HZ. ÖMER'İN MESULİYETİ
Emirül-Mü'minin Hz. Ömer halife olmuştu... Ashaptan Ebu Ubeyde hazretleri O'nu ziyarete gitti. Hazreti Ömer'in huzuruna çıktığında O'nu ağlar vaziyette bulup sebebini sordu. «Ey mü'minlerin halifesi! Seni ağlatan nedir? Bir çaresi varsa halline çalışalım» dediğinde hazreti Ömer (r.a.) şöyle buyurdu:
«Ya Eba Ubeyde ben ağlamayayım da kim ağlasın? Öyle ağır bir yükün altına girdim ki Dicle kenarında bir oğlağın ayağı kırılsa benden soruIacak... Önce Allah (c.c.) hazretlerine kendi nefsimin, daha sonra da mükellef bulunduğum hükmüm altındakilerin hesabını vereceğim. Ben ağlamayayım da kim ağlasın?»
ANA HAKKI ÖDENEMEZ
Devri Nebevi'de bir sahabi , Resulü Ekrem Efendimizin huzuruna varıp: "Ya Resulallah: Annem ihtiyarladı... Ben onun ekmeğini kendi elimle hazırlayıp yediriyorum. Abdestini kendim aldırıyor, namaz kılması için seccadesinin üzerine sırtımda götürüyorum; Hatta her istediği yere sırtımda götürüyorum, hiçbir yere yürümeye takatı kalmadı. Acaba evlatlık hakkını yerine getirebildim mi?" diye sordu. Sevgili Peygamberimiz, ona «Sen analık hakkının yüzde birini bile ödemiş değilsin»buyurdu. Sahabi hayret etmişti.. «Niçin ey Allah'ın Resulü!» diye sormaktan kendini alamadı...
Serveri Kainat Efendimiz şöyle anlattılar. «Annen seni karnında taşıdıktan sonra bir de sen büyüsün diye elinden gelen hizmeti eksiksiz yapıyordu. Nitekim senin altını temizleyerek, sırtını yıkayarak, her türlü, meşakkata katlanarak seni büyüttü. Yani sen büyüsün diye sana bakıyordu. Sense annenin ölmesini bekleyerek ona hizmet ediyorsun... Böylece hakkını tam ödemiş sayılmazsın!... Lakin bu kadar hizmet etmekle de büyük mükafat kazanırsın» buyurdular.
PARMAKLARINDAN FIŞKIRAN SU
Enes (ra) anlatıyor: Peygamber aleyhisselamı ikindi namazının yaklaştığı bir sırada gördüm. Abdest için su aradılar, fakat bulamadılar. Nihayet kendisine içinde bir miktar su olan bir kap getirdiler. Allah'ın Resulü mübarek elini bu kabın içine koydu ve insanlara bu sudan abdest almalarını söyledi. Bu arada Peygamber aleyhisselamın parmakları arasından su fışkırdığını görmüştüm. Orada bulunan kimselerin hepsi hatta bunlardan sonra bile abdest alaınlar oldu.
Enes radıyallahü anh bir soru üzerine, orada bulunup abdest alanlann sayısının üç yüz civarında olduğunu söylemiştir.
Emirül-Mü'minin Hz. Ömer halife olmuştu... Ashaptan Ebu Ubeyde hazretleri O'nu ziyarete gitti. Hazreti Ömer'in huzuruna çıktığında O'nu ağlar vaziyette bulup sebebini sordu. «Ey mü'minlerin halifesi! Seni ağlatan nedir? Bir çaresi varsa halline çalışalım» dediğinde hazreti Ömer (r.a.) şöyle buyurdu:
«Ya Eba Ubeyde ben ağlamayayım da kim ağlasın? Öyle ağır bir yükün altına girdim ki Dicle kenarında bir oğlağın ayağı kırılsa benden soruIacak... Önce Allah (c.c.) hazretlerine kendi nefsimin, daha sonra da mükellef bulunduğum hükmüm altındakilerin hesabını vereceğim. Ben ağlamayayım da kim ağlasın?»
ANA HAKKI ÖDENEMEZ
Devri Nebevi'de bir sahabi , Resulü Ekrem Efendimizin huzuruna varıp: "Ya Resulallah: Annem ihtiyarladı... Ben onun ekmeğini kendi elimle hazırlayıp yediriyorum. Abdestini kendim aldırıyor, namaz kılması için seccadesinin üzerine sırtımda götürüyorum; Hatta her istediği yere sırtımda götürüyorum, hiçbir yere yürümeye takatı kalmadı. Acaba evlatlık hakkını yerine getirebildim mi?" diye sordu. Sevgili Peygamberimiz, ona «Sen analık hakkının yüzde birini bile ödemiş değilsin»buyurdu. Sahabi hayret etmişti.. «Niçin ey Allah'ın Resulü!» diye sormaktan kendini alamadı...
Serveri Kainat Efendimiz şöyle anlattılar. «Annen seni karnında taşıdıktan sonra bir de sen büyüsün diye elinden gelen hizmeti eksiksiz yapıyordu. Nitekim senin altını temizleyerek, sırtını yıkayarak, her türlü, meşakkata katlanarak seni büyüttü. Yani sen büyüsün diye sana bakıyordu. Sense annenin ölmesini bekleyerek ona hizmet ediyorsun... Böylece hakkını tam ödemiş sayılmazsın!... Lakin bu kadar hizmet etmekle de büyük mükafat kazanırsın» buyurdular.
PARMAKLARINDAN FIŞKIRAN SU
Enes (ra) anlatıyor: Peygamber aleyhisselamı ikindi namazının yaklaştığı bir sırada gördüm. Abdest için su aradılar, fakat bulamadılar. Nihayet kendisine içinde bir miktar su olan bir kap getirdiler. Allah'ın Resulü mübarek elini bu kabın içine koydu ve insanlara bu sudan abdest almalarını söyledi. Bu arada Peygamber aleyhisselamın parmakları arasından su fışkırdığını görmüştüm. Orada bulunan kimselerin hepsi hatta bunlardan sonra bile abdest alaınlar oldu.
Enes radıyallahü anh bir soru üzerine, orada bulunup abdest alanlann sayısının üç yüz civarında olduğunu söylemiştir.