Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninde başörtülü şehit annesinin, kızının mezuniyet sevincini paylaşmak isteği "çağdışı" bir şekilde engellenince bir anda bütün dikkatler Türkiye'de 7 yıldır uygulanmakta olan başörtüsü yasağı konusuna kaydı. Aslında bu olayın zamanlaması Avrupa Birliği'ndeki gelişmeler de dikkate alındığı zaman oldukça anlamlı. Normal şartlarda üniversitelerdeki mezuniyet törenlerinde benzer görüntüler sıkça yaşanıyordu. Ne olduysa Atatürk Üniversitesi'ndeki Rektör Sütbeyaz'ın "çağdışı" uygulaması bir anda bütün medyada, hele hele hiç adeti olmamasına rağmen 28 Şubatçı medyada da haddinden fazla yer aldı. Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "aşırı abartılmış" açıklaması da eklenince konu iyice alevlendi. Bir anda Türkiye, Avrupa'nın attığı kazığı unutup, başörtüsü meselesine kilitlendi. Buraya kadar anlattıklarımızı sıradan bir komplo teorisi olarak görenler çıkabilir. Ve sanki başörtüsü yasağının çözülmesini istemiyormuşuz gibi algılayanlar da olabilir. Kesinlikle hayır, Türkiye'de uygulanan bu haksız yasağın kaldırılmasını en başta isteyenlerden birisiyim. Fakat şurayı unutmamak gerekiyor. Türkiye'de bu tartışma üzerinden kimlerin müstefid olduğunu ve bunun yasağa gerçekten bir çözüm bulmanın ötesinde yasağı daha da kalıtsallaştıran yüzeysel bir göz boyama oyunu olduğunu iyi görmek gerekiyor. Medyanın yeni başlattığı tartışmaya göre, Türkiye'de "eşarp" ile "türban" arasındaki fark iyice anlaşılmış. Ve asker eşarba değil de türbana karşıymış!Bunlar laf-ı güzaf. Ne türban, ne eşarp; ortada tek bir vak'a var o da başörtüsü. Büyükanıt paşanın eşarp açıklamasının ardından önceki gün de GATA'daki mezuniyet törenine başörtülü velilerin alınmasıyla birlikte bazı haber ajansları ve internet siteleri "28 Şubat resmen sona erdi" şeklinde oldukça garip analizler yapmaya başladılar.Bir zamanlar "1000 yıl daha devam edeceği" belirtilen 28 Şubat süreci bir anda nasıl oldu da, GATA'daki mezuniyet törenine başörtülü velilerin alınmasıyla resmen sona erdi. Burada altını kalın çizgilerle çizmemiz gereken hususlar bulunuyor. Benzer bir olay geçtiğimiz aylarda Genelkurmay'da da yaşanmıştı. Oraya da başörtülü insanlar alınmış ve bizzat Genelkurmay Başkanı tarafından kabul edilmişlerdi. O gün sona ermeyen 28 Şubat, neden bugün sona eriyor?Daha düne kadar başörtüsüyle ilgili en ufak gelişmelere diş bileyerek yaklaşan Türk medyası neden bu olaylara balıklama atlayarak sahip çıkıyor? Burada şüphelenmek en doğal hakkımız.Bütün bu gelişmelerin Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretiyle alakalı olduğu yönünde ortalıkta dolaşan çok ciddi bilgiler bulunuyor. Bu bilgilere göre, Erdoğan, ABD Başkanı Bush'a verdiği "Amerikan karşıtlığını giderme" sözünün karşılığında başörtüsü yasağıyla ilgili halkın gözünü boyayacak bazı taleplerde bulunmuş. Amerika da, bu konuyla ilgili sözler vermiş. Ve hatta "devrim taciri" George Soros da bu konuyla ilgili bizzat görevlendirilmiş. Soros'un Türkiye'ye ayak basar basmaz yaptığı "laikliği fazla abartıyorsunuz" açıklamasının hikmetini bu bağlamda değerlendirmekte fayda var. Türkiye'de birileri 28 Şubat ve başörtüsü yasağı üzerinden fena halde istifade ediyor. Bu kafa devam ettikçe, 28 Şubat değil 1000 yıl, 10 bin yıl daha devam ettirilir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012