Binali Yıldırım hükümet programını açıklarken, malumun ilâmı olan, tek adam yönetimine imkân verecek yeni anayasadan söz etti.
"Yeni anayasa" ile kastedilen nedir?
Yürürlükteki 1982 Anayasası'nda kapsamlı bir değişiklik mi, yoksa mevcut anayasayı yürürlükten kaldırıp, yeni bir anayasa yapılması mı amaçlanmaktadır?
Peşinen şunu söyleyelim; devlet yönetiminde ve toplum hayatında anayasa kurtarıcı belge değildir.
Evrensel hukuk koşullarına uyulması koşulu ile anayasal düzenlemeler yapılabilir, ancak anayasa ilke ve kurumlarını bir kurtarıcı gibi görmek yanlış bir yaklaşımdır. Devlet, devlet gibi yönetilmedikçe ve her alanda demokrasi bilinci yerleşmedikçe hiçbir anayasa çare olmaz.
Günümüzde yaşanan her türlü sorunun kaynağını mevcut anayasal sistemde arayan anlayış, Erdoğan ve iktidarının bu alandaki sorumluluklarını, yönetim aczini gizleme ve buna sığınma çabasıdır.
Mızrak çuvala sığmaz; Tayyip Erdoğan, anayasal sistemi değiştirip tek adam yönetimine kılıf aramakta ve teksesli AKP korosu da çıkar ve korku belası aynı şarkıyı tekrarlayıp durmaktadır.
Başta Tayyip olmak üzere siyasal iktidar, anayasayı ihlâl ettiklerini itiraf etmekte, bu haksız eylemlerini yeni anayasa(!) ile meşru(!) zemine taşımak niyetlerini hükümet programında açıklamaktadırlar.
AKP kuşatmasındaki yasama organının, yani TBMM'nin yeni anayasa yapma yetkisi yoktur.
Yeni bir anayasanın ortaya çıkması iki şekilde olmaktadır. Bunlardan biri yeni bir devletin kurulması, diğeri de var olan bir devletin kuruluşunu yenilemesidir.
Devlet kurmak, anayasa yapmak demektir. Yeni bir devletin kurulmasına örnek olarak, 1787'de ABD'nin, 1949'da Pakistan devletinin kurulması gösterilebilir. Bu devletlerin anayasaları ilk anayasalarıdır. Var olan devletin kuruluşunu yenilemesi, çoğu kez "devrim" ile olur. Buna 1917'den sonra Rusya örnek olarak gösterilebilir. Devrimin yapıldığı ülke ilk anayasasını yapmamaktadır. Devrimlerle eski hukuk düzeni yerine yeni bir hukuk düzeni konulmaktadır.
Bizde Cumhuriyetin ilânı ile TBMM, kurucu asli irade olarak 1924 Anayasası'nı yapmıştır. 27 Mayıs 1960 devrimi sonucu oluşturulan "Kurucu Meclis" 1961 Anayasası'nı yapmıştır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında teşkil edilen "Kurucu Meclis" yürürlükteki 1982 Anayasası'nı düzenlemiştir.
Şu andaki Meclis kurucu asli irade olmayıp kurulu bir Meclis'tir ve yeni bir anayasa yapamaz. Anayasa'nın 175. maddesine göre, ancak anayasa değişikliği yapma yetkisine sahiptir.
Anayasa değişikliğinde de şekil şartlarına uymak zorundadır. Anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini hüküm altına alan 4. madde, teklif yasağı ilkesini şekil şartı olarak vaaz etmiştir. Buna aykırı değişiklik 148. maddeye göre Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir.
"Yeni anayasa" ile kastedilen nedir?
Yürürlükteki 1982 Anayasası'nda kapsamlı bir değişiklik mi, yoksa mevcut anayasayı yürürlükten kaldırıp, yeni bir anayasa yapılması mı amaçlanmaktadır?
Peşinen şunu söyleyelim; devlet yönetiminde ve toplum hayatında anayasa kurtarıcı belge değildir.
Evrensel hukuk koşullarına uyulması koşulu ile anayasal düzenlemeler yapılabilir, ancak anayasa ilke ve kurumlarını bir kurtarıcı gibi görmek yanlış bir yaklaşımdır. Devlet, devlet gibi yönetilmedikçe ve her alanda demokrasi bilinci yerleşmedikçe hiçbir anayasa çare olmaz.
Günümüzde yaşanan her türlü sorunun kaynağını mevcut anayasal sistemde arayan anlayış, Erdoğan ve iktidarının bu alandaki sorumluluklarını, yönetim aczini gizleme ve buna sığınma çabasıdır.
Mızrak çuvala sığmaz; Tayyip Erdoğan, anayasal sistemi değiştirip tek adam yönetimine kılıf aramakta ve teksesli AKP korosu da çıkar ve korku belası aynı şarkıyı tekrarlayıp durmaktadır.
Başta Tayyip olmak üzere siyasal iktidar, anayasayı ihlâl ettiklerini itiraf etmekte, bu haksız eylemlerini yeni anayasa(!) ile meşru(!) zemine taşımak niyetlerini hükümet programında açıklamaktadırlar.
AKP kuşatmasındaki yasama organının, yani TBMM'nin yeni anayasa yapma yetkisi yoktur.
Yeni bir anayasanın ortaya çıkması iki şekilde olmaktadır. Bunlardan biri yeni bir devletin kurulması, diğeri de var olan bir devletin kuruluşunu yenilemesidir.
Devlet kurmak, anayasa yapmak demektir. Yeni bir devletin kurulmasına örnek olarak, 1787'de ABD'nin, 1949'da Pakistan devletinin kurulması gösterilebilir. Bu devletlerin anayasaları ilk anayasalarıdır. Var olan devletin kuruluşunu yenilemesi, çoğu kez "devrim" ile olur. Buna 1917'den sonra Rusya örnek olarak gösterilebilir. Devrimin yapıldığı ülke ilk anayasasını yapmamaktadır. Devrimlerle eski hukuk düzeni yerine yeni bir hukuk düzeni konulmaktadır.
Bizde Cumhuriyetin ilânı ile TBMM, kurucu asli irade olarak 1924 Anayasası'nı yapmıştır. 27 Mayıs 1960 devrimi sonucu oluşturulan "Kurucu Meclis" 1961 Anayasası'nı yapmıştır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında teşkil edilen "Kurucu Meclis" yürürlükteki 1982 Anayasası'nı düzenlemiştir.
Şu andaki Meclis kurucu asli irade olmayıp kurulu bir Meclis'tir ve yeni bir anayasa yapamaz. Anayasa'nın 175. maddesine göre, ancak anayasa değişikliği yapma yetkisine sahiptir.
Anayasa değişikliğinde de şekil şartlarına uymak zorundadır. Anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini hüküm altına alan 4. madde, teklif yasağı ilkesini şekil şartı olarak vaaz etmiştir. Buna aykırı değişiklik 148. maddeye göre Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023