Herhangi bir hususta karar vermeden önce iyice düşünen, ehil kişilere danışan karar verdikten sonra ne pahasına olursa olsun karan tahakkuk ettirmek için çalışan azim sahibi bir padişahtır.Sefere çıkmadan önce, sefere çıkacağı ülkeler hakkında geniş çapta araştırma yaptırması kendisine büyük zaferler kazandırmıştır. Mısır'ın fethinden evvel Müverrih İbn Tağribirdi'nin "Al-Nucûm a-zâhira" adlı eserini Türkçeye tercüme ettirmiştir.Yavuz Sultan Selim 8 yıllık idaresi esnasında devletin hudutlarını Asya, Avrupa ve Afrika'da binlerce kilometrekare genişletmiştir. Vefatı anında Devletin üç kıtada yüz ölçümü; Avrupa'da 1.702.000 km2, Asya'da 1.905.000 km2 Afrika'da 2.950.000 km2 olmak üzere toplam 6.577.000 km2'ye ulaşmıştı...İslâm âleminde birliği temin ettikten sonra, Batıya yönelen Yavuz'un Avrupa üzerine çıktığı sefer-i Hümayun esnasında sırtından çıkan "Şirpençe" çıbanı yüzünden hastalanmış ve Çorlu ile Uğraş nahiyesi arasındaki Sırt köyünde Beka âlemine göçmüştür.Son ânlarıVefatından önceki hali, bu şanlı padişahın şahsiyyetini gösteren canlı bir misaldir. Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkma anının geldiğini hisseden Yavuz, nedimi Hasan Can'dan Yasin suresini okumasını istemiştir. İlk okuyuşa kendisi de iştirak etmiş, ikinci okuyuşta "Selâmım kavlen min Rabbirrahîm" âyeti okunurken ruhunu Rahmana teslim etmiştir.Son nefesinden önce Hasan Can'ın "Cenab-ı Hakk'la birlikte olmak anının geldiğini" söylemesi üzerine: "Bizi kiminle bilürdün" sözü Yavuz'u fazla tafsilata lüzum kalmadan tanıtan veciz bir cümledir...Vefatını müteakip, şimdiki Yavuz Selim semtinde, Yavuz Selim Camii bahçesinde Kanûnî'nin yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.Bu şanlı büyüğümüzü hürmetle yâdedip Cenab-ı Hak'tan rahmet dilerken mevzuu Yahya Kemal'in 16. asır Türkçesiyle, Yavuz Sultan Selim'in vefatı hakkında yazdığı "Rıhlet" şiiriyle noktalayalım. Şöyle diyor Yahya Kemal "Rıhlet" şiirinde: Bir gün çalındı nevbet-i takdir rıhleteUkbâda yol göründü Huda'dan bu daveteDoldukça doldu gözleri eşk-î firak ileKudretlü pâdişâh veda etti milleteTevhîd maksadıyle geçirmişti ömrünüRefetti ermegaanını dergâh-ı vahdeteRay âtı gölgesinde fedâ-yı hayât edenErvaha pişdar olarak girdi cenneteYekser riyâz-ı huld-i berin oldu cilvegâhHer cenkten getirdiği binlerce râyeteDîdâr-ı Fahr-ı Âlem'i görmekti gaayesiGark-ı huşu' çıktı huzûr-ı RisâleteAlnında öptü fahrederek Fahr-ı KâinatŞâbâş sundu sarfedilen bunca himmeteDîvân-ı Hak'da mağfiret-i Kirdigâr'danŞâyeste gördü cürm ü günâhın şefaateDür olmasıyle böyle büyük pâdişâhdanGarkoldu nâs mâtem-i bî-hadd ü gaayeteYer yer misâl-i bîd-i hazân oldu tuğlarSultan Selim'e girye-künân oldu tuğlar