacaların temizliğinin düzenli yapılması gerekiyor. İhmalkar davranmak, can kaybıyla sonuçlanabilen hataların başında gelir. Soba yakılacaksa ucuz kömür kullanılmamalı. Hayatımız o kadar ucuz olmamalı. Daha uyanık olmalıyız. Karbonmonoksit gazına maruz kalındığı şüphesi varsa, kendi kendine geçmesini beklemeden hastanelerin acil servislerine başvurulmalıdır."
'Ayran fayda etmez'
Karbonmonoksit zehirlenmesinin solunum yoluyla meydana geldiğini kaydeden Doç. Dr. Cem Ertan, "Duş aldırmanın, el ve yüz yıkamanın faydası yoktur. Zehirlenen kişiye yoğurt yedirmenin, ayran içirmenin veya kişiyi kusturmaya çalışmanın yararı olmamaktadır. Aksine zararı vardır. Bu durumdaki kişileri, bilinci bulanık olduğu için zorla kusturmaya çalışmak, son derece asidik olan mide içeriğinin akciğerlere kaçıp kişinin ölümüne bile neden olduğu unutulmamalıdır. Böyle bir durumda karbonmonoksit zehirlenmesiyle uğraşan kişi aynı anda akciğerdeki ölümcül hasarla uğraşmak zorunda kalıyor. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey 112'yi aramaktır" ifadelerini kullandı. İHA