Uçakla seyahatte bunlara dikkat
Özellikle çocukların uçakta iniş ve kalkışlarda basınç değişikliğine hassas olduğunu anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, "Bu konuda koruyucu önlem olarak yutkunmalarını sağlamak için içecek ve yiyecek verilmesi, sadece anne sütü alan bebeklerde ise emzirmeleri önerilmektedir. Büyüklerde dış kaynaklı yüz ağrısı hava basınç değişikliğinde çıkabilir. Astım, Amfizem, Kistik fibrozisli ve yakın zamanda (3 hafta gibi) akciğer zarı yırtılması geçirmiş kişilerin mümkünse başka bir ulaşım aracını seçmeleri önerilmelidir. Kansızlığı bulunan (Sickle-cell anemili, Hgb değeri 8 mm/dl altında olanlar gibi) hastalar kabin oksijen basıncındaki ani değişikliklerden kolaylıkla etkilenebilirler. Bu kişilerin, kabin basıncı iyi ayarlanmayan uçaklarla yolculuklarında mutlaka oksijen tüpü taşımaları veya uçaklarda bu gibi durumlar için bulundurulan tüplere uçuş öncesi ulaşmaları sağlanmalıdır" dedi.
Herhangi bir operasyon geçiren hastaların iki haftadan önce uçakla yolculuk yapmaması gerektiğini kaydeden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, "Barsak gazları uçuş yüksekliğine bağlı olarak yüzde 50'ye yakın genişleyebilir. Bu durum uçuş sırasında kalın barsağı operasyonla karın duvarına bağlanmış olan hastaların geniş dışkı torbası kullanmalarını gerektirmektedir.
Kural olarak Myokard infarktüsü (kalp krizi) geçirmiş hastaların 3-6 hafta içinde uçak yolculuğu yapmaları sakıncalıdır.
Bir çok havayolu firması için sınır 6 haftadır ve bu süreden önceki hastaları kabul etmezler ve daha önceki uçuşlar içinde mutlak kardiyolog raporu istemektedirler. Hafif hipertansiyon, basınç ve oksijen değişikliklerinden etkilenmez. Fakat uçuş stresinden kaynaklanan aşırı heyecanlanmalara bağlı etkilenmeler olabilir. Bu durumu önlemek içinde uçuş öncesi doktor tavsiyesi ile sakinleştirici almaları önerilebilir. Kalp pili eski tip olanları havaalanlarındaki güvenlik sistemlerinden etkilenmekte ve ritim bozukluklarına yol açarken, yeni tipleri herhangi bir sorun oluşturmamaktadır" diye konuştu.